Geçtiğimiz hafta sonunda İzmir’de Altay’la bir maç oynadık, sonuçta Erzurum olarak bir futbol maçını kaybettik. Bu müsabakada skordan çok sözde Altay taraftarı olduğunu iddia edenlerin, Erzurum gibi milliyetçi muhafazakar bir şehir için çirkin bir yaklaşımda bulunması terörist yaftası vurmaya çalışması biz Dadaşları derinden üzdü ve yaraladı.
Tabi ki, bu çirkin harekette bulunanlara Doğu’dan tokat gibi bir cevap geldi. Kardeş şehir olan iki kent Erzurum ile Elazığlılar olaya büyük tepki gösterdi. Özellikle Gençlik 23 Elazığspor taraftarının Erzurum ve Elazığ gibi iki milliyetçi şehrin vatana ve bayrağa olan sevgisinin ve saygısının üst seviyede olduğunu, Erzurum gibi vatan sever bir kente PKK diye bağırmanın haksızlığın yanında büyük bir saygısızlığın olduğunu belirtmesi ben ve benim gibi düşünen Erzurumluların gönlünü bir kez daha fethetti Gakkoş kardeşlerimiz. Helal size Gakkoşlar…
Evet!... Dün Pusula gazetesinin de sayfalarına yansıyan haberde sözde Altay taraftarı olduklarını iddia edenlere en iyi cevabın Erzurum ve Elazığlılar tarafından verilmiş olması kanımca yeterli…
Erzurum’a ‘PKK-terörist’ diye bağıranlar, şunu iyi bilmelidir ki, bu memleket Kurtuluş Mücadelesinin başladığı bir şehirdir. Erzurum Cumhuriyeti kuran bir kenttir. İzmir’in Efeleri’ni, vatan bekçilerini ayrı bir kefeye koyuyorum. Hasan Tahsin’in düşman askerine ilk ateşi eden bir İzmirli olduğunun unutmadan yola çıkarak, sözde Altay taraftarı olduklarını iddia eden ve Erzurum’a kötü bir yafta vurmaya çalışanlar bilmelidir ki, Erzurum genciyle, yaşlısıyla bu ülkenin yılmaz bekçileridir. Bayrağı, vatanı ve namusu için canını verir.
Biz Dadaşız, merdiz, yiğidiz, vatanperveriz sakın bize karşı bir kez daha patavatsızlık yapmayın… Biz Erzurum’uz, Dadaşız… ‘Dadaş’ demek bayrak demek, namus abidesi, vatan bekçisi demektir. Bunu zaten dünya da bilmeyen yoktur, ama yine de Erzurum’a terörist diye bağıranların beyinlerinin bir kenarına bunu yazsınlar diye hatırlatmak isterim…
Evet!...Yazımın başında ve başlığında da belirttiğim gibi Altay’ı ve Altay’ın gerçek taraftarını o yaftacılardan uzak tutuyorum. Altay’ı severim, saygın bir spor kulübüdür. Yıllarca Türkiye Süper Ligi’nde futbola hizmet vermiş ve onlarca yeteneği Türk futbolunun hizmetine sunmuş bir kulüp, en bariz örneği Mustafa Denizli’dir… Kaderi Erzurumspor’a benziyor. Transfer yasağı nedeniyle de zor günler yaşıyor. Genç Altaylıları ile başarı arıyor. BB Erzurumspor kafilesine her türlü desteği ve ilgisi gösteren Altay Spor Kulübü Başkanı Cihangir Marmara ve tüm yönetim kurulu üyelerini ve sağduyulu Altay taraftarını özel bir yere koyuyorum ve onların dışında Erzurum’a hakaret edenleri kınıyorum.
Nasıl ki, Erzurumspor taraftarı olmak bir ayrıcalık ise Altay taraftarı olmanın da bir ayrıcılık olduğunu biliyorum. Gerçek Altay taraftarına her zaman saygılıyız ve başımızın üstünde yeri vardır. Ancak böyle çapulcuları ayıklamak lazım, çünkü onlar Altay taraftarı olmaz. Yıllarca maç anlatmış birisi olarak Altay-Erzurum maçını televizyondan anlatan ve Erzurum ile ilgili defalarca övgü dolu sözler sarf eden spiker arkadaşa teşekkürlerimi iletirken, bir İzmirli olarak kendisinin o patavatsızlara en iyi cevabı da Erzurum’la ilgili düşüncelerini anlatarak verdiğini düşünüyorum.
Benim BB Erzurumspor taraftarından isteğim şudur. Siz Pazar günü Tire maçında sadece Erzurum’u destekleyin, başka da bir şey yapmayın. Bazen sükut durmak gerekir. Bu da sözde Altay tarafına sahada verilecek en iyi cevaptır. Kötü söz sabinindir mantığı ile hareket ederek yeter ki, sahadan takımımızın üç puanla ayrılmasını sağlayalım.
Haydi! hep birlikte Pazar günü Kazım Karabekir Stadı’nın tribünlerini dolduralım.
Not: 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kutlu olsun…