Başbakan Ahmet Davutoğlu, "İdarede vesayeti, sokak çetelerini, paralel yapıları, gayrimeşru bütün aktörleri reddediyoruz. Biz gücümüzü, karanlık yapılardan değil, milletten alıyoruz" dedi.
Başbakan Davutoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı üzerinde hükümet adına söz aldı.
Başbakan Davutoğlu, görüşmelerde eleştiri, öneri ve uyarılarıyla bütçeye katkıda bulunan herkese teşekkür etti.
Hocalı katliamının yıl dönümü olduğunu anımsatan Davutoğlu, Hocalı şehitlerini rahmetle andı.
Başbakan Davutoğlu, "Vatanları vatanımızdır, vatanımız vatanlarıdır, kaderleri kaderimizdir, kaderimiz kaderleridir. Her zaman omuz omuza olacağız" dedi.
Davutoğlu, selefi olan, rahmete kavuşan başbakanlar ile Necmettin Erbakan'ı hürmetle yad ettiğini bildirdi.
"Hayırlar fethola, şerler defola" diyerek söze başlayacağını belirten Davutoğlu, "Kadim geleneğimize uyarak, her işte olduğu gibi burada da söze başlarken Bismillah diyelim. Rızık kapımızı besmeleyle açarız. Bütçe de bütün milletin rızık kapısıdır. Bereketli, hayırlı olsun, geleceğe dönük olarak güzel hizmetlerin vesilesi olsun" diye konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, bütün dünyanın bugün tarihi bir kırılmanın eşiğinde olduğuna işaret ederek, ciddi bir dönüşüm sürecinde olduklarını belirtti.
Bir taraftan modern dönemin en kapsamlı ekonomik kriziyle boğuştuklarını anlatan Davutoğlu, 2008'de yaşanan ekonomik krizin bütün şiddetiyle, dehşetiyle kıtaları, ülkeleri kıskacına aldığını vurguladı.
Diğer yandan yüzyıl önce çizildiği düşünülen Ortadoğu ve Balkanlar düzenin çatırdadığını kaydeden Davutoğlu, "Çevremizde jeopolitik depremler yaşanıyor. Çevremizde en az 6 ülkede fiili olarak merkezi yönetimlerin kontrolü yok. Büyük bir ekonomik depremin ve yanıbaşımızda jeopolitik depremin merkezinde, bu iki büyük meydan okumaya karşı 3 asli temel değerimize dayanıyoruz" dedi.
Başbakan Davutoğlu, birinci değerlerinin insanlar olduğunu vurgulayarak, çok zengin doğal kaynakları bulunmadığını, bazı devletlerin sahip olduğu sömürme döneminden kalan sermaye birikimlerinin de olmadığını kaydetti.
Davutoğlu, "Ama bizim bir değerimiz var, o da insanımız. 78 milyonun kardeşliği üzerinde ortaya çıkan insan potansiyelimiz. Bu insanlar, bizim insanlarımız. Her biri tek tek bizim insanımız, her birinin kaderi tek tek bizim kaderimiz" dedi.
TBMM'nin kaderinin, insanların topyekün kaderinden bağımsız olmadığını belirterek, en büyük servetlerinin, kıymetlerinin insan olduğunu anlatan Başbakan Davutoğlu, "Bu nedenle bütçelerimizin odağı da insanımızı teşkil ediyor. Eğitimden sağlığa, sosyal güvenlikten ulaştırmaya kadar bu insani sermayemizi zenginleştirecek adımlar atıyoruz" diye konuştu.
