Dış dünyanın da pohpohlamasıyla muhalefet, acayip gaza gelmiş durumda!
Sanırsınız yarın seçim olsa yüzde altmış oy alacaklar, böylelikle”… ne pahasına olursa olsun Tayyip gitsin de, gerekirse Türkiye yansın” dedikleri o ecnebi menşeli projelerini hayata geçirecekler!
Ne içiyorlar da kafaları bu kadar güzel oluyor, anlamış değilim…
“Güçlendirilmiş parlamenter sistem” diyorlar, “Ben başbakan olacağım” diyorlar (ki, bu hanımefendi meşum darbe öncesinde de aynı şeyi söylemişti.)
Nasıl olacağına dair en küçük bir fikirleri yok. Çünkü bütün söylemlerini “Tayyip düşmanlığı” üzerine bina ettikleri için gerçekleri göremiyorlar.
Demokrasinin geçerli olduğu bir ülkede elbette kim olursa olsun halk istemedikçe cebren iktidar etmeye devam edemez.
Türkiye için de bu geçerli…
Tayyip Erdoğan 202’de darbeyle yahut da hileyle iktidara gelmedi ki aynı metotlarla iktidarda kalmayı halka rağmen sürdürsün.
2023’te halkın önüne sandık konulacak ve halk özgür iradesiyle oy kullanıp AK Partiye dolaysıyla Erdoğan’a ya “bu kadarı yeter” diyecek ya da “devam et” diyecek…
Anlamadığım şu: Hakikat buyken muhalefet neye yahut da kime dayanarak doğmamış çocuğa don biçiyor?
Yani bir iki yıldan beri yaşanan iktisadi sorunlardan ötürü halkın sıkıntı çekmesi demek, milyonlarca seçmenin Tayyip Erdoğan’dan vazgeçtiği anlamına mı geliyor?
Madem öyle bu muhalefet kendine şu soruyu niye sormuyor:
Nasıl oluyor da 20 yıl geçmesine rağmen AK Parti hala tüm anketlerden birinci parti çıkıyor ve biz dış desteğe rağmen yerimizde sayıyoruz?
Kemal bey, Meral hanım gaza geldikçe geliyorlar.
Kendilerine naçizane tavsiyem dereyi görmeden paçalarınızı sıvamayın.
Seçime neredeyse iki yıl var, bu süre hem insan hem devlet em de siyaset hayatında asırlara denk gelecek bir zaman dilimidir.
Öyle şeyler olur, öyle değişimler yaşanır ki, bugün size gaz verip haydi aslanım haydi koçum diyenler ortalardan toz olurlar, siz de ofsayte düşen topçuya dönersiniz.
Bu ülkede hiçbir sorun yok, herkes mutluluktan uçuyor; diyen yok efendiler…
Dünyanın her yerinde olduğu gibi, dört bir yanı düşmanla çevrilen bu ülkenin de hem iktisadi, hem sosyal hem de siyasal sorunları var elbette ki…
Fakat beri yanda da bu ülkenin yaklaşık 20 yıllık AK Parti iktidarlarında elde ettiği kazanımlar, geldiği nokta ve ürettiği gerçekler var.
20 yıldır seçim kaybetmekten başka somut bir başarısı olmayan irili ufaklı muhalefet ise, geleceğini tamamen kin ve öfke üzerine bina etmiş durumda…
Kemal bey, yarınlara dair, “biz geldiğimizde sarayı kapatacağız” demekten öte sorunların çözümüne ilişkin elle tutulur tek bir şey söylemiyor.
Meral hanım ise, (nasıl olacaksa artık) “ben illa da başbakan olacağım” sözünü tekrarlayıp duruyor.
Ne diyelim Allah akıl fikir versin…