‘’Erzurum Doğu’nun Paris’i lafı afta kalmamalı, gerçekten Paris olmalı’’ diyen Mehmet Emin Öz, kibirden uzak duracaklarını söyledi, ‘’Bir sorun olduğunda geçmişte ANAP’lıların yaptığı gibi kimseye efelenmeyecek, varsa sorun en ilgilisiyle çözeceğiz’’ dedi.

Özellikle MHP’li gençlere 24 saat kapılarının açık olduğunu, güçlerini onlarla da paylaşmayı hedeflediklerini, 15 Temmuz gecesi kendilerine çok anlamlı mesajlar verdiklerini anlatan Öz, ‘’ Onlarla inşallah birlikteliğimiz referanduma kadar değil,ilelebet olacaktır’’ ifadesini kullandı.

AK Parti Erzurum İl Başkanı Mehmet Emin Öz, bir öncekilerden farklı bir siyaset dili kullanacaklarını söyledi ve özellikle partililerinden köylere seçim gezilerine giderken güneş gözlüğü kullanmamaları talimatını verdi. Öz ayrıca, sosyal medyada vatandaşları rahatsız eden yemekli sofra paylaşımlarından uzak durulmasını istedi.

İl Başkanlığında ikinci ayını dolduran Mehmet Emin Öz ile geçen bu süre içerisinde neler yaptığını, ne tür gözlemler edindiğini öğrenmek amacıyla önceki gün akşam Tebrizkapı Çarşısı’nda buluştuk. Sosyal İşler Daire Başkanlığı zamanında sıklıkça oturduğumuz çarşıda bu defa İl Başkanı sıfatıyla Mehmet Emin Öz ile oturduk. Daha önceleri illa ki makarna yediğimiz odada belki de aylar sonra ilk defa bu defa da aynını yaptık ve ikram ettiği makarnadan yedik. Hafif bir soğuk algınlığı geçirdiğini ve o yüzden de buraya hastaneden geldiğini belirten Mehmet Emin Öz’de ilk gördüğüm değişiklik, kilosu oldu. ‘’İl Başkanı olduktan sonra 3 kilo verdim’’ diyen Öz, çoğu zaman günde ancak 4 saat uyuduğunu söyledi. ‘’Erzurum Doğu’nun Paris’i lafını laf olmaktan çıkarmalıyız. Gerçekten Erzurum’u Doğu’nun Paris’i yapmamız lazım. Bu yüzden de burada yaşayan herkesin elini taşın altına koyması gerekir’’ diye konuşan ve ‘beraberlik’ vurgusu yapan Öz, il başkanlığı döneminde bazı ezberleri bozacağını ve sosyal projelerin de yeraldığı kapsamlı bir çalışma ile şehrin gerçekten cazibe merkezi haline getirilmesine çalışacaklarını kaydetti.

***

İki saati aşkın bir süre sohbet ettiğim ve sık sık gelen telefonlara cevap vermeye çalışan ve bu konuda hiç de bir yılgınlık göstermeyen çiçeği burnundaki İl Başkanı Öz, bugün olmuş halen daha partiye tebrik ziyaretlerinin olduğunu, bundan da ayrıca büyük mutluluk duyduğunu belirtti. İl Başkanlığının zor olmadığını, aslında burada yaptığı ilerin çoğunu Daire Başkanı olduğunda yaptığını anlatan Mehmet Emin Öz, ‘’Sadece ESMEK’ler yeterli sanıyorum. Her şeyi anlatıyor. Onca insana dokunmuşluğumuz oldu. Aşağı yukarı belediyede yaptığım da böyle bir işti’’ ifadesini kullandı. Büyükşehir Başkanı Sekmen ile ilişkilerinin mesafeli olduğunu ama şimdi daha yakın olduklarına dikkat çeken Öz, Büyükşehir ile ilçe belediyeler arasında önceden kısmen var olan bazı sorunların çözüldüğünü, herşeyin şimdi normale bindiğini açıkladı.

***

Kibirli olmayacaklarını, iktidar gücünü asla kötüye kullanmayacaklarını, ‘farklı bir siyaset dili’ kullanacaklarının altını çizen Mehmet Emin Öz, ‘’Geçmişte örneğin ANAP’lıların yaptığı gibi yapıp kimseye efelenmeyeceğiz. Kimseyi rencide etmeyeceğiz. Yaşanan sorun neyse onun en ilgilisi ile çözmeye çalışacağız. Kibiri belki sıfıra indiremeyiz ama minimuma indireceğiz’’ diye konuştu.