İkinci büyük değerlerinin demokrasi olduğuna işaret eden Davutoğlu, şunları söyledi:
"Demokrasimizin nihai tecelligahı olan bu Meclis, demokrasiyi bize en büyük güç olarak armağan eden ve özgürlüğümüzü, bağımsızlığımızı bize armağan edenleri bir kez daha yad ederek söylüyorum, bu Meclis her ne surette olursa olsun mutlaka bu milletin nihai kaderini belirleyen en yetkili merci olmaya devam edecektir. Hain, hunharca yapılan Ankara saldırısı sırasında grup başkanvekillerimizin temaslarıyla, hemen yanıbaşımızda bombalar patlamasına rağmen, Meclisimizin açık kalmasını sağlayan bütün milletvekillerine teşekkür ediyorum. Sizler hep birlikte o gün bir prensip ortaya koydunuz, bir destan yazdınız. Polatlı'ya yaklaşan düşman askerlerine karşı Birinci Meclis'in çalışması gibi, ne olursa olsun Türkiye'de bu Meclis her halükarda çalışacak ve her halükarda milletin kaderini belirlemeye devam edecektir. Bir daha bu Meclis'e, kimse, hangi gerekçeyle olursa olsun kilit vuramayacak, ara veremeyecek. Adnan Menderes'i de bir kez daha rahmet, hürmetle anıyorum, onun Meclis'inden bugüne kadar yaşanan bütün sıkıntılardan sonra, buradan, bu kürsüden, bütün milletim adına sesleniyorum: TBMM, ebediyen bu milletin kaderini belirleyecek, nihai merci olarak açık kalacak ve hiçbir terör, şiddet, tehdit bu Meclis'in iradesini ipoteğe alamayacak."
ÇOK ZOR VE KIYMETLİ BİR COĞRAFYA
Başbakan Davutoğlu, üçüncü asli değerlerinin, coğrafyaları ve tarihleri olduğunu ifade ederek, çok zor ve aynı zamanda kıymetli bir coğrafyada bulunduklarını bildirdi.
Herkesin bunun kıymetini bilmesini isteyen Davutoğlu, bu zorluğu da zorluğun getirdiği büyük nimetleri de takdir etmeleri gerektiğini, bu nedenle tarihin kendilerinin civarında aktığını anlattı.
ÖZNE OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Davutoğlu, insanlık tarihinin, bundan sonra bu topraklarda ve bu toprakların etrafında şekilleneceğini işaret ederek, "Ya bir özne olarak kendimizi tarihin merkezine koyup, bu tarihi şekillendirecek gücü, kudreti göstereceğiz ya da köle zilleti yaşayacağız. Ne olursa olsun etrafımızda hangi jeopolitik deprem yaşanırsa yaşansın, sadece AK Parti Grubu adına değil, bütün Meclis adına diyorum ki: Bu coğrafyaların kaderinde biz özne olmaya devam edeceğiz. Biz bu coğrafyanın kaderinden ayrıştırılamayacağız" diye konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, bu nedenle bütçeyi sadece teknik bir süreç olarak değil, bu değerleri, insanı, demokrasiyi, tarihi, coğrafyayı gözeten, büyüten bir araç olarak gördüklerini açıkladı.
KİMSENİN HAYATINA MÜDAHİL OLMADIK, OLMAYACAĞIZ
Başbakan Davutoğlu, 2002'de 119, 6 milyar olan merkezi yönetim bütçesinin, 2016'da 570,5 milyar TL olmasını öngördüklerini bildirdi.
Bunun 4,7 kat büyüklüğünde olduğuna işaret eden Davutoğlu, eğitim ve sağlığa bütçeden 204 milyar TL ayırdıklarını kaydetti.
Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu yıl bütçemizde eğitime ayırdığımız pay, 109,3 milyar. 2002'de iktidara geldiğimizde toplam bütçe 119 milyardı. İnsanımıza kıymet vermek, ona ayırdığımız kaynak ile ölçülür. Biz 13 yıldır yaptığımız her bütçede, sadece ve sadece insanımızı odağa aldık. Sadece ve sadece insanımızın refah, mutluluğunu esas aldık. İnsan odaklı, vatandaş odaklı, adalet odaklı bir siyaset takip ettik. İç politika, dış politika, ekonomi, sosyal politikalarda insanı, adaleti, hayatı esas aldık. Biz zulme uğrayan kim olursa olsun, etnik ve mezhebi kimliğini sormadık. Sen Türk müsün, Kürt müsün, Arap mısın, Müslüman mısın, Hristiyan mısın, Sünni misin, Şii misin, Nusayri misin, Alevi misin, demedik. Hepsine bağrımızı açtık. Biz sonsuza kadar bu topraklarda bir arada ve birlikte olacağız. Demokrasinin tıkanmış kanallarını açmak üzere, 2002'de iktidara geldik ve o gün bugündür hukukla adalet yolunu genişletiyoruz. O gün bugündür devlet ile vatandaşı birbirine yakınlaştırmaya çalışıyoruz. Biz kimsenin hayatına müdahil olmadık, olmayacağız. İdarede vesayeti, sokak çetelerini, paralel yapıları, gayrimeşru bütün aktörleri reddediyoruz. Biz gücümüzü, karanlık yapılardan değil milletimizin ak alınlarından, secdeye gittiğinde bize dua edilen o ak alınlarından alıyoruz. Enerjimizi, gücümüzü milletten alıyoruz, hesabımızı da sadece millete veririz."
