Aralarında Erzurum’un da bulunduğu 49 ili kapsayan teşvik tedbirleri, yeni yıl ile birlikte rafa kaldırıldığını dile getiren Başkan Kaya, “Aslında sadece ve sadece bölgemiz illerinde uygulanması gerekirken, 49 ile yayılarak cazip olmaktan çıkartılarak, gelişmişlik düzeyi Erzurum’dan çok daha yüksek şehirlerde yaşayanlara peşkeş çekilen bu imkanlardan artık benim sıkıntıda olan esnafım, işadamım yararlanamayacak. Geçtiğimiz aylarda düzenledikleri anlı şanlı basın toplantıları ile Türkiye’yi gelir düzeyine göre 6 bölgeye ayıran ve Erzurum’u da 5’inci bölge illeri arasına sıkıştıran iktidara ve iktidarın Erzurum milletvekillerine, bakanına, il başkanına “Bundan sonra, tutunacak bir dalı bile kalmayan esnafımın hali ne olacak?” diye sormak gerekirse, acaba ne cevap verecekler” dedi.
Yeni yıl ile birlikte bir personelin vergi ve sigorta giderlerini aza indiren 5084 sayılı teşvik yasasına son noktanın konulduğunu dile getiren Kaya, “Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, yasanın süresinin kesinlikle uzatılmayacağını açıkladı. Bu açıklamadan hareketle sormak gerekirse, Erzurum’da çağrı merkezlerinde çalışan 4 bine yakın kürek mahkumu genç var. Neredeyse karın tokluğuna çalıştırılan, iş bulamadıkları için sömürülmeye razı bırakılan bu gençlerin durumunda acaba kötüye gidiş olacak mı? Erzurum’da düne kadar sigorta primleri, teşvik yasası sayesinde daha düşük ödenen bu gençlerin sigorta pirim farkının maaşlara yansıtılacağı, dolayısıyla zaten az olan maaşların daha da azaltılacağı söyleniyor ve hatta toplu işten çıkartmaların olacağı ifade ediliyor. Bütün bu iddialar, kışın en soğuk günlerini yaşadığımız Erzurum’da, zaten ekonomik sıkıntı içinde bulunan aileleri daha da üşütüyor ve üzüyor. Bütün bu iddiaların doğru olmaması ve ekmek parası uğruna her türlü sıkıntıya mecburiyetten katlanan gençlerimizin işsiz kalmaması en büyük temennimiz” diye konuştu.
Erzurum’da hava kirliliği olmadığı yönündeki açıklamalara da tepki gösteren Kaya, “Eğer Erzurum’da hava kirli değilse, havanın kararmasıyla birlikte ortaya çıkan o koyu duman ve insanın boğazını yakan zehir de neyin nesi? Palandöken’den bakıldığında şehrin üzerindeki kara bulut kütlesi, bizim kararan kaderimizin bir göstergesi değil de nedir acaba? Diyorlar ki, hava kirliliği Erzurum’da tehlike sınırlarında değilmiş. Bu açıklamalar, Erzurum’da yaşayan ve o kirli havayı solumak zorunda bırakılan bizlerin gözünün içine bakılarak yapılıyor. O yalanları söyleyenler, ellerine tutuşturulan raporlara ve rakamların arkasına sığınarak, dışarıdaki zehirli havaya da hiç aldırış etmeden “Erzurum’da hava kirli değil” deme insafsızlığı gösterebiliyorlar.
Rakamlarla oynamayı ve halka yalan söylemeyi alışkanlık haline getiren, enflasyonu düşük göstererek emeklinin, dar gelirlinin maaşlarını erittikçe eriten, büyüme rakamlarını anormal yüksek göstererek devleti ne de iyi idare ettikleri yutturmacasıyla halkı kandıranlar, şimdi kalkmış dışarıdaki zehirli havaya “temiz”, çeşmelerden gürül gürül akan sularımıza da “kirli” diyerek, yalanlarına yenilerini ekliyorlar” şeklinde konuştu.
