Olimpiyatlara doğru…

Erzurum, Cumhuriyetten bu yana keşfedilmeyi bekledi. Seçimler öncesinde verilen sözler tutulmadı. Yıllar boyu üvey evlat muamelesi gördü. Çivi bile çakılmadı çoğu zaman. Bu yüzden göç vermek zorunda kaldı. Buna rağmen Erzurum insanı yaşadığı zorluklara isyan edip bu durumu koz olarak kullanmadı. Devletine, bayrağına her zaman sahip çıktı. Kurtuluş Savaşının başladığı, Cumhuriyetin temellerinin atıldığı bu şehir, Atasına, bayrağına, tarihine sahip çıkan bu şehir, makus talihini bu sefer yenecek mi? İşte Olimpiyatlar, bunun için çok büyük bir fırsat oldu.
Bu şehirde doğan ve büyüyenler için kış sporları yabancı değildir aslında. Çocukluğumuzun ağır geçen kış mevsimlerinde buzlu alanlarda kızakla yarış, kayak yapmak, spor ayakkabılarımızla paten yapmak bizim için kış sporlarıydı bir anlamda. Kış turizmi o zamanlar İskandinav ülkelerinde, Rusya’da çok popülerdi. Bizim ötemizde ise tüm heybetiyle Palandöken dururdu. Karlı, buzlu bir şekilde beklerdi Erzurum’un zirvesinde. Oysa ki dünyanın en güzel kayak pistine sahipti yalnız kalmış Palandöken. Erzurum’daki kış şartlarına ve Palandöken dağına sahip başka bir ülke olsaydı, burasını şimdiye kadar kış turizmi açısından bir tür ticaret merkezine dönüştürmüştü.
Olimpiyatların Erzurum’da yapılacağının açıklanmasından sonra, tesisler iki yıl gibi kısa bir zamanda bitirildi. Özellikle atlama kuleleri şehrin yeni yüzü, yeni sembolü oldu. Çifte minarelerden sonra çifte kuleler 2011 i anlamlı kıldı. Yine kısa sürede bitirilen curling salonu da Avrupa’nın en önemli curling salonlarından birisi oldu. Buz hokeyi salonu ve biatlon salonları ve en önemlisi de Cemal Gürsel stadyumunun yeniden inşa edilmesi Erzurum adına tesis açısından çok önemli.
Fakat olimpiyatlar öncesinde şu ana kadar en büyük hayal kırıklığı ve eksiklik olimpiyat logosu. Cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımını yapıyorsunuz, tesisler yapıyorsunuz fakat olimpiyatın logosunun adı ‘kanka’. Bu iş bu kadar basit ve amatörce olmamalı. Profesyonel grafikerlerle çalışılmalıydı. Çift başlı kartaldan esinlenilmiş ama logo kartala benzemiyor. Daha çok ördeği andıran bu logo olimpiyatlar için çok yetersiz. Adının ‘kanka’ olması ise çok amatörce ve üzerinde çalışılmadığı çok belli. Logo, bir olimpiyat için çok önemli. Örneğin İngiltere, Londra 2012 olimpiyatlar için müthiş logolar tasarladı. Merak edenler internetten araştırabilir. Trabzon, gençlik olimpiyatları için hamsi logosu tasarladı. Bu da fena değil. Ama Erzurum Universiad 2011 logosu, yapılan tesislere ve bunca yatırımı karşılamıyor. Daha yaratıcı, daha üretken bir tasarım olmalıydı. Mağazaların vitrinlerinde oyunlar için gelenlerin satın alabileceği hatıra eşyalar da yok. Logo seçimi kötü olunca bu durum ürünleri de olumsuz etkiledi. Maskot, eşofman, atkı gibi satış yapılabilecek ürünlerin en kısa sürede satışına başlanması gerekiyor. Bununla birlikte olimpiyatlar için hazırlanan bir beste, marş yada olimpiyat şarkısı da yok. Bu kadar yatırım yapılan bir organizasyon için bir şarkı yapılmalıydı.