5. yüzyılda inmeye başlayan hayatın kitabı Kur’an-ı Kerim’in Bakara suresi 184. ayette yaradan buyuruyor ki;‘’Bilesiniz oruç tutmanız, sizin için daha hayırlıdır’’. Ramazan’da manevi atmosferin en üst seviyede yaşandığı tek yer şüphesiz, ‘Oruç tutan şehir’ Erzurum’dur’.
Yapılan araştırmalar, orucun bedeni koruyan doğal bir koruma kalkanı olduğunu, oruçlu iken vücudun hastalıklarla savaştığını ispat ediyor. Tıpkı Allah resulünün çağlar ötesinden,‘’Oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız’’ diye uyardığı gibi.
Yemekten sonra kalbin damarlara fırlattığı kan miktarı artar ve kalbi zorlar. Oruçluyken ise kalp rahat çalışır. Kanda besinler en az seviyeye düşünce kemik iliği uyarılır. Kansızlık sorunu olanlarda vücut daha çok kan toplar. Karaciğer, vücudu temizler ve hücrelerin tasfiyesini kolaylaştırır.
Oruçluyken böbrekler dinlenir. Böbrek taşı olanlarda taş oluşumu önlenir. Oruç zararlı maddelerin vücuda girmesini önler, ince bağırsak yüzeyinin onarılmasına zemin hazırlar. Mü’minun suresi 109. ayette denildiği gibi, ‘’Her şeyin bir zekâtı vardır, vücudun zekâtı da oruçtur’’.
Yani, oruç tutulmaz, oruç insanı dik tutar, diri tutar, kendinde tutar. Yeter ki, idrak edilebilsin. Uzun lafın kısası Ramazanınız mübarek olsun değil, Ramazan bizleri mübarek kılsın.
Ömrümüz nur, akıbetimiz bayram olsun..!