Eğitim, öğretim arasındaki ilişki oldukça karmaşık bir bileşke oluşturur. Bilgiyi öğretmeden eğitmek mümkün değilken, eğitmeden de bilgiyi insanlara vermek faydasız.
Okumadan, bilemezsiniz!
Yeni bir öğretim yılı kapıda, öğretmenler, öğrenciler ve veliler için büyük bir maraton başlıyor. Bu yarış yıllardan beri sürmesine rağmen “bilgi ve eğitimde istediğimiz seviyeye ulaşabildik” mi sorusu beyinleri zorluyor!
Ulaştık, uluslar arası boyutta bilgide üst seviyedeyiz ve eğitimli insanlar yetiştirdik diyebilen bir sosyolog varsa, tartışırız, tartışabiliriz!
Bir mesleki tutkunlukla ben öğretmenlere söz söyletmem anlayışı ile karşı çıkmadan öğretmenlerimize soruyorum ve bu soruyu da öğretmenlerimiz kendilerine sorsunlar ve cevapları da kendilerinde kalsın:
*Sevgili öğretmenlerimiz; yaz tatili geride kalırken kaç kitap okudunuz?
*Geçen bir yıl içinde kaç kitap okudunuz?
*Kendi uzmanlık dalınızda kaç kitap okudunuz?
*Gelişmiş ülke öğretmenleriyle kendinizi bu konuda kıyasladınız mı?
İnsanların bilgi ve deneyimlerinden faydalanmanın en pratik yolu kitap okumaktır!
Uzmanı olduğunuz konularda çocuklarımıza bilgiyi geçtiniz, öğrettiniz; ama sonuçlar uluslararası değerlerde geçerli bir seviyeye çıktı mı?
Okumadan nasıl çocuklarımızı eğiteceğinizi düşünüyorsunuz?
Bu soruların cevaplarını çok merak ediyorum; gerçekten!
Okumayan öğretmenlerimizin cevaplarını, mazeretlerini biliyorum ve bu mazeretlere ve cevaplara karşı savunmam yok maalesef! Sözüm de yok!
Okuyanlar kendilerini biliyorlar zaten; Sokrat, erdemin kendisini bilmek (tanımak) olduğunu söylüyor. Okumadan mümkün mü; elbette hayır!
Başarı hikâyeleri, hedef çizmekle olur! Başkalarının bu konuda hikâyeleri ve başarı hedefleri çok ama çok önemlidir!
Okumayan bir öğretmen sınırlı bilgiler içerisinde öğrencisini eğitmeye ve bilgisini geçmeye çalışır. Oysa geride okyanus gibi daha başka milyonlarca bilgi gerekir bir çocuğu yetiştirdim diyebilmek için! Bu kaynağı kullanmadan bilginiz de eğitim isteğinizde oldukça sınırlıdır!
Okumamakla kendinizi değil öğrencilerimizi sınırlar içerisine hapsetmeye hakkınız yok!
Okuyun lütfen!
Okumayan insan kendi deneyimleri ve bilgileri ile düşünen öğrenci yetiştirebilir mi?
Belki de bizim toplumumuzun en büyük sorunu; düşünmeyi öğretmenlerimizden öğrenememek oldu!
Özgüvenli, düşünen, sorgulayan, omurgalı, farkında bir nesil yetiştirmek isterseniz; okumayı ve düşünmeyi öğrencilerimizde alışkanlık haline getirmelisiniz!
İtaat, biat, sesini çıkarmadan dinlemeği öğretmek alışkanlığını kazandırdığımızda; karşımıza memur zihniyetli, kokmayan, bulaşmayan bir nesil çıkacaktır!
Fikri olmayan, her fikre kapalı bir nesil yetiştirmenin en kolay yolu okumayan, tartışmayan, bilgisini güncellemeyen öğretmenlerle çok kolaydır.
Akıl kullanmak erdemdir, başkalarının aklını kullanmak daha büyük erdemdir ki akıllı insanlar başkalarının aklını daha fazla kullanırlar!
Hayatta başarılı olmanın ve başarılı insan yetiştirme kaynağının sosyoloji, psikoloji ve felsefe, tarih ve matematikten geçtiği gerçeği inkâr edilemez! Öğrencilerimize bu dörtlü kaynaktan beslenmeden sunulan bilgi geçme ve eğitme isteği okumadan verilemez!
Başarılı öğrenci yetiştirmek, bir meslek sahibi yapmaya vesile olmaktan ziyade okumayı, düşünmeyi ve düşüncesini savunmayı başarabilen öğrenci yetiştirmek bana göre başarıdır.
Hayatın dikenli ve çetrefilli yollarında ilerlerken kutsal olan bilginin, okumak dışında başka yolu var mıdır; bilmiyorum!
Başarılı insan, hem bilgisi olan hem eğitimli olan insandır ve ancak başarılı öğretmenlerle yetişebilir!
Günlük hadiseleri, olayları ve günlük medya haberlerini takip ettiğimizde; müthiş her alandaki şiddeti, kazaları, belaları ve haksızlıkları, felaketlerimizi takip ederseniz, bilgi ve eğitimde ne kadar çağ gerisinde olduğumuzu ortaya çıkarabilirsiniz!
Okuduğunu anlamak, metnin mesajını almak bile okuyan insanla okumayan insan arasında farklıdır!
Bilmem ki devlet, okumayan yöneticilerimiz, okumayan öğretmenlerimiz, okumayan velilerimiz bunun farkında mıdır?
Şahsen; okumayan bir öğretmenin öğrencisi olmak istemediğim gibi, okumayan bir öğretmenin de çocuğumu okutmasını istemem! Çocuğunun okuyan öğretmenler elinde yetişmesini en başta öğretmenlerimiz de elbette isterler!
Okumak için hiçbir zaman geç kalınmamıştır, sorumluluk sahibi olmak ve okumak bilinci okumaya başlamak için yeter!
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Zerrin 2014-09-09 08:19:46

evet çok haklısın ama bu çocuk altı yaşına kadar ailenin verdiği eğitimi alıyor anne babanın korumasında şekil alıyor.bizi hatırlasana küçük bir odada kaç kişiydik orada sana bana ne oynayacak mekan nede konuşacak zaman vardı sessizce büyüklerle oturur sonra yatardık şimdi haklı olduğumda dahi kimsenin karşısına çıkamıyorum çekingenlik korku içimizde kalmış canım abicim sadece suçu öğretmene yıkmamak lazım çocuk gelişiminde en büyük etgen bence aile