BİRİLERİ ELLERİNE KINA YAKTI
Başbakan Davutoğlu, geride bıraktıkları bir yılın zorlu bir süreç olduğunu, geçen yıl seçime hazırlanan bir ülkenin başbakanı olarak burada bulunduğunu anımsattı.
Bir yıl içinde iki seçim yaptıklarını anlatan Davutoğlu, gururla, vakarla yeniden huzurda olduğunu, iki seçim döneminde yaşanan bütün tıkanıklıklara, zorluklara rağmen bu ülkeyi bir an dahi sahipsiz, hükümetsiz bırakmadıklarını kaydetti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 7 Haziran'da tek parti olarak iktidara gelemeyecekleri anlaşıldığında birilerinin ellerine kına yaktıklarını, "kaos geliyor" diye mutluluktan uçtuklarını ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"7 Haziran akşamı AK Parti'nin demokrasi balkonundan sizler adına verdiğim sözü, bugün yerine getirmenin onurunu taşıyorum. O zaman demiştim ki 'Kim ne plan yaparsa yapsın, biz bu ülkeyi sahipsiz, bu devleti hükümetsiz, bu milleti geleceksiz bırakmayız.' Sorumluluktan kaçmadık, anayasa, 'Seçime gitmek gerekir' dediğinde 'Biz buradayız' dedik. Birileri terör için, terör maşalarını devreye soktuğunda 'Biz buradayız, Ankara'dayız' dedik. Ama beğenmesek de üzerinde yemin ettiğimiz anayasamız, seçim hükümeti kurmak bir zarurettir deyip, bütün partilere çağrı yaptığında, bu çağrıya bir tek AK Parti Grubu ses verdi, 'Biz buradayız, burada olacağız, burada kalacağız' dedik. Anayasa, gelin partiye, hükümete temsilci verin dediğinde herkes neredeyse kaçacak delik aradı. Gelmediler, meydana çıkmadılar, mertçe Ankara'da bir sorumluluğu üstlenme görevi ve cesareti göstermediler. Ama biz her halükarda bu milletin kaderini hiç kimseye teslim etmeyeceğimizi gösterdik. Hamdolsun milletimiz bunu takdir etti. Milletimiz kaçanları da gördü, kendisi için elini taşın altına koyanları da gördü. Milletimiz hamaset yapanları da gece gündüz kendisi için koşanları da gördü. Şimdi huzurunuzdayım."
Davutoğlu, 1 Kasım'dan beri hangi uluslararası platforma çıksa, başının dik olduğunu belirterek, sadece AK Parti Genel Başkanı olarak değil, seçimlerde yüzde 85 katılımla demokrasi dersi vermiş bir milletin Başbakanı olarak başının dik olduğunu ifade etti.
Meclis'i tebrik eden Davutoğlu, Meclis'in modern demokrasilerde görülmeyen yüzde 97,5 temsile sahip olduğunu vurguladı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Demokrasi tarihimizin en yüksek temsili de bu Meclis'te. Bunun için bütün partileri ve bu partilere oy vermiş seçmenleri tebrik ediyorum. Ama özel bir tebriğim, özel bir gururum var, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük seçmen oyunu alıp, bu koltukları dolduran ve ülkemizin her bir yerini temsil eden yüzde 49,5 oyla tekrar milli iradeyi bu Meclis'e yansıtan AK Parti Grubu'yla gurur duyuyorum. AK Parti Grubu farklıdır. Üslubuyla, nezaketiyle onlar ayrı ama sayısal bir fark var" diye konuştu.