Erzurum’da ot ve saman sıkıntısı yüzünden dolayı havyancılıkla uğraşanların ağzını bıçak açmadığını anlatan Kaya, “Sorunun her geçen gün biraz daha büyüdüğü, ot ve saman sıkıntısının çekildiği Erzurum’da, bu sorunun yaşanacağı önceden biliniyorken, neden başında önlem alınmamış da, karakışın ortasında köylü kaderi ile baş başa bırakılmıştır? Bütün bu olumsuzlukların baş müsebbibi AK Parti iktidarı ve bu iktidarın yaptığı tüm yanlışlara körü körüne itaat eden, haksızlığa, hukuksuzluğa ses çıkartmayarak zulme arka çıkan bir grup insanımızdır. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bir yandan yanlışları, haksızlıkları ve vurgunları dile getirip, bölücülerin sinsi oyunlarına göğsümüzü gererek siper olmayı sürdürürken, kamuoyunu bilgilendirme ve bilinçlendirme görevimizi de yapmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Yeni yıl ile birlikte bir personelin vergi ve sigorta giderlerini aza indiren 5084 sayılı teşvik yasasına son noktanın konulduğunu dile getiren Kaya, “Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, yasanın süresinin kesinlikle uzatılmayacağını açıkladı. Bu açıklamadan hareketle sormak gerekirse, Erzurum’da çağrı merkezlerinde çalışan 4 bine yakın kürek mahkumu genç var. Neredeyse karın tokluğuna çalıştırılan, iş bulamadıkları için sömürülmeye razı bırakılan bu gençlerin durumunda acaba kötüye gidiş olacak mı? Erzurum’da düne kadar sigorta primleri, teşvik yasası sayesinde daha düşük ödenen bu gençlerin sigorta pirim farkının maaşlara yansıtılacağı, dolayısıyla zaten az olan maaşların daha da azaltılacağı söyleniyor ve hatta toplu işten çıkartmaların olacağı ifade ediliyor. Bütün bu iddialar, kışın en soğuk günlerini yaşadığımız Erzurum’da, zaten ekonomik sıkıntı içinde bulunan aileleri daha da üşütüyor ve üzüyor. Bütün bu iddiaların doğru olmaması ve ekmek parası uğruna her türlü sıkıntıya mecburiyetten katlanan gençlerimizin işsiz kalmaması en büyük temennimiz” diye konuştu.
Erzurum’da hava kirliliği olmadığı yönündeki açıklamalara da tepki gösteren Kaya, “Eğer Erzurum’da hava kirli değilse, havanın kararmasıyla birlikte ortaya çıkan o koyu duman ve insanın boğazını yakan zehir de neyin nesi? Palandöken’den bakıldığında şehrin üzerindeki kara bulut kütlesi, bizim kararan kaderimizin bir göstergesi değil de nedir acaba? Diyorlar ki, hava kirliliği Erzurum’da tehlike sınırlarında değilmiş. Bu açıklamalar, Erzurum’da yaşayan ve o kirli havayı solumak zorunda bırakılan bizlerin gözünün içine bakılarak yapılıyor. O yalanları söyleyenler, ellerine tutuşturulan raporlara ve rakamların arkasına sığınarak, dışarıdaki zehirli havaya da hiç aldırış etmeden “Erzurum’da hava kirli değil” deme insafsızlığı gösterebiliyorlar.
Rakamlarla oynamayı ve halka yalan söylemeyi alışkanlık haline getiren, enflasyonu düşük göstererek emeklinin, dar gelirlinin maaşlarını erittikçe eriten, büyüme rakamlarını anormal yüksek göstererek devleti ne de iyi idare ettikleri yutturmacasıyla halkı kandıranlar, şimdi kalkmış dışarıdaki zehirli havaya “temiz”, çeşmelerden gürül gürül akan sularımıza da “kirli” diyerek, yalanlarına yenilerini ekliyorlar” şeklinde konuştu.
Erzurum’da ot ve saman sıkıntısı yüzünden dolayı havyancılıkla uğraşanların ağzını bıçak açmadığını anlatan Kaya, “Sorunun her geçen gün biraz daha büyüdüğü, ot ve saman sıkıntısının çekildiği Erzurum’da, bu sorunun yaşanacağı önceden biliniyorken, neden başında önlem alınmamış da, karakışın ortasında köylü kaderi ile baş başa bırakılmıştır? Bütün bu olumsuzlukların baş müsebbibi AK Parti iktidarı ve bu iktidarın yaptığı tüm yanlışlara körü körüne itaat eden, haksızlığa, hukuksuzluğa ses çıkartmayarak zulme arka çıkan bir grup insanımızdır. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bir yandan yanlışları, haksızlıkları ve vurgunları dile getirip, bölücülerin sinsi oyunlarına göğsümüzü gererek siper olmayı sürdürürken, kamuoyunu bilgilendirme ve bilinçlendirme görevimizi de yapmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Editör
Son Güncelleme: 06.01.2013 17:49