Bir “tarih kenti” olan Erzurum, sahip olduğu onlarca tarihi eser ve yapının yanında, sokak çeşmelerinin çokluğu ve bu çeşmelerinden gürül gürül akan sularının temizliği ile de bilinirdi eskiden.
***
Nam salmış o paha biçilemez değerdeki çeşmelerinden birkaçını saymak gerekirse eğer…
Yazıcı, Cennet, Akpungar, Dabahane, Şabahane, Dörtgüllü, Ayazpaşa ve dahası.
***
Ama gelin görün ki, bize göre bir eşi daha bulunmayan, o muhteşem çeşmelerimizin üzerinde şimdilerde “bir ayıp uyarı” var…
“İçilmez” deniyor.
***
“Niye?”
Sebep belli aslında.
O güzelim sulara dışarıdan kanalizasyon ve yağmur suları karışıyor.
Sudaki nitrat oranı hayli yüksek.
Bu nedenle ESKİ, “sokak çeşmelerinin suyunu içmeyin” diyor.
Ne kötü bi uyarı.
***
Hatırlarsanız geçtiğimiz yıllarda Büyükşehir Belediyesi, Menderes Caddesi’nin altını, “otopark yapacağım” diyerek körü körüne oyduğunda, yöredeki hamam ve çeşmelere giden suyun dağıtım merkezini darmadağın etmiş ve uzun süre ciddi sorun yaşanmış…
Sokak çeşmeleri kurumuş, hamamlar susuz kalmıştı.
***
Erzurum’un “en ünlü çeşmesi” hiç şüphesiz Cennet Çeşmesi’dir.
Doğal olarak Cennet’in suyu da o günlerde kesilmişti.
Şimdi gerçi akıyor.
Ama suyu orijinal mi, belli değil.
Bana göre kokteyl!
Yani birkaç çeşmenin suyunun karışımı akıtılıyor Cennet’ten.
Yazık.
***
Bir başka doğal su hattı da Dere Mahallesi’nden geçiyor.
O hattan Muratpaşa, Çaykara Caddesi ve Gez Mahallesi’ndeki toplam 14 tarihi çeşme besleniyor.
Mevcutların arasında Yazıcı, Dörtgüllü ve Çukur Çeşme de var ve hepsinin suyu “orijinal” yani Cennet’teki gibi “kokteyl” değil.
***
Ancak gelin görün ki, bu çeşmelerin suyu kirli, “içilmiyor!”
***
Su, aslında kaynağında temiz.
Ama çeşmelere gelene kadar sızan kirli ve mikroplu yağmur ya da kanalizasyon suları, tertemiz kaynak suyunu içilemez hale getiriyor.
***
İşte ESKİ, geçtiğimiz haftalarda bu çeşmelerin suyunun kaynağına Dere Mahallesi’nde ulaşmış, ancak ıslah çalışması başlatacakken, su galerisinin bulunduğu arsanın sahibinin muhalefetine takılmış…
Ben de bu “ayıp” gelişmeyi yakın takibe almış, haberlerini yapmıştım.
***
Herkesin “çaresizler”i oynadığı sırada sorun bi şekliyle meğer çözülmüş ve hemen ESKİ çalışmalara başlamış.
***
Ekibin galeriye indiği ve kanala girdiği gün, ESKİ Genel Müdürü Remzi Ertek ile Dere Mahallesi’nde buluştuk, çalışmaları birlikte izledik.
***
Yerin yaklaşık 11 metre derinine inilerek suyun hattına ulaşılmıştı.
Herkesin yüzü gülüyordu.
Yalnız bir sorun vardı.
İnşaatların altındaki kısımda çökmeler oluşmuştu, kanalın mutlaka temizlenmesi gerekiyordu.
***
Yerin metrelerce altı…
Çökme riski hayli fazla.
Hani bi çökme olsa, facianın yaşanması kaçınılmaz.
Bu nedenle çok dikkatli olmak gerekiyor.
Gerekli önlemler alındıktan sonra temizlik yapılmış ve kanal açılmış.
***
Remzi Bey ile sonraki günlerde konuştum.
“Sorunu çözdük. Önümüzdeki günlerde Yazıcı ve güzergahındaki 14 çeşmeden tertemiz su akacak. İnsanımız tarihi çeşmelerimizin suyunu da gönül rahatlığıyla içebilecek” diyordu.
***
Bu güzel bir müjde.
Erzurum’a, tarihine ve doğal zenginliklerine ilgi duyan birisi olarak, o çeşmelerle ilgili Erzurum Gazetecileri Cemiyeti’nin çıkadığı Bayram Gazetesi’nde de “özel haber”ler yayınlamış…
Konuyu yakın takibe almıştım.
***
Şimdi hayli keyifli, bir o kadar da mutluyum.
Çünkü, şiirleri konu olan, şairlere ilham veren “çeşme” dendiğinde ilk akla gelenlerden olan Yazıcı’nın suyu bundan böyle temiz akacak, “içilmez” ayıbı ortadan kalkacak.
***
Sorarım size:
Bundan büyük mutluluk olur mu?
Sevincimi sizlerle paylaşayım istedim.