Geçen gün bir yarenimle çağın deryası facebookta insanların dikkatimizi çeken paylaşımları üzerine konuşuyorduk…
Herkes veriyor veriştiriyor ve isyan ediyor bir şeylere… Gerçekte her gün yapılan hatalara sesini çıkaramayanlar, bu karantina günlerinde özelliklede sanal ortamlarda vatan kurtarıyorlar…
O paylaşımları incelerken ‘gerçekten insanımız bu kadar duyarlımı ki olup bitenler karşısında´ dedim…
Ve aklıma şu hikaye geldi…
Osmanlı`nın muhteşem zamanlarıdır. Kanunî Sultan Süleyman devletin akıbetini düşünür; günün birinde Osmanoğulları da inişe geçer, çökmeye yüz tutar mı diye... Bu gibi soruları çoğu zaman sütkardeşi meşhur âlim Yahya Efendi`ye sorduğundan bunu da yine O´na sormaya niyet eder. Güzel bir hatla yazdığı mektubu Yahya Efendi`ye gönderir.
Mektupta ‘´Sen ilahi sırlara vakıfsın. Bizi de aydınlat. Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğullarının akıbeti nasıl olur? Bir gün izmihlale uğrar mı?´´ diye sorar.
Mektubu okuyan Yahya Efendi`nin cevabı çok kısa ve şaşırtıcıdır; "Neme lazım be Sultanım!"
Topkapı Sarayı`nda bu cevabı hayretle okuyan Sultan Süleyman herhangi bir mana veremez. "Acaba bu cevapta bizim bilmediğimiz bir giz mi var?" diye düşünür. Kalkar Yahya Efendi`nin Beşiktaş`taki dergâhına gider. Sultanı hürmetle karşılayan Yahya Efendi´ye tekrar sorar;
‘´Mektubuma cevap ver. Bizi geçiştirme…´´
Yahya Efendi, dergahına gelmiş olan Sultana şöyle bir bakar:
‘´Sultanım sizin sorunuzu ciddiye almamak kabil mi? Ben sorunuz üzerinde iyice düşündüm ve kanaatimi size açıkça arz ettim´´ der.
Sultan Süleyman;
‘´İyi ama ben bu cevaptan bir şey anlamadım. Sadece ‘Neme lazım be sultanım` demişsiniz. Sanki, ‘beni böyle işlere karıştırma´ der gibi…´´
Yahya Efendi bu cevaptan sonra şu tarihe geçen açıklamasını yapar:
‘´ Sultanım!.. Bir devlette zulüm yayılırsa, haksızlık şayi olsa, işitenlerde `neme lazım` deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil çobanlar yese, bilenler de bunu söylemeyip sussa, fakirlerin, yoksulların, muhtaçların, kimsesizlerin feryadı göklere çıksa, bunu da taşlardan başka kimse işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Asayişe itaat hissi gider, halka hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlal de böylece mukadder hale gelir...´´
Yahya Efendi´nın bu sözlerini gözleri yaşararak dinleyen Kanuni Sultan Süleyman, Allah`a kendisini ikaz eden bir âlim olduğu için şükreder ve dergahdan ayrılır…
Şimdi âlimler dalkavuk, bilgeler suskun, kalemler satılmış…
Peki sultanları kim uyaracak?
Aman neme lazım!