Davutoğlu, AK Parti'nin 1 Kasım seçimlerinde 22 milyon 959 bin 394 vatandaşın oyunu aldığını, bunun şu ana kadar alınan en yüksek oy olduğunu belirtti.
7 coğrafi bölgenin tamamında birinci ve 81 kentin 63'ünde, 970 ilçenin 740'ında, 396 beldenin 290'ında birinci sırada olduklarını anlatan Başbakan Davutoğlu, AK Parti'nin yüzde 50 üzerinde oy aldığı şehirlerin sayısının ise 44'e yükseldiğini kaydetti.
Türkiye'nin şehirlerinin yarısının, AK Parti'ye yüzde 50 üzerinde destek verdiğini, buna karşılık CHP'nin 22 şehirde yüzde 1'in üzerinde oyu alamadığını, MHP'nin 24 kentte yüzde 10'u geçemediğini anımsatan Davutoğlu, şunları söyledi:
"HDP ise -hani Türkiyelileşecek diye ümitle beklediğimiz ve bir gün bu şuura ulaşırlar diye- 58 şehirde yüzde 10'u geçememiştir, bunların 34'ünde yüzde 3'ü bile geçememiştir. Bu Meclis'e baktığımızda bütün Türkiye'yi temsil ediyor. Ben sadece dönüp AK Parti Grubu'na baktığımda Muğla'dan Artvin'e, Van'dan Edirne'ye bütün Türkiye'yi temsil eden tek partiyi görüyorum."
BİZE EMANETİ VERDİ, SİZE DE BÖYLE SEYRETMEK DÜŞTÜ
Davutoğlu, Genel Kurul'da bütçe görüşmelerinin nazik sürmesi dileğinde bulunarak, "Ama Sayın Kılıçdaroğlu, kendisine yakıştıramadığım ve bir daha ümit ederim olmayacak diye düşündüğüm şekilde, şöyle hitap etti: 'Bunlar, bunlar, bunlar.' Bunlar dediği Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti... Ben konuşmam esnasında kendisine Ana Muhalefet Partisi Lideri diye hitap edeceğim. Başka bir söz kullanmayacağım, ümit ederim bir ders alır" dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun "Bunlar Türkiye'yi yönetemez, yönetemiyor" dediğini belirten Davutoğlu, "Sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye'yi kimin yöneteceğine millet karar verir. Bu millet, kararını 1 Kasım'da verdi. Size baktı, bize baktı, diğer partilere baktı, 13 yıla baktı, Cumhuriyet tarihinin bütününe baktı, 'bu ülkeyi idare etse etse AK Parti idare eder' dedi, bize emaneti verdi. Size de böyle seyretmek düştü. Milleti anlamayan milleten emanet alamaz" diye konuştu.
Herhangi bir arkadaşının kendisinin yanında bir başka genel başkana nezaketsiz üslupla soru sormasına izin vermeyeceğini, zaten arkadaşlarının da böyle bir şey yapmayacağını vurgulayan Başbakan Davutoğlu'nun, "Ama grup başkanvekiliniz döndü, 'AK Parti'nin lideri kim?' diye sordu. Ben burada iken, siz burada iken... Haddi değil, bu soru onun haddi değil. Böyle bir şey söylemek istemezdim, ama madem ki kapıyı siz açtınız buyurun, meydan burası... Evet AK Parti siyasetinin 13 yıllık başarı hikayesinin efsanevi kurucu lideri Recep Tayip Erdoğan..." sözleri üzerine bakanlar ve AK Parti milletvekilleri ayağa kalkarak alkışladı.
Davutoğlu'nun, "13 yıllık genel başkanlık görevinden sonra, kurucu liderlikten sonra, parti liderliğini kendisinden ilk olağanüstü kongremizden, bizde öyle sık sık kongreye ihtiyaç kalmaz, benim kendisine hitaben 'bu bir veda değil, vefa kongresi' dediğim kongrede onurla, delegelerimizin tamamının oyunu alarak partinin yeni lideri olarak seçildim" ifadesi de AK Parti milletvekilleri ve bakanlar tarafından ayakta alkışlandı.
