Avrupa’da