Son aylarda Cumhur ittifakına yönelik dahili ve harici müttefik ve müstemleke taşeronlar tarafından yapılan saldırılar karşısında;
Sürekli kendisini savunmak saikleri ile refleks göstermeye çalışan bir iktidar cenahı söz konusu olup, onların gündemi belirlemesini sağlayacak bonkörlükte cabası bir süreç yaşıyoruz.!
Sürekli halkın nabzını ve gündemini analiz edip, çağa ve bu güne ait politika ve strateji belirlemesi gereken danışmanlık ve idari heyet aklını başına toplamalı halkın ve dünyanın öncelikleri meselelerine, ihtiyaçlarına cevap verebilecek asıl gündeme dair stratejileri üreterek liderlere zengin bir menü hazırlamalıdırlar.
Bundan 30-40 yıl önceki Türkiye’yi çeşitli siyah beyaz ve renkli görseller ile bu günle mukayese etmek halk nezdinde geçerli bir akçe olmayıp, zira sürekli gelişen ve değişen, ne Dünya nede Türkiye eski şartlarda olmadığı arada ki süreçte yaşanan süreçleri, içinde yaşayan nüveler olarak millet zaten bilmekte ve değerlendirmektedir.
Halktan ve Halkın önceliklilerinden uzaklaşıp hala dün ile bu günün mukayesine sığınmak, geleceğe dair halkın sorunlarına çözüm üretmekte sorun yaşayanların halet-i ruhiyesi olarak değerlendirilmekte olup, Türkiye’nin İstiklali ve İstikbalini inşaa etme iddasında olan Cumhur İttifakına yakışmamaktadır. Vazgeçilmelidir.
TV ekranları ve gazete sütunlarında , hazır kıta nöbetçi memurlar gibi tartışma proğramlarından proğramlara koşan ve Cumhur ittifakı adına ahkamlarını kesen eskiyen ve yıpranan ve her döneme ve güçlüye maskara olmuş kişiler kontrol edilmeli, müsaade edilmemelidir.!
Özellikle son dönemler millete bedel olarak dönen salgın sınırlandırmalarına öncelikle kural koyucuların uyması ve örnek olması gerekli ilken, çeşitli proğram ve törenler ile buna örnek olunmaması halkın gündemi ve beklentilerinden uzaklaşıldığının göstergesi olup, kesinlikle yapılmamalı ve süreç tölere edilmelidir.
Dahili ve Harici müttefik ve müstemleke zihniyetlerin kuruluşunda ve güçlenişinde rol oynadığı etnik ve paralel terör unsurlarının suistimal ve istismar ettiği ve günümüzde de bedel ödemelerine sebep oldukları tabandaki suçsuz ve mağdur insanların hakkı gözetilmeli, Devletin öncelikli korunma refleksi doğrultusunda yapmak zorunda olduğu KHK uygulamaları , yapılacak hukuk reformları çerçevesinde, teröristle-terörist olmayanı, tabanla -tavanın, suçlu ile mağduru ayırt edebilecek hassasiyetle adalet terazisinde tartılmalı haklar ve hukuk korunmalıdır.!
Özellikle dahili ve harici müttefik ve müstemleke unsurlarının suistimalinin önüne geçilmelidir.!
Yine son günlerin tartışılan gündemlerinden bir diğeri, HDP’nin kapatılması suistimal ve istismara açık bir mevzu olup, siyasi endişe ve menfaatlerin ötesinde, hukuki müeyyidelerin ışığında ele alınmalı, Terörle iltisakı söz konusu olan kişi ve kurumlara hukuki zeminde geçmişte ne uygulanmışsa Terörle iltisaklarını kendileri bile inkar etmedikleri için, kişiye ve kuruma yönelik uygulamalardan ziyade, yeni hukuk reformunda ihanetin ve terörün bireysel ve kurumsal çerçevesi net olarak çizilip, bu kapsama giren bütün kesimlere ve kurumlara uygulanacak evrensel hukuk normları uygulanmalıdır.!
