Erzurum’da turizmin hakkını verebiliyor muyuz sizce?
Hayır!
Çünkü turizme sadece turist gözüyle bakıyoruz...
Bir kere bir şehre turistlerin geliyor olması, o şehri turizm kenti haline getirmez! Turizm kenti olduğuna evvela şehrin kendisinin inanması gerekiyor...
Peki, Erzurum buna inanıyor mu?
Hayır!
Sebebine gelince:
Erzurum’un öncelikleri çok daha başka...
Erzurum’da yokluk var...
Erzurum’da yoksulluk var...
Erzurum’da işsizlik var...
Böyle bir ortamda şehrin turizmden medet ummasını yine şehrin kendisinden beklemek mümkün olmuyor işte...
Sen o kadar de ki:
-Erzurum’u turizm kalkındıracak, diye...
Hikaye!
Çünkü Erzurum’da her şey var, var olmasına da; turizm farkındalığı yok işte...
Bu yüzden ilgili-ilgisiz, yetkili-yetkisiz herkese çağrımız şudur:
Erzurum’un turizm kenti olduğuna önce siz inanın!
Öyle ya!
Sizin dahi inanmadığınız bir şeye şehir nasıl inansın?
***
Mevzuyla ilgisi olmasa da, finali güzel bir fıkrayla bağlamaya ne dersiniz?
Hadi bakalım!
Dilenci el açmış dileniyor, hem de dua ediyor.
Bektaşi on para vermiş;
- Duanı istemem, demiş.
Dilenci şaşırmış:
- Niye duamı istemiyorsun?
- Ulan senin duan beş para etseydi, kendini kurtarır, dilenmezdin!