1997-1998 Futbol sezonu..
2 sezon önce Erzurumspor’u çalıştıran teknik direktör Hüsnü Özkara, 2.lig ekiplerinden Zonguldakspor’u çalıştırmaktadır.
1.lige koşar adım ilerleyen Özkara yönetimindeki Zonguldak takımı, son haftaya lider giriyordu.
Ancak, son maçta galip gelmesine rağmen bir önceki maçta sahada 4 sarı kartlı oyuncu oynattıkları için Zonguldakspor’un 3 puanı siliniyor, kırmızı-lacivertli camia büyüK bir şok yaşıyordu.
Başarılı bir sezonu tam da şampiyon olarak tamamladım derken, kart cezalısı oyuncu oynadığı için o Zonguldak takımı birinciliği rakibine kaptırıyordu.
Türk futbol tarihine damgasını vuran ve o dönemler bayağı bir konuşulan bu konu ile ilgili kuşkusuz en büyük acıyı Hüsnü Özkara yaşamıştı.
Spor basını o dönemler onu çok konuşmuştu.
Kendisiyle sık sık telefonda görüşürdük.
Bu olay onu çok etkilemişti.
Kahrolmuştu, adeta bir haftada çökmüş, saçları bembeyaz olmuştu.
Özkara, yerel ve ulusal kanallara verdiği beyanatta aynen şöyle demiştir: Tarifsiz bir acı yaşıyoruz. Tam oldu dediğimiz anda bu yaşadığımız sadece talihsizlik değil, beceriksizlik, basiretsizlik, cehalettir. Eğer Tuncer Çakmur gibi bir kulüp Müdürümüz olsaydı bugün o sıkıntıyı yaşamayacaktık. Tuncer Çakmur ağabeyin müdürlüğünü yaptığı Erzurumspor kulübünde böyle bir şey yaşanmaz, yaşanmayacaktır da.’’
***
Bazen uzun cümleler havada kalır, gereksiz olur.
Önceki gün hayatını kaybeden Erzurumspor’un efsane kulüp Müdürü Tuncer Çakmur’u sanırım yukarıda anlattığım hikaye özetlemeye yetiyordur.
Onunla ilgili sahadayken çok anım var, çok.
Tanımaktan onur duyduğum adamlardandı.
Ona efsane denmesi boşuna değildir.
Namı tüm Türkiye’de bilinirdi.
Tuncer Çakmur, kulüp müdürlerine rol model olacak bir yöneticiydi.
O bir kulüp müdüründen öteydi.
Kamuda çalışmışlığı onu Erzurumspor’da on numara yapmıştı.
Bazı oyuncuların transferini hatırlıyorum, bir kulüp başkanı ve yöneticisi gibi müdahil olur, gelişini sağlardı.
Sadece yöneten tarafı değil, öğreten tarafı da vardı bu güzel insanın.
20 yılı aşkın bir süre müdürlüğünü yaptığı Erzurumspor’un ‘kara kutusu’ydu, sır küpüydü.
Ödeme konusunda kılı kırk yarardı.
Çalışanlara ağabey, futbolculara babaydı.
Başkanlar çoğu kez, anlaşmak istediği oyuncuları ikna etmesi için ona başvurudu.
Aynı zamanda nezaketli, mertti de.
Borç para verdiği oyuncuları bilirim.
Kızı Demet, oğlu Levent, o babanın çocukları olduklarını her daim göstermiş, babaları gibi de pozitif görünmüşlerdir.
Allahım onlara sabır versin.
Biz razıydık, rabbim de ondan razı olsun, nur içinde yatsın.
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Bunca boş konuşan insanın arasında dilsiz olmak engel değil, devrimdir! (Özdemir ASAF)
DUVARIN DİLİ : Seni bunca sevmeseydim onca özlemezdim ki!