Yiyor, içiyor, geziyorduk,
AVM’ler, restoranlar, eğlence mekanları, dolup dolup taşıyordu.
Harcamalarımız sınırsızdı,
Umursamaz tavırlarımız adeta pik yapmıştı.
Ne güzel bir hayatımız vardı (!)
*
‘Komşusu açken tok olan bizden değil’ hikmeti toplumun çoğu tarafından unutulmuştu.
Bırakın akrabayı, çok sayıda kişi ailesi ile bir arada bulunmuyordu, adeta herkes önce kendisini düşünür olmuştu.
Dostluklar, arkadaşlıklar suni iplere bağlanmış noktalara taşınmıştı.
Kimse kimsenin derdine çare olmuyordu,
‘Banecilik’ adate zirve yapmıştı.
Hepimiz Müslümandık,
Allah’ın emirlerine,
Peygamberin hadislerine itiraz etmiyorduk görünüşte.
Ama ne kadar kişi hayatında bunları gerçekten yaşıyordu?
Şöyle bir düşünmek lazım,
Zamanı geriye sarıp o günlere bakmak gerekirse olay daha net bir şekilde anlaşılmış olacak.
*
Yalanlar havada uçuşuyor,
İftiralar,
Çekememezlikler adeta makul görülüyordu.
*
Peki ya dünya;
ABD başta olmak üzere,
Rusya, Avrupa ülkeleri,
Adına Müslüman denilen birçok ülke çıldırmış,
Sözde üstün olanlar zayıf olanları çiğneyip geçiyorlardı.
Mazlumlar ordusu meydana getiriliyordu.
Kadın, çoluk çocuk demeden insanlar haksız yere öldürülüyordu.
Mesela Suriye’de yıllardır devam eden savaşın en büyük mağdurları çocuklar oldu.
Çocukların kimi hayatını,
Kimi de ağır yaralar alarak çocukluğunu kaybetti.
2014 yılında bombardımanda ağır yaralan Suriyeli çocuğun ‘Gidince sizi Allah’a şikayet edeceğim’ sözleri hala kulaklarda çınlıyor...
Suriyeli Aylan bebeğin kıyıya vuran cesedi vicdanlarda derin iz bırakmadı mı?
*
Bu çılgınlıkları,
Bu aymazlıkları,
Bu banenecikleri,
Bu vurdumduymazlıkları,
Bu umursamazlıkları,
Bu adaletsiz davranışları,
Ölüm yokmuşçasına yaşanan hayatları,
Daha birçok başlık altında uzatmak elbette mümkün.
Ama bu kadar bile maksadın hasıl olmasına yeter ve artar bile.
*
Allah hiç şüphesiz yarattığı kuluna zulmetmez.
‘Kul ne isterse Allah’ta onu nasip eder diye’ bilirim.
Belanı istersen bela,
Rahmet istersen rahmet verir.
Enfal 51. Ayette Yüce Mevla,
'Bu yakıcı azap, bizzat kendi ellerinizle işlediğiniz günahlar yüzündendir. Yoksa Allah kullarına asla zulmedici değildir' diyor.
*
Aslında sözün özü şu;
Dünya üzerinde yaşayan insan topluluğu çoktan haddini aşmıştı,
Rezillik,
Adaletsizlik, almış başını gitmişti.
Şuanda ifade ediliyor ya,
Mikroskopta görülmeyen bir virüs dünyayı önüne katıp kavuruyor.
Süper dediğimiz ülkeler bu görünmeyen bela ile savaşıyor ama galip gelemiyorlar.
Savunma sanayilerine milyar dolarlar harcayan ülkeler,
Acımasızca insanları katleden,
Uzayı fetheden ülkeler bir virüs karşısında ne kadar acze düşmüş oldular.
Artık akılımızı başımıza almalıyız.
Yeni bir dünya kurulacaksa,
Yenidünyanın içerisine ‘İnsafı’ katmalıyız.
Cemil Meriç’in de dediği gibi;
‘İnsafını kaybedenler hiçbir zaman hakikati bütünüyle göremezler’
İnsaflı olalım,
Gerçekten hakikatleri görmeye çalışalım.
Dünyaya da bu yakışır sanırım…
Bir başka ifade daha,
Bu zor süreç düşünmemize, yeniden muhasebemize vesile olsun
Kötü alışkanlıkları bırakalım
Özümüze dönelim
Hayatımıza sevgi, saygı hakim olsun…