Erzurum’da Çevre bakanlığı tarafından 18 yılda 13 bin 324 adet konut yapıldı. Aziziye ilçesi Gez köyde bin 13, Yakutiye ilçesi dağ mahallesinde 715, Sanayi’de 466, Hacı Cuma’da 386, Palandöken ilçesi Osman gazi mahallesinde 642 konutun yapımı ise devam ediyor. Yapılan ev sayısı nüfusa yetmez durumda. Çünkü tası tarağı toplayan şehrin yolunu tutuyor. Erzurum’da 417 bin 784 kişi şehir merkezinde, 340 bin 495 kişi ise ilçe ve köylerde yaşıyor.
Şehirde çok katlı binalar revaçta olsa da herkesin gönlünde bahçeli ve müstakil evlerde yaşamak var. Bunun içindir ki köylerde tarım arazileri müstakil evlerle doluyor. Remax Türkiye tarafından yapılan araştırmaya göre; Türkler çok katlı evleri, Avrupalılar ise bahçeli müstakil evleri tercih ediyormuş. Türkler yola yakın evleri alırken, Avrupalılar yoldan uzak evleri tercih ediyormuş. Türklerin olmazsa olmazı balkonlu ev olurken, Avrupalıların tercihi ise bahçeden yanaymış. Avrupa’da müstakil evde yaşamak, Türkiye'de ise apartmanda yaşamak elitliğin işaretiymiş.
En küçük evlerin bulunduğu ülke İngiltere. Fransızların yüzde 70’i, İngilizlerin yüzde 85'i, Polonyalıların yüzde 81’i, Almanların yüzde 61’i Belçikalıların yüzde 65’i, Hollandalıların ise yüzde 72’si müstakil evlerde oturuyormuş. Yine aynı araştırmanın bir başka sonucuna göre de 1950-60-70’li yıllarda şehre göçen nüfusa göre apartmanda oturmak lüksün simgesiymiş. O dönemin üst kültürü apartman dairesi almak ve orada yaşamaktan geçiyormuş. Yani medeniyetin, çağdaşlığın en önemli ispatı, çok katlı binada oturmakmış. Bilinçaltına yerleşen anlayış değişmedi. Sınıf atlamak isteyenler çok katlı konutlara yerleşerek, bu duygusunu bastırıyor.
Sonuç olarak, elbette ki renkler ve zevkler tartışılmaz ancak dünyaca ünlü mimar Corbusier diyor ki; ‘’Eviniz mutlaka bahçeli olsun. Ve mutlaka yaprak döken ağaçlar dikin. Çünkü zamanın geçtiğini işte o zaman daha iyi anlarsınız’’.
