MİLLİ ŞUUR

Milli Şuur doğuda Aziziye, batıda Çanakkale destanıyla verilmelidir. Çünkü Aziziye destanının 145, Çanakkale Zaferinin 106 yılını idrak etmiş bulunuyoruz.

Yıl 1984 Turgut Özal Başbakan, Vehbi Dinçerler Milli Eğitim Bakanıdır. Ülke eğitimi ile ilgili çabalar, fikirler ileri sürülmektedir. Japonya'dan eğitimle ilgili pedagoglardan oluşan bir heyeti Türkiye'ye davet edilir. Heyet ülkemizin pek çok yerinde inceleme ve gözlem yapar. Sonra çalışmalarını rapor haline getirip, Başbakanın ve Milli Eğitim Bakanının huzuruna çıkarlar. Rapor oldukça üzücüdür. Çünkü:
Sizin gençlerde milli şuur yok! ifadesi yetkilileri şok eder............!
Türk heyeti üzerlerindeki şoku atar atmaz "bizim gençlerimizin damarlarındaki kan milli duygumuzun kaynağıdır"
Peki; siz Japonlar, gençlerinize milli şuur verme adına ne yapıyorsunuz?
"Biz gençlerimize ilkokula başlamadan şok testler uygularız. Mesela uçak gibi hızlı giden trenlerimize bindirir, bir tur yaptırırız. Çok katlı yollardan da geçen tren, onları şöyle bir sarsar. Mini mini çocuklarımız teknolojinin baş döndürücü neticesini görerek şok yaşarlar. Bu şoktan sonra onları Hiroşima'ya, Nagazaki'ye götürürüz. II. Dünya Savaşı'nda atom bombası atılmış bu bölgeleri aynen muhafaza ediyoruz. Onlara; burada bir hayvanın yaşaması bir kenara, herhangi bir bitkinin bile yeşermediğini gösteririz. Hiçbir canlıya hayat hakkı tanımayan atom bombasının etkileriyle karşı karşıya bırakırız. Ve sonra deriz ki:
Eğer sizler çalışmaz, sizlerden öncekileri geçemezseniz vatanınız, işte düşmanlarınız tarafından bombalanır. Düşmanlarınız yurdunuzu hiçbir canlı yaşayamayacak şekilde size bırakıp giderler. Çalışırsanız, bindiğiniz hızlı trenleri bile geçecek yeni vasıtaları yaparsınız. Gerisi sizin bileceğiniz iş. Çocuklarımız bununla ikinci bir şok daha yaşarlar".
Peki, biz Türk gençlerine milli şuur vermek için ne yapmalıyız? Türkiye için tespitleriniz var mı?
Elbette var. Bizimkinden çok daha önemli. Bir tanesi Çanakkale savaşlarının olduğu bölge. Vatanınızın bu bölümü bile gençlerinizin şok olması için yeter de artar....! Metrekareye altı bin merminin düştüğü, beş litre kanın aktığı savaşta, Türkler her şeye rağmen galip çıkıyor. Olmayacağı olur hale getiriyorlar. İmanın teknolojiyi yendiğini ispatlıyorlar. Üstelik karşılarında tek bir düşman değil; müttefik güçler, sizin tabirinizle yetmiş iki buçuk millet var....!
İşte bu tablo ve bu bölge gençlerinizin milli şuurunun pekişmesine yeter de artar bile... Guruplar halinde her Türk genci Çanakkale savaşının olduğu bölgeyi iğneden ipliğe gezmeli görmeli, öğrenmeli ve onlara şöyle denilmeli: "Sizler çalışmazsanız, düşmanlar Çanakkale'ye geldikleri gibi, bu defada başka şartlarda, başka şekillerde gelir, size yaşamayı haram ederler. Çalışırsanız, teknolojiyi yakalarsanız, barışa katkıda bulunur, ülkenizi müreffeh hale getirirsiniz. Gençlerinize bunları telkin ettikten sonra bu zaferin destanını en iyi şekilde ifade eden Mehmet Akif'i ve onun Safahatını okutmalısınız." derler.
Evet değerli kardeşlerim bende bunlara ilaveten "Allah'u Ekber Dağlarındaki ölümüne mücadeleyi ve bu büyük alanı, Soğanlı Dağını, Kargapazar Şehitliğini, Aziziye Tabyalarını Kop Şehitliğini gösterebilir anlatırsak milli şuurun gelişmesine katkıda bulunuruz".
Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Nene Hatun, Cevat Paşa, Esat Paşa, Kaymakam Mustafa Kemal ve kahraman subay, askerlerimizi, Harbiyeli, Bahriyeli, Vefalı, Galatsaraylı ve 15'lileri ve daha nicelerini anlatmazsak Milli Şuur oluşturamayız.....

Onun için sloganımız: "DOĞUDA AZİZİYE, BATIDA ÇANAKKALE MİLLİ ŞUURUN TEMEL TAŞIDIR...