Bir bilge kişi şehirlerden, köylerden uzak yaşarmış. Bu durum herkes için oldukça büyük bir merak konusu olmuş. Heyetler gitmiş, heyetler gelmişler ve nihayet bilgeyi şehirde hiç olmazsa birkaç gün misafir olmaya ikna edebilmişler.
Bilge kendisini almaya gelen heyete yaya gelirim şartını koymuş. Onlar da kabul etmişler ve yürüyüş başlamış.
Derken kanalizasyon akan bir derenin yanından geçerken bilgin “bu nedir” diye sorar. “Efendim, bu şehirden gelen insanların atıklarının geçtiği deredir” derler.
Bilgin o zaman “Bakın” der, “bunlar gayet lezzetli, hoş kokulu, güzel görüntülü yiyeceklerdi. İnsanoğlunun içine girdikten sonra bu hale geldiler, şimdi ben artık sizinle gelemem” der!
Bir ülke düşünün; her şeyiyle dört çarpı dörtlük!
Düşünce, davranış, inanç kirliliği ve kötü yönetimler birleşerek ortaya dayanılması imkânsız kokular çıkarıyor.
Cennet bir ülkenin insanları mutlu olması gerekirken çok mutsuzlar!
Cenazeler, cinayetler, patlamalar, bombalar havada uçuşuyor!
Hala tartışmaların adına “siyaset yapma” diyoruz!
Ne siyaseti, neyin siyaseti, kimin siyaseti?
Doğruların kaybolduğu bir ülkede güzellik beklemek olabilir mi?
Ülkede akademisyenler, hukuk adamları, doktorlar, öğretmenler, subaylar, öğrenciler, memurlar, işçiler, ev hanımları, din adamları düşünmeyi, değerlendirmeyi, siyaseti bilmek zorundadır. Yorumlamak zorundadır. Bireyler özgür beyinli olmak zorundadır; başkasının düşüncesi, aitlik duygularıyla (cemaatler vs) başkalarının düşüncesini onaylamak, savunmak, emirle, tavsiyeyle oy kullanmak bağımsızlık değildir!
Vatandaşlar; olacakları, yaşanacak muhtemel gelişmeleri, yabancıların taktiklerini tahmin etmek zorundadır.
Gereği neyse yapmak zorundadır!
Ve çok daha önemlisi kendi düşüncesiyle diğer taraflı tarafsız düşünceleri kıyaslayabilmek kabiliyetine sahip olmalıdır!
Türkiye bunun için kaybediyor!
Bütün mesele; vatandaşın ortak akıl, ortak bilinç, ortak kaygı, mevcut durum ve muhtemel gelecek büyük tehlikeler konusunda herhangi bir bilgiye, düşünceye, değerlendirmeğe sahip olacak yeteneğe sahip olmamasıdır.
Hafıza dersen; balık hafızası yerine başka bir hafıza adı koymak lazım! Çoğu balık aynı oltaya çok fazla gelmeyebilir!
AKP Hükümeti’nin başlangıcındaki Türkiye ile bugünkü Türkiye’yi terör, ekonomi, huzur, çatışmalar, Suriye ve Irak meseleleri olarak hiç değerlendirdiniz mi; bilmiyorum.
Ama gidişatı tarafsız, düşünceye dayalı, tarih, sosyoloji, hukuk, asayiş, milli menfaatler, terör, ekonomi açısından özgür ve tarafsız bir gözle değerlendiriyorum; durum gerçekten kabul edilemez!
Dünyadaki diğer devletler; en azından 190 ülke neden savaş, bölünme, bombalama, şehitler, sabotajlar tehlikesi yaşamıyor!
Niye merak etmiyoruz, neden merak etmiyorsunuz; ben asıl bunu merak ediyorum! Bunu ülkeyi yönetenlere, her şeyin yolunda olduğunu söyleyenlere, vaat edenlere, oy verdiklerinize soruyor musunuz, araştırıyor musunuz, dünyayla kendimizi kıyaslıyor musunuz; yok!
Bazen söylenecek söz bulunamıyor!
Kokuda yaşamaya alışınca demek böyle oluyor!
Günümüzün hayat tarzı oldu kokuyla yaşamın ötesinde bağımlılık ta yaptı.