Yerin üstü ne ise de, altına para harcamak akıl kârı değildir pek. İşte bu yüzdendir ki; altyapı projelerinden köşe-bucak kaçmaya çalışır belediye başkanları.
Haksız da değillerdir hani!
Düşünsenize!
Kazıyorsunuz toprağı; boru ya da galeri, her ne ise döşüyorsunuz ve tekrar kapatıyorsunuz üstünü. Ardından geriye dönüp bakıyorsunuz; yer aynı yer, yol aynı yol, değişen hiçbir şey yok yani.
Derken konuşmaya başlıyor ahali ve işte sonuç:
- Falanca başkan ne yaptı ki?
Böyle işte!
Siz, isterseniz yerin altına andezit taşından galeri sistemi kurun, kamuoyundaki aksülameli; “bu başkan da hiç çalışmadı canım” şeklinde olacaktır muhakkak.
Çünkü neden?
Sokaktaki vatandaş, karşısında duran ve her fırsatta görebileceği kanlı-canlı hizmetleri arzuluyor da, ondan.
Misal, bir altgeçit!
Misal, bir kavşak!
Misal, bir park!
Bunların her birisi doğrudan kullanılan ve her daim göz önünde bulunan işler.
Ama altyapı öyle mi?
Değil işte.
Hâlbuki bilse vatandaş; altyapısında iş olmayan bir şehrin, şehir yerine konulmayacağını, gardını ona göre alır da, bilmiyor işte, n’apsın?
Görmemiş.
Daha doğrusu görmemişiz hiç birimiz, n’apalım yani?
ADAMLAR RESMEN YERİN ALTINDA YAŞIYOR
Dünya ölçeğinde gelişmiş şehirler vardır.
Altyapı falan hikâyedir böyle şehirlerde; zira bu yöndeki sorunlar ta yıllar öncesinden çözülmüştür.
Kanalizasyonmuş.
Galeri sistemiymiş, enerji hatlarıymış, kısaca geçmişte kalmıştır hepsi!
Yani adamlar öyle sistemler kurmuşlar ki yerin altına; bırakın yağmur sularının kanalları tıkamasını, koca koca arabaların yürümesi bile imkan dâhilindedir.
Hatta hatırlarsınız belki…
Geçtiğimiz günlerde haber sitelerine bile düştü: Romanya’nın başkenti Bükreş’te yüzlerce insan kanalizasyon galerisinde yaşıyormuş.
Ne ilginç, değil mi?
El âlemin memleketinde yerin altında bile hayat varken, bizde ise; 10 dakika süren bir yağmurla hayat felce uğruyor.
İşte bu yüzden!
Cümleten yerin üstüne odaklanıp, yerin altını ıskaladığımız için oluyor hep bunlar.
Neymiş efendim; falanca şehirde altgeçit var, bizde neden olmasın?
Oldu işte, bakın!
Önceki gün hep birlikte gördük altgeçitlerin halini. Az kalsın arabanın içerisinde boğulup, Rabbine kavuşacaktı bir Dadaş.
Sonra, efendim neymiş; kaldırımlarımız andezit taşındanmış!
Andezit olmuş da, ne olmuş yani?
Her bir caddeyi adeta göle dönüştüren sel sularının üzerine köprü mü olmuş yoksa andezit taşından birer sala mı dönüşmüş bu kaldırımlar, sahi ne işe yaramışlar?
Öyle ya!
Sel sularını aşıp da ulaşamadıktan sonra, sen o kaldırımları yeriyle altından döşemiş olsan ne yazar ki?
Dedik ya, “görmemişler” diye.
Ve yine dedik ya, “görmemişiz” diye.
ÇİÇEĞİ DE GÖRDÜK,
BÖCEĞİ DE GÖRDÜK!
Ha, bir de önceki dönemden bakiye kalan “çiçek-böcek” masalları var.
Ne deniliyordu?
- Erzurum’un altyapı sorununu çözdük hamdolsun. Bizden sonra gelen başkan, sadece çiçekle ve böcekle uğraşacak…
Doğru, çiçeği de gördük, böceği de!
Misal!
Aziziye Köprüsü’nde sel suları yüzünden mahsur kalan aslında otomobil değil, rengârenk bir çiçekti. Arabasını kurtarmaya çalışan sürücü ise, deli-divane olmuş bir böcek.
Peki, Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ekipler ne yapıyordu o sırada?
Ne yapsınlar, köprünün altında o çiçek senin, bu böcek benim, uğraşıp duruyorlardı işte.
Ondanmış demek ki!
Bu millete senelerce çiçek-böcek masalı anlatan zat-ı muhterem, meğer bu günleri tarif ediyormuş da, bizim haberimiz yokmuş.
Dedik ya işte!
Görmemişiz, ne bilelim?
MEĞER ERSAN GEMALMAZ HOCA…
Bakın, görüyor musunuz?
Size ne anlatacakken, hızımızı alamayıp, ta nerelere kadar geliverdik!
Özetle şunu diyecektik:
Erzurum’da son 20 yıl içerisindeki en ciddi altyapı çalışması, -Allah selametlik versin- Ersan Gemalmaz döneminde yapılmıştı. Lokal de olsa, şehrin dört bir yanında devasa kuyular kazılmış ve imkânlar ölçüsünde yenilenmişti altyapı sistemi.
Düşünüyoruz da!
O günlerde, yediden yetmişe herkes resmen yerden yere vurmuştu Ersan Hoca’yı.
Hem de ne için, biliyor musunuz?
Şehrin altını, üstüne getirdiği için. Daha doğrusu, üstüne çöreklenmek dururken, yatırımı yerin altına yaptığı için.
Eyvah ki, ne eyvah!
Meğer Ersan Hoca 20 yıl öncesinden görmüşte bu ihtiyacı; bir tek Erzurum görememiş demek ki.
Hoş boşuna demiyoruz…
Görmemişiz işte, ne yapalım?
Ve son bir husus!
İki gün önce yağan yağmur göstermiştir ki; Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin altyapı konusunda bir an evvel harekete geçmesi gerekiyor.
Şebekeyse şebeke, galeri ise, galeri!
Artık ne gerekiyorsa yapılmalı ve Erzurum her yağışta içine düştüğü bu ilkel durumdan mutlaka kurtarılmalıdır.
Masal’sız…
Hesapsız ve kitapsız bir biçimde hem de.
Ne dersiniz, haksız mıyız?