BİZDE ARİSTOKRAT YOLLARDAN GELENLER YOK
Partisinin bütün delegelerinin oylarıyla efsanevi kurucu liderden liderliği devraldığını ifade eden Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Liderliğin gereğini her an yaparım. Benim liderliğe gelişimde kaset oyunları olmadı, olmayacak. Ben hiçbir zaman, onurla devraldığım, sadece siyasi dostluk anlamında değil dünyevi ve uhrevi kardeş gördüğüm liderden, 'aman ondan bahsetmeyin' diye daha önceki genel başkanlar hakkında da konuşulmasına izin vermem. Ben onurla bir görev aldım, onurla yapıyorum, günü geldiğinde de bir başka kardeşime onurla devredeceğim. Aramızdaki fark bu... Bizde az kongre yapılır, vakti, yeri geldiğinde yapılır. Ama şimdi arkadaşlar çok zorladılar. Dolayısıyla şimdi sormak vakti değil mi, hani Türkiye'yi biz yönetemiyoruz ya iddiaya göre. İki ayda yaptıklarımızı biraz sonra sayacağım, hangi vaatleri yerine getirdik. 10 Aralık'ta ilan ettim, bir hafta sonradan itibaren 1 ay, 3 aylık, 6 aylık, bir yıllık... Son istatistiği söylüyorum, 3 aylık verdiğimiz sözlerin iki ayında, vaatlerimizin yüzde 82'sini, reformlarımızın yüzde 50'sini yaptık. Peki, iki aydır CHP neyi tartışıyor. Acaba bu Meclis'in ilk başkanı olan Gazi Mustafa Kemal'in resmi bir odadan indi mi inmedi mi ona karar verecek. Siz bırakın, kurultay oyunları oynamaya devam edin, biz ülkeyi yönetmeye devam edeceğiz. Grup Başkanvekilimizin dediği gibi inşallah 14'ten 41'inciye kadar, daha sonrasına kadar da bu emanet elden elde onurla taşınacak. Kimse de bir önceki genel başkana, liderine saygısızlık yapmayacak, kimse de bir sonrakine emaneti devrederken gözü arkada kalmayacak. Şunu da bu Meclis'in nezaketine, zerafetine yakıştıramıyorum, Cumhurbaşkanımız yüzde 52 oyla, milletten destek alarak gelmiş bir Cumhurbaşkandır. Eleştirebilirsiniz, beni eleştirdiğiniz gibi.... Ama bu vakayı kimse örtbas edemez."
Başbakan Ahmet Davutoğlu, külliye tartışmasına işaret ederek, muhalefetin "saray", kendilerinin "külliye" dediğini belirterek, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, milletin malıdır. Biz hiçbir yere babamızdan miras gelmedik. Cumhurbaşkanımız bir reisin, bir kaptanın oğlu, ben bir esnafın oğluyum. Bizde aristokrat yollardan gelenler yok. Biz milletten güven ala ala bu yolları katettik. Bir gün gelecek Cumhurbaşkanımız da kendisinden sonraki cumhurbaşkanına orayı onurla devredecek. Fark şu...Siz 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendiniz cesaret edemediniz meydana çıkamadınız, bir çatı aday buldunuz, bir işe yaramadı. Şimdi size söylüyorum, külliyeyi tartışmaktansa, 2019 seçimlerine iyi hazırlanın, bu sefer cesaret gösterin, kendinize güvenin, meydana çıkın, kazanın seçimi, orada siz oturun. Bu kadar basit..." ifadesini kullandı.
Siyasetin cesaret işi olduğuna vurgu yapan Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Siyaset er kişinin...Er kişi derken hanımları ayırt ederek söylemiyorum. Bizde er kişi gerçek anlamda yüreği olan kişidir. Hanım veya erkek. 2014'te meydana çıkmaktan korktuysanız vebali niye Cumhurbaşkanımızda veya başkalarında ararsınız? Çıkın meydana, işte buradayız. 2019'a da yeterli süre var, hazırlanın. Kongreden vakit bulurlarsa tabii..."