Özellikle Milletimizin öncelikli gündemi olan tüketici maddelerinde ki aşırı fiyat artışı ve istikrarsızlığı, salgının ağır sosyal ve ekonomik koşullarını iyice ağırlaştırmakta olup;
Serbest pazar ve piyasa ekonomisini, serbest talan ticareti olarak algılayan bazı marketler, süpermarketler ve Avm işletmecilerinin izlediklerim fırsatçı ve fahiş fiyat politikaları ile ülkeye ve millete düşman terör unsurları kadar zarar vermektedir kesinlikle kontrolleri, denetimleri aşırı ve haksız kazançlarını kursaklarında bırakacak düzeyde yapılmalıdır.
Devlet vatandaşının her nevi maddi. ve manevi yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak , karşı karşıya kaldığı sorunları çözmekle mükellef sosyal bir müessesedir.! Bu minvalde bazı özel müteşebbislerin hemen hemen Ülkemizin her ili ilçesi ve mahallesinde açabilmeyi başardıkları marketlerin benzerlerini, sosyal amaçla kurabilecek güçte ve potansiyelde Türk Devletinde vardır.
Bu sebeple Tanzim satış marketlerinin , direk üreticiden , tüketiciye ulaştırmasını sağlayacak ve fahiş kazanç sağlayacak marketlere alternatif olacak marketlerin Türkiye’nin en ücra köşesine kadar kurulması sağlanmalıdır.!
Yine üretim ekonomisine bir an önce geçip, özellikle vatandaşın öncelikli temel ihtiyaç kalemleri gıda, sağlık, savunma, istihdam ve eğitim yatırımlarına öncelik verilmeli, israfa, suistimal ve istismara sebep olacak bütün yapılanmalara, yatırımlara kişilere, kurumlara dur denilmelidir.!
Unutmamamız lazım ki Asıl Gerçek olan Müslüman Türk Milletidir.! Yeni dünya düzenini kurmak üzere 3. Dünya meydan muharebesinin verildiği konjüktürde Ne Rusya’dan Dost,ne Amerika’dan Post nede İsrail’den bize bir halt olmaz.Dünya ve yaşadığımız Coğrafya yeni doğumlara gebe iken,kendi göbeğimizi kendimiz kesmeli, kendi kaderimizi kendimiz tayin etmeliyiz. Türk Dünyası ve İslam Ülkeleri ile bu bağlamda stratejik köprüleri sağlamlaştırmalı ve kurmalıyız.!
Anayasa çalışmaları bağlamında, Batının ve emperyal odakların tazyik ve tavsiyelerine kulak asmadan, Hazırlayacağımız beşeri yasaları , Hakkın ve Hakikatın adaleti ile çeliştirmeden, Ülkemizi yeni dünya düzeni saiklerine karşı ve muasır medeniyetler ülküsüne ulaşabilme noktasında, tamamen Milletin ve Devletin ali menfaatleri ve iradesi temelli ve Cumhuriyetin kuruluş temellerine bağlı hassasiyetle hazırlamalı gerekirse Milletin onayına sunup tam bağımsız millet iradesinin tezahürü Anayasa tez elden çıkarılmalıdır.!
Emperyalist müttefiklerin kurguladığı müstemleke muhalefetin belirlemeye çalıştığı Sünni gündemlere takılmadan, onları kendileri çalıp kendileri oynamalarına bırakıp, bizler ülkemizin İstiklal ve İstikbaline odaklanarak kendi ayakları üzerinde durabilen, kendi iradesi ile kendi ihtiyacını yönetebilen ve üretebilen, halde ve gelecekte tam bağımsız Lider ülke Türkiye idealine dönük çalışmalı, lafa ve tezvirata kapılmadan üretmeli ve başarmalıyız.
Milletin duygu, düşünce ve hassasiyetleri alınarak yapılmış bu değerlendirmelerimizin dikkate alınabilmesi dilek ve temennilerimle.
Selam saygı dua…