CHP’nin en acar vekillerinden biri, sosyal medyada attığı mesajında, “… bakanlık yanan ormanları bilerek söndürmüyor!” der demez, bu ülkede binlerce dangoz bu yalan malumatın üzerine bodoslama atladı!

Mal bulmuş mağribi gibi…

Kimileri iki göz iki çeşme ağlıyor, kimileri galiz küfürler savuruyor, kimileri de vatanın elden gittiğini söyleyip ağıtlar yakıyor!

Gerçek, “ben buradayım” diyene kadar, yalan çoktan menzile ulaştı bile…

Bir mesajla koparılan bu “kıyamet”in içinde cımbızla dahi bulunup çıkarılabilecek bir hakikat yok…

Buna rağmen…

Sosyal medya denilen o lağım çukurundan etrafa yayılan kokuya göre, “…AK Parti Hükümeti, ormanları bilerek yaktırıyor ve bilerek söndürmüyor ki, kendi yandaşlarına avanta sağlasın.”

Zahir; tarih tekerrür ediyor bir kere daha…

Baksanıza…

Tıpkı, Demokrat Parti dönemi gibi…

Yeminli Menderes düşmanları, darbeye giden süreci büsbütün pekiştirmek ve her duyduğunu amentü belleyen ahaliyi adam akıllı iğdiş etmek için yalan üstüne yalan uyduruyordu.

Misal; bizzat Menderes’in emriyle solcu üniversite öğrencilerinin kıyma makinelerinden geçirilerek öldürüldüklerini söylemişlerdi!

Nasılsa iftira menzil tanımıyordu, yalanın da her tezgâhta alıcısı vardı!

27 Mayıs’tan sonra, Yassıada duruşmaları başladığında görüldü ki, hiçbir solcu genç, kıyma makinelerinden geçirilerek öldürülmemişti, ama artık bir önemi yoktu! Çünkü darbeciler, uydurdukları yalanlar sayesinde amaçlarına ulaşmış, seçimle alaşağı edemedikleri DP’yi birkaç yalan ve nihayet de bir “düdük”le bitirmişlerdi!

Haydi o yıllarda bilgi, bu denli kolay ulaşılabilir bir nimet değildi, bu yüzden de safsataya inanmayı pek bi hazzeden ahali yalana sarılmıştı diyelim…

İyi de muhterem, aynı şey bugün için nasıl geçerli olabilir?

Her türlü bilgiye ulaşmak bir tuşa dokunmak kadar basitken, nasıl oluyor da CHP milletvekilinin o yalanı, ülke genelinde anında kabul görüp, böylesine bir yaygara koparılıyor?

Tamam; şunu biliyoruz bu ülkede, kesin inançlı bir grup var ki onlar, zaten hakikate karşı kepenk kapatmış durumdalar! Siz onlara hangi delili hangi görgü tanığını getirirseniz getirin bildikleri yoldan şaşmıyorlar!

Fakat beri yanda bu denli kesin inançlı olmamasına karşın yalana meftun bir grup var ki, işte asıl onları anlamak mümkün değil.

Bu ülkenin ormanları cayır cayır yanıyor, devlet canhıraş bir şekilde o yangından öbürüne koşup duruyor, ama buna rağmen Orman Bakanı, yangınları bilerek söndürmüyor ki, yandaşları bedava arsa sahibi olsun şeklindeki bir yalan kabul görüyorsa “el insaf” demekten öte bir sözümüz yok bizim…

Bir adamın zırlatma deli olması lazım ki, ancak bu türden zırvalara itibar etsin…

Unutmayalım ki…

AK Parti’nin içine sızmış olan “AKP’liler” de bu adamların değirmenine ha bire su taşıyıp duruyor.

Hatırlayınız lütfen, bu şehirde bile birileri sahte isimlerle aylarca şunu yayıp durmuşlardı:

“Mehmet Sekmen Kale’nin etrafını açıyor ki, kardeşi orada villalar yapıp satsın!”

Eskiler derdi ki “…bunu bokuyla oynayan deli dahi yapmaz”, ama bi bakıyordun sözde aklı başında öyle dangalaklar, bu yalana itibar ediyor ki…

Onu bunu boş ver, mahallenin alt başında uydurduğu yalana mahallenin üst başında inanan bizim insanımız değil mi?

Hal böyle olunca da Tarım ve Orman Bakanı’nın bilerek ve isteyerek yanan ormanları söndürmemesi yalanının prim yapması gayet doğal bir durum!

Neyse ki şunu demiyorlar:

“Bu Tayyip Erdoğan var ya, işte bu Erdoğan; yaktırdığı o ormanlarda kendisini eleştiren kimseleri de yaktırıyor”

Benim gördüğüm şudur:

Bu ülkede riyakârlığın ve yalanın menzili yok!

Bu sebepledir ki…

Ne kadar büyük sallarsan, o kadar hükmün var!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.