Davutoğlu, 1 Kasım seçimlerinde milletin engin sağduyusunun tezahür ettiğini söyledi. Seçimlerden sonra kendilerini milletin hizmetine adadıklarını belirten Davutoğlu, 64. Hükümet olarak önceliklerinin, demokrasiyi ekonomik istikrarla birlikte geliştirmek olduğunu kaydetti.
Davutoğlu, insan onurunu esas aldıklarını ifade ederek, "Türkiye'yi yönetme tartışması bağlamında, bu listeyi hepiniz ezberlediniz ama milletimize bir kez daha söyleyeyim, özellikle Sayın Kılıçdaroğlu duyar da bu sefer belki nasıl yönettiğimizi görür diye söylüyorum. Sadece son iki ayda vaatlerimizin yüzde 82'sini yerine getirdik. Alınlarını öptüğüm işçilerimizin asgari ücretini bin 300 liraya çıkardık" dedi.
Emeklilere yılda bin 200 TL zam yaptıklarını anımsatan Davutoğlu, "Biz öyle seçim beyannamelerinde 'Yapacağız, edeceğiz' demeyiz. Yapacağız dedik mi yaparız, sonra da yaptık deriz, elhamdülillah" diye konuştu.
Esnafa 30 bin TL faizsiz kredi vermeye başladıklarını, çiftçi için yemde ve gübrede KDV'yi kaldırdıklarını kaydeden Davutoğlu, genç çiftçilere proje karşılığı 30 bin TL karşılıksız destek verdiklerini anlattı. Davutoğlu, muhtarların, emniyet görevlilerinin, askeri personelin özlük haklarında iyileştirmeler yaptıklarını söyledi.
MİLLETİMİZİN BİZE VERDİĞİ HER BİR VERGİYİ NAMUSUMUZ BİLDİK
Davutoğlu, "Ahilik geleneğiyle besmeleyle açtınız mı Meclisi ya da rızk kapınızı, Allah bereketlendirir. Biz duayla açarız ve 14 yıldır Türkiye doğalgaz, petrol keşfetmedi, hiçbir şey keşfetmedi. Ne yaptık biliyor musunuz? Milletimizin bize verdiği her bir vergiyi namusumuz bildik namusumuz, her bir kuruşunu" sözlerini sarfetti.
Başbakan Davutoğlu, CHP sıralarından laf atılması üzerine, şöyle konuştu:
"Bakın Sayın Kılıçdaroğlu, kusura bakmayın ama bir şeyi söylemek zorundayım. Ümit ederim bundan sonra özen gösterirler. Siz çok ağır ifadelerde konuştunuz. Milletvekillerimize, 'Sayın Kılıçdaroğlu konuşurken kimse müdahale etmeyecek' mesajını gönderdim. Grup Başkanvekilleri dolaştılar bunu duyurdular, siz konuşurken tek bir müdahale olmadı. Siyasi liderlik sadece sözle olmaz; siyasi liderlik, liderlik yaptığı insanlara sözünü geçirmekle olur. Yan tarafınızdaki arkadaşa söylüyorum; siyasi liderlik her şeyden önce, dönüp grubuna 'sus' dediğinde susabilmesidir ve aynı şekilde bir disiplin içinde hareket edebilmesi, nezaket içinde hareket edebilmesidir. Söz söylemek gerektiğinde grubumuz mertçe çıkar sözünü söyler, sözünü esirgemez. Ama bir başka genel başkan konuşurken nezaketsizlik yapılmasına izin verildiğinde buna liderlik denmez."
Başbakan Davutoğlu, gelecek dönemde geriye kalan bütün vaat ve reformları hayata geçireceklerinden kimsenin şüphesinin olmaması gerektiğini söyledi.
