O zor günlerde, imkânların tükendiği, ekonominin çöktüğü, beşeri dünyasının hasta, sakat ve kadınlardan oluştuğu bir ülkenin geriye kalan münevverleri, aydınları, askerleri, din adamları, eşrafları bir araya gelerek Kasım 1918 yılında "Vilayât-ı Şarkiye Müdafaa-ı Hukuk-ı Milliye Cemiyeti'ni" kuruyorlardı. Süleyman Nazif'in kuruluş çalışmalarına katkı sunduğu ve Harputlu Nedim Beyin başkanlık yaptığı cemiyet 13 Kanunu Evvel 1918 yılında resmen kurulmuş, 2 Aralık 1918'de alınan kararla faaliyetlerine hız vermişti.
İstanbul'da bulunan Cevat Bey(Durusunoğlu) "Vilayât-ı Şarkiye Müdafaa-ı Hukuk-ı Milliye Cemiyeti'nin kuruluş yetkisini almış, Erzurum'a gelmişti. 3 Mart 1919'da cemiyet resmen kurulmuş, Hakkızade Fehim, Müftü Sadık, Binbaşı Süleyman ve diğer üyeler bir araya gelmek suretiyle İlk toplantısını Nisan 1919'da yapmış, başkanlığa Hoca Raif Dinç'i getirmişti. Cemiyetin toplantı yerlerinden biri "Asarı Numune-i Terakki Mektebi", diğeri İnas Rüştiye mektebi binasıydı.
Erzurum'da bunlar olurken Yunanlılar İzmir'i işgal etmiş, çevrede katliamlarına ve işgallerine devam etmişlerdi. Bu durum Erzurum'da tepkilere sebep olmuş halk galeyana gelmiş, 15 mayıs 1919'dan sonra mitingler yapılmaya, işgaller protesto edilmeye başlamıştı. Erzurum halkı için 16 Mayıs matem günüydü.
18 Mayısta Lalapaşa meydanında binlerce Erzurumlunun katıldığı büyük bir miting tertip edildi. ABD ve diğer devletlere telgraflar çekildi. Gönderilen telgraflarda Cevat, Süleyman Necati ve Hüseyin Avni Beylerin imzaları vardı.
İzmir işgal edilmiş, Erzurum halkı protestolara başlamışken ilçeler boş mu duracaktı. Durmadılar, onlarda işgali lanetlediler, telgraflar çektiler. Bayburt Müdafa-i Hukuk-ı Milliye Reisi Fahreddin İzmir'in işgal edilmesini protesto edenler arasında idi.
Bayburt'ta başlayan protesto dalgası Hınıs kazasında yapılan mitingle devam etti. Alınan kararları telgrafla ilgililere gönderen heyetin başkanlığını Belediye Reisi İsa Bey ve heyeti yapmıştı. Başta İstanbul hükümeti olmak üzere tüm devlet başkanlarına telgraflar çekilmişti.
Pasinler kazası adına Belediye Reisi Derviş Efendi, 5000 kişinin katıldığı dev miting sonrası alınan kararları telgrafla dünyaya duymak ve ilgili tüm devletlere işgalin sona erdirilmesi için çağrıda bulundu.
Şehir ve ilçelerde öfke dinmiyordu. 2 Haziran'da Erzurum ve Pasinler halkı İzmir'in işgalini telin eden mitingler tertip ediliyor, derhal işgale son verilmesi isteniyordu.
3 Haziran 1919 yılında İspir'de büyük bir miting daha yapılmış, 20 bin kişi mitinge katılmış, Kaymakam Nesimi Bey alınan kararları telgrafla ilgili tüm devletlere iletmişti.
İspir Müdafaa-ı Hukuk-ı Milliye Reisi Cemal Bey, Vilson'a işgalin sonlandırılması için telgraf çekiyor ve işgali protesto ediyordu.
Hınıs Kazasında ikinci bir miting tertip edilmiş telgraflarla yine ilgili taraflar uyarılmıştı.
Pasinler, İspir, Bayburt, Hınıs'ı Kiğı haklı takip ediyor, Belediye Reisi yapılan mitingi telgrafla taraflara bildirenler arasına katılıyor, Hüseyin Hüsnü Kiğı'lıların duygu ve düşüncelerini dünyaya ilan ediyordu.
Bütün bunlardan sonra 7 Haziran 1919 yılında Erzurumlular durumu sadarete telgrafla bildirerek kararlı olduklarını üzerlerine düşecek görevleri yapmaya hazır olduklarını beyan etmişlerdi.
8 Haziranda "Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti" İnas Rüştiye binasında toplanmış, Hüseyin Avni Bey'den başka 22 üye toplantıda hazır bulunmuşlardı.
Vilayet Kongresi olarak tarihe geçen bu faaliyetler sonunda 17-21 Haziran arasında çalışmalarını tamamlayarak tüm dünyaya "Doğu Anadolu'nun ikinci bir Kırım olmayacağı" yolunda kesin, kararlı olacaklarını ilan etmişlerdi. Ermenilere kesinlikle direnilecek, bu konuda gereken tüm tedbirler alınacaktı.
Ayrıca karalar içinde şehirde iptidai mekteplerin yanında bir Darulmuallimin açılması kararlaştırılmış, göç yasaklanmıştı.
23 Temmuz 1919 yılında yapılan Erzurum Kongresi kararlardan biri "Kuvay-ı Milliyeyi Amil, Milli İradeyi hakim kılmak esastır" ilkesi Kurtuluş savaşına giden yolun ilk basamaklarından biri olmuştu.
Bu arada 1 Mayıs 1920 de Telgrafçılar Cemiyeti kurularak resmen Milli Mücadele'nin haberleşme işinde Erzurumlu PTT'ciler önemli görevler üstlenmişlerdi.
İstanbul'un işgali üzerine Lalapaşa meydanında yapılan miting ve Murt Paşa Cami'sinde dönemin kadın muallimlerinin öncülüğünde bayanların katıldığı,önce Mevlit okutulup peşinden minbere çıkan Zeliha Faika Ünlüerin'in yaptığı konuşma katılanları ayağa kaldırmış, akabinde ABD ve diğer Avrupa devletlerinin hükümetlerine telgraflar çekilmiş, Erzurumlu kadınların haklı istekleri cihana duyurulmuştu
Kasabaların halkı tarafından düzenlenen protesto mitingleri ve alınan kararlar başta İstanbul hükümeti olmak üzere itilaf devletlerine ve ABD'ye çekilen telgraflarla İstanbul'un işgali telin edilmiş, Türk milletinin bu yapılan haksızlıkların altında kalmayacağı tüm dünyaya ilan edilmişti.
Sonuç olarak yukarıda sıraladığım olaylar, 23 Temmuz Kongresi'nin kazandırdığı moral, aslında Milli Mücadele Erzurum'da başlamıştır konusundaki tezi güçlendirmektedir. Kuvay-ı Milliye'nin kurulup gelişmesinin başlangıcında, gelişmesinde Erzurum hep ön sırada olmuştur. O halde artık resmi belgelere bunun böyle geçmesinin yararı vardır. Bilim adamlarının bu yönde çaba harcamaları, gerçekleri gün yüzüne çıkarmaları ve bu yönde kamuoyu oluşturmaları gerekmektedir.