***

Geçmişteki diğer il başkanlarının yaptığı gibi hep aynı yöneticiler ile seçim gezilerine çıkmayacaklarını, her zaman başka isimlerle dolaşacaklarını da anlatan İl Başkanı, bilhassa hiçbir partili yönetici arkadaşına güneş gözlükleri ile köylere gitmemeleri talimatını verdiğini kaydetti. ‘’Öyle güneş gözlükleriyle ekabir havalarında kimseyi görmek istemiyorum. Güneş gözlüklerini takıp köye seçim gezilerine giden adamla işim olmaz. Gerçekten söylüyorum, o kişiyle aram açılır’’ diye sert çıktı. Mehmet Emin Öz ayrıca, zaman zaman kendisinin de gördüğü ve yadırgadığı partililerin sofralı paylaşımların sona ermesini istedi, ‘’O sofraları gören bizden nefret eder. Asla o tür paylaşımlar yapılmasın daha. Mütevazi olmalıyız’’ diye konuştu.

***

İşte Mehmet Emin Öz ile yaptığım sohbetten altı çizilesi bazı satırbaşları:

‘’Öyle gün oluyor ki günde 500 kişi ile görüşüyorum. Abartmıyorum, bazı zamanlar 500 kişi oluyor görüştüğüm. Bir defa 300’den aşağı olmuyor görüştüğüm kişi sayısı. Hatta partiden içeri girdiğimde salonda bazen 10-15 kişi gördüğümde ‘niye bugün az’ diye yadırgıyorum. Beni en çok şaşırtan da öğretmenler. Günde ortalama 20 öğretmen tayin için bize geliyor.’’

‘’Adil bir yönetimdir düsturum. Asla kendi kötümü iyiyle değişmem. İyi iyi, kötü kötüdür. Kaldı ki kötü herkes için kötüdür’’

‘’İnsanlarımız biraz rahatlığa alışmış. Özelikle memurlar iyi yerde olsa dahi daha iyi yerde olsun istiyorlar. Bu düşünceyi kırmamız lazım. Mesela benim doktor bir yeğenim var, El-Bab’da askerlerin doktoru. Yeri kötü diye başka yere mi aldıracağım. Hayır.’’

‘’Erzurum’da herkesin partilerüstü düşünmesi lazım. Özellikle MHP’nin bu referandumda bizimle aynı safta olması fevkalede önemli. Yılarca gereksiz yere birbirleriyle kutuplaşan MHP’deki özellikle o gençlere kucak açmamız, onarı sürekli yanımızda bulundurmamız gerekli. Enerjilerinden istifade etmeli, enerjilerinin boşa harcanmamasına çalışmalıyız. 15 Temmuz’da o çocuklar hiçbir davet olmadan geldi, bir duruş sergilediler. Sağlam bina için tuğlaları sıklaştırmamız gerekiyor. Ve onlara benim şahsen 24 saat kapım açık. Bizim onlara, onların bizlere ihtiyacı var. Birlikteliğimiz de referanduma kadar değil, ilelebet olmalı’’

‘’ İktidar partisi olarak mevcut il binası bize yetmiyor. Çok kifayetsiz artık. Yeni bir bina arayışımız var. İnşallah seminer salonlarının da yeralacağı o binada konukların ağırlanacağı müştemilat da düşünüyoruz.’’

‘’Oluşturduğum il yönetimini beğenenler kadar beğenmeyenler de var. Biz de bu konuda memnuniyetsizlik duyuyoruz. Ama şu bilisin ki biraz amatör olabilir ama daha ilk günden profesyonel işlere imza attılar. Özellikle eski belediye başkanlarının da katıldığı Danışma Meclisi toplantısı fikri işte o eleştirilen yönetim kurulu üyelerimizin fikriydi. Çok yerinde ve gerekli bir toplantıydı. Bazı arkadaşlarımız için halen daha eleştiriler geliyor ama ben önemsemiyorum. Benim gözümde onların her biri birer yıldız. Onları asıl herkes sokağa indiğinde görmeli. Ben yönetimimden memnunum’’

‘’Efsane olmak hem kolay hem de çok zor. Efsane il başkanı olacağım lafı iddialı bir laf ama efsaneden ziyade iz bırakan bir il başkanı olmak isterim. Geride hoş bir sada bırakacaksam ne mutlu bana!’’

‘’İl Başkanı olduktan sonra artık eskisi gibi kitap okuyamıyorum. Çünkü kitap okumaya gerçekten çok zaman bulamıyorum. Fakat yine de elimde okumakta olduğum bir kitap var. Fırsat bulur bulmaz bir süredir okumakta olduğum Erik Jan Zürcher’in Modernleşen Türkiye’nin tarihi kitabını bitirmeye çalışıyorum’’