MECLİSE GELECEK YENİ REFORMLAR
Siyasi Etik Kanunu, Siyasetin Finansmanında Şeffaflığın Artırılması, Alevi vatandaşların taleplerinin karşılanması, darbe dönemlerinden kalan antidemokratik hükümlerin mevzuattan kaldırılması, taşeronların kamuda istihdam edilmesi gibi reformları da Meclis'e sevk etmeyi hedeflediklerini belirten Davutoğlu, "Gelin, derhal içtüzüğü değiştirelim" dedi.
Davutoğlu, Meclis'in kaybedecek zamanı olmadığını vurgulayarak, "Çarşamba gecesi dakika dakika takip ediyorum. Engellemeler yüzünden sadece bir madde geçebildi. Meclis ana odağını engelleme yerine yasa çıkarmaya yöneltirse torba yasaya da gerek kalmaz, başka bir uygulamaya da. Onun için gelin hep beraber içtüzüğü değiştirelim. Yeni içtüzükte istediğiniz kadar söz hakkınız olsun ama engelleme, blokaj olmasın. Millet bizden bu Meclis'in çalışmasını bekliyor. Meclis'in etkin bir şekilde çalışması için gereken her şeyi yapmaya hazırız" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, 14 yıl içinde tutmayacakları sözleri vermediklerini, verdikleri sözlerin tamamını gerçekleştirdiklerini kaydetti.
Milletin kaynaklarını yine millete seferber ettiklerini dile getiren Davutoğlu, Türkiye'nin son 14 yılda güçlendiğini ve önemli küresel güç haline geldiğini bildirdi. Davutoğlu, en büyük payı yine eğitime ayırdıklarını, 2002'de 11,3 milyar TL olan eğitim bütçesini 2016 yılında 109,3 milyar TL'ye çıkardıklarını söyledi.
Kamu sağlık harcamalarına ayrılan kaynağın 2015 yılına göre yüzde 18 artırılarak, bu yıl 95 milyar TL'ye çıkarıldığını ifade eden Davutoğlu, eğitim ve sağlığa bu yıl, 2002'ye göre 2 kat fazla bütçe ayırdıklarını kaydetti.
YERE NE KADAR SAĞLAM BASARSAK...
Ahmet Davutoğlu, hiçbir bütçeyi, programı bir dönemle sınırlamadıklarını belirterek, "Ufkumuz derinlere kadar gider, bastığımız adım ise toprağın köküne kadar iner. Yere ne kadar sağlam basarsak, gözlerimiz ufku o kadar kuvvetli tarar" diye konuştu.
Türkiye'nin 1993-2002 yıllarında toplam ortalama büyümesinin yüzde 3 olduğunu vurgulayan Davutoğlu, 2003-2016 yıllarında ise büyümenin yüzde 4,7 olarak gerçekleştiğini anlattı. Başbakan Davutoğlu, 2007-2015 yılları arasında bütün çevre ülkeler ve Avrupa "işsizlikten kırılırken" 6,4 milyon istihdam ürettiklerini vurguladı.
Başbakan Davutoğlu, sadece 2015 yılında, yapılan iki seçime ve ülke etrafındaki krizlere rağmen bir milyon vatandaşı iş sahibi yaptıklarını belirtti.
BATAN 22 BANKANIN MALİYETİ 30,2 MİLYAR TL
İstihdam oranının yüzde 40,4'ten yüzde 46'ya yükseldiğini kaydeden Davutoğlu, "Her konuda disiplinliyiz ama 14 yılda mali disiplinde dünyanın takdirini kazandık. Sizden takdir beklemiyoruz ama herkes biliyor ki 2002'de bütçe açığı yüzde 11 idi, şu anda yüzde 1,2. Bu tabloyla 28 AB ülkesi içinde 6. durumdayız. Biz devraldığımızda kamu borç stoku yüzde 74 idi, şimdi ise yüzde 33,5. AB üyelerinde kamu borç stoku yüzde 88, Avro bölgesinde yüzde 94, OECD'de yüzde 90, Türkiye'de sadece 33,5" değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Davutoğlu, 1997-2002 yıllarında batan 22 bankanın maliyetinin 30,2 milyar TL olduğunu söyleyerek, bankacılık sistemini güçlendirdiklerini bildirdi. Editör