Geçen hafta taraftara naçizane çağrıda bulunarak, “Başka Erzurumspor…” yok demiştim.
Taraftarımız hafta içerisinde oynanan maçta çok hoş bir Dadaşlık örneği ortaya koydu. Seyirci az idi ama Zonguldak’tan gelen (saydım) 25 kişilik bir avuç rakip takım taraftarıyla o kadar güzel bir ahenk ortaya koydular ki, hakikaten takdire şayan oldu.
Karşılıklı tezahürat ve sloganlarda Dadaş’ın özü, Türk milletinin yüreğinde atan kelimeler topluca yükseliyordu Kazım Karabekir Stadı’ndan Çarşamba günü…
Ancak Pazar günü Pendik’ten alınan sonuçta hakem kadar hocamızın da oyuncularımızın da ciddi hataları var.
Alo25 olarak milli konularda hassas olduğumuz kadar, Erzurum, Dadaş ve mavi-beyaz tutkusu subjektif anlamda vazgeçilmez hissiyatımızdır.
Bu yüzden Pendik’te maçı katleden Yaşar Can Temizel (?), Emir Eray Eyisoy (?), Hüseyin Aylak, Emre Abar (?) üçlüsü için “Yazıklar Olsun Senin Gibi Hakeme…” başlığını kullanmak zorunda kaldık.
Evet, adam maçı soğutmalarla, basit faullere zırt pırt üflemekle oyunu katletti. Sonunda da elimizdeki 2 puanı gasp etti.
Fazla yazılıp çizilmedi ama aynı durum Sivas maçında yaşandı. Orada da hakem üçlüsünün katliamına maruz kaldık. Takımın pozitif ataklarında ha bire öttürdü, oyunu soğuttu, oyuncuları da hocayı da çileden çıkarttı. Ve sinirlerine hakim olamayan hissi hareket eden mavi-beyazlı ekip de maalesef Sivas’ta olduğu gibi ve Pendik’de üstün oyun ve galip olmalarına rağmen ikişer puandan oldu.
Bütün bunlar profesyonellik gerektiriyor.
Aklıma gelmişken yazayım; Komik ama gerçek; Eski Erzurumspor’un zamanında bazı yöneticilerin muska için hangi hocalara gittiklerini, futbolcuların fotoğraflarını yanlarında götürmedikleri için hocadan fırça yediklerini biliyorum.
Benzer şeyi önermeyeceğim ama, şu sinirlenme, motivasyon ve hissi hareket etmeden oyunun pratik okunabilmesi konularında üniversitemizin ilgili tıp doktorlarından destek alınabilir.
Sevgili Kadir Sabuncuoğlu ve Orkun Çizmeli’nin de yorumladıkları gibi;
Biz çok kolay gol yiyen bir takımız. Asıl problem geri dörtlüde. Daha maçın ikinci dakikası, Pendik'in 9 numarasına 'al da at' diye pası kim verdi? Benzer hataları sıkça yapıyoruz. Defansı bir türlü sağlam tutamıyoruz. Bir başka kusur. Fatih müthiş denecek yetenekte bir orta saha elemanı. Ama topu ayağında ısrarla çok tutuyor. Oysa o kazandığı, çaldığı topları ileri uçtaki arkadaşlarına dağıtsa çok gol atarız.
Takımda bireysel oyunlar ağırlıkta olduğu gibi, topsuz oyun özellikleri zayıf.
Koşan, pres yapan, top çalan, mücadele eden bir tane orta saha oyuncumuz yok, forvetler de mücadelesiz olunca haliyle tüm yük defansa biniyor. Bu kadar pozisyon verilmesi ve gol yenilmesi de bence normal.
Özetle, 12 haftadır en dikkat çeken durum, orta saha ile birlikte sağ ve sol koşu yollarının boşluğu, defansın aniden ağırlaşan yükü, markaj eksikliği ve fazlaca soğukkanlılığı, gol yollarında oyunun genelde kale önünde kilitlenmesi v.s
Ahmet Hoca gerekli tedbirleri alacaktır.
Çok üzücü, elimizdeki 4 puanı değerlendiremedik ama, tren de henüz kaçmadı.
27 puanda Diyarbakır almış başını gidiyor. Biz 22 puanla dördüncü sıradayız.
Dadaşa hakikaten çok önemli görev düşüyor.
Sezonda ilk yarının sona ermesine 5 kala bu hafta ligin alt kritik sırasında yer alan Üsküdar’ı ağırlayacağız.
Üsküdar gelir iken eli kulağında kar’a tutulsak bile öncelikle stadı taraftarlarımızın doldurmasını bekliyoruz.
Daha sonra üst üste iki hafta deplasmanda Hacettepe’de 3 ünite kan arayıp, Keçiören’den inatla 3 puanla dönmek zorundayız.
16’ıncı haftada Erzurum’da hava iyice soğuyup kar da yağmış olabileceğinden, sahamızda Kahramanmaraş’a bir güzel 3 puanlık dondurma tattırıp, 17’inci haftayı Fethiye’yi sıcak havada feth edip, Diyarbakır surlarına 37 basamaklı merdivenle dayanma yürekten temennimizdir.
