Düşünce kıyas olmadan kendi başına gerçekleşmez. Düşünmenin en önemli basamaklarından birisi kıyas etmek!
Kıyas etmenin ilk şartı; bilgi!
Münazara ve münakaşa bilgi, düşünme, kıyas basamaklarıyla olur!
Bilgi, düşünme, kıyas; irfan sahibinde idrak etmekle sonuçlanır!
Dünyanın başına bela olan ve kendi hedeflerini gerçekleştirmek isteyen sömürüyle zenginleşen ülkeler bu yüzden sömürmek için hedef seçtikleri ülkelerde bilgi, düşünme gibi insani mefhumların varlığını istemezler!
Nasıl istesinler ki?
Maddi olarak kalkınmanın yolu olan üretmelerini istemezler!
Kalkınmanın üretmekten başka yolu var mı bilmiyorum! (Eğer ülkede petrolünüzü çıkarabiliyor veya satabiliyorsanız o zaman durum farklı elbette! Türkiye’nin bir petrol ülkesi olduğunu şiddetle anlatan bilim adamlarımız, petrolü siyasi olarak çıkarmamızın emperyalist ülkeler tarafından engellendiğini iddia etmektedirler)
Mevcut bütçelerini veya verdikleri borçları ya da borçlandırmalarını ise maddi olarak geri dönmeyecek olan yatırımlara yönlendirirler.
Türkiye zaten terör batağında hasta adam rolüne yatmış durumda!
Havaalanı, üniversite yapıyoruz, saray yapıyoruz, bütün kurumlara işlevleri ortada olmadığı halde muhteşem binalar yapıyoruz; neden, çünkü getiri değil götürü lazım!
Kamudaki araç israfında dünya lideri olduğumuza şüphe yok!
Türkiye büyük bir israf sağanağı altında!
Türkiye terörü dünyada eşi ve emsali görülmemiş yöntemler kullanarak çözmenin peşinde! Teröristle görüştü, akıl ve yol haritası aldı, şehitler veriyor, terör uzantısı parti tehditler yağdırıyor, ülke içinden gene şehitler geliyor ve biz sınır ötelerini bombalıyoruz.
Maksat oyalamak!
Maksat doğru bir iş yapmamak!
Terör örgütlerindeki silahların menşeini bilsek de nasıl ellerine ulaştığını soran yok; soran olsa da cevap yok!
Abdullah Gül “Güzel şeyler olacak” demişti! Milletin düşünebilen kısmının aklıyla alay etmişti.
Güzel şeyler oluyor; bakın (!).
Nasıl da hala daha mevcut hükümeti savunmaya çalışan, soru sorduğunuzda selamı sabahı kesen insanlar var; ne de olsa birazcık şüpheleri ve vicdanları kalanlar anladım ki bu yolu seçiyorlar; savunmamak için!
