Bir taraftan önemli miktarda para yatıracaksın, yatırım yapacaksın.
Çaba harcayarak tanıtım kampanyaları düzenleyeceksin.
Federasyonlar ve futbol kulüplerini davet edeceksin.
O konu hakkında heyetler oluşturacak ve girişimlerde bulunacaksın.
'Yüksek irtifada sporcu kampı' ve Erzurum'u tanıtım için broşürler bastıracaksın.
Tanıtım yüzü olarak Milli atlet Elvan Abeylegesse'yi seçeceksin.
Elvan'ın "Yüksek irtifa antrenmanında tercihim Erzurum.
Çünkü Erzurum sadece yüksek irtifa merkezi değil, aynı zamanda bir tarih ve kültür şehridir" mesajını manşete çekeceksin.
Diğer taraftan kalkıp, senden yardım ve destek isteyen federasyonlara 'kapıyı göstereceksin'
İşte bu olmadı.
İLK TEPKİYİ KİM VERDİ?
Aslında bu konudaki ilk ciddi protesto, Şubat ayı başında Kayak Federasyonundan geldi.
Federasyon Başkanı Özer Ayık, 300 sporcu ve antrenörle birlikte Özelleştirme İdaresi Başkanlığı İl Müdürlüğüne siyah çelenk bıraktı.
Gerekçe olarak, kayak merkezlerindeki mekanik tesisler ve telesiyejleri kullanmak için kişi başına 30 lira istenmesi, Erzurum'da bulunan sporcu ve antrenörlerin bu nedenle kayak tesislerinden yararlanmaması gösterildi.
Özer Ayık, Erzurum'da her yıl 8-10 arası kayak yarışı düzenlediklerini, sezonun ortasına gelinmesine rağmen bu sene hiçbir faaliyet yapamadıklarını itiraf etti.
Ayık, Türkiye'de bulunan 40 kayak merkezi arasında sadece Palandöken ve Konaklı Kayak Merkezinde böyle bir uygulamanın olduğunu söyledi.
Daha ne desin?
ERZURUM'UN AVANTAJLARI NE?
Sanıyorum spor turizmini Erzurum'a çekmek için bir dizi yatırım ve çalışma yapıldığını bilmeyen yok.
Erzurum'u ayrıcalıklı kılan önemli yatırımların başında Palandöken Dağının 2 bin 200-2 bin 400 rakımında bulunan beş otel geliyor.
Ardından 2011 Dünya Üniversiteler Kış Oyunları nedeniyle Palandöken, Konaklı, Kandilli ve kent merkezindeki tesisler.
Gençlik Spor'a ait 25 binlik modern Cemal Gürsel Stadı.
Yan sahalar ve Atatürk Üniversitesine ait stadyum.
Bunlar yetmemiş gibi Büyükşehir Belediyesi, İbrahim Polat Caddesindeki kavaklığa uluslararası standartlarda 5 futbol sahası yaptırıyor.
Palandöken'deki otellere yürüme mesafesindeki tesislerin deniz seviyesinden 2 bin metre yükseklikte olması ayrı bir avantaj sağlıyor.
Ancak Dünya değişiyor ama o tutucu kafalar bir türlü değişmiyor.
SICAK BİR ÖRNEK
Bakın bu olaya sıcak bir örnek vermek istiyorum:
Türkiye Kayak Federasyonu Başkanı Özer Ayık gibi, Türkiye Dağcılık Federasyonu Başkanı Alaattin Karaca da Erzurumlu.
Ayık ve Karaca Erzurum için şans değil mi?
Alaattin Karaca, 16 yıllık başkanlığı döneminde Erzurum'da her yıl ortalama 3 etkinlik düzenliyor.
Kış gelişim eğitim çalışmasını Konaklı'da yapmak için de Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğüne bir resmi yazı gönderiyor.
Özetlersek Karaca destek istediği yazısında şöyle diyor:
Kış dağcılığı eğitimi için 39 ildeki 67 dağcılık kulübünden 20’si kadın 105 sporcu Erzurum'a gelecek.
Türkiye'nin değişik coğrafyasından 105 dağcı önce Erzurum'u tanıyacak.
Bir spor salonu tahsis edilmesini istiyor ki, dağcılar geceyi salonda uyku tulumlarında geçirsin.
Ardından dağcılar, belediye otobüsleri ile Konaklı'ya götürülecek.
Konaklı'da dağcılar, kar üstüne kurdukları çadırlarda yaşayacak.
Günde 1 saatlik ders için de Konaklı'da bir salonun verilmesini öneriyor.
Peki TDF Başkanı Karaca'nın detaylı yazısına Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Süleyman Arısoy nasıl bir yanıt veriyor?:
"İlgili sayı yazınızla 22- 28 Şubat 2014 tarihleri arasında Kış Gelişim Eğitimi için istediğiniz Konaklı Kayak Tesisleri, özelleştirme idaresi kapsamına gireceğinden tahsisi yapılamamıştır."
CİNTIMAR'I ARATAN MÜDÜR
Hepsi bir cümlede bitiyor.
Bir spor salonun da mı yok?
Niye Türk dağcılarına bir spor salonunda toplanmayı çok görüyorsun?
Anladık Konaklı'yı tahsis edemiyorsun, Kandilli ne güne duruyor?
Veya, "Şunları ben yaparım, ama diğerleri beni aşıyor" diyebilirsin.
Ama bizim müdür, adres olarak ‘Başka kapıya’ diyor.
Şimdi gel de Fatih Cintimar'ı arama.
Aslında bir siyah çelenk de Arısoy'un camlı binası önüne bırakmak gerekmez mi?
VALİNİN HIZINI KİM KESİYOR?
Bir tarafta Vali Ahmet Altıparmak tanıtım için seferberlik ilan ediyor.
Önüne çıkan her fırsatı değerlendiriyor.
"Zirvede olmak için sizleri Erzurum'da Yüksek İrtifa kampına bekliyoruz" diye diye dilinde tüy bitiyor.
Yaşadığımız şu örneklere bakarsak Vali Altıparmak'ın hızını kim kesiyor?
Bana göre, spor turizminden anlamayan kafalar.
Bu haftaki yazıyı, dağcıların “Kampı ne oldu?” diye merak edenlere bilgi vererek noktalayalım:
Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, Türk dağcılarına kapıyı açtı ve tüm isteklerini yerine getirdi.
Özelleştirme İdaresi ise günde bir saatlik salon kullanımı için federasyona 700 liralık ‘ayak bastı’ faturası kesti.
Çetin Bayram sen önce millete olan borcunu öde dolandırıcılığı bırak sonra insanları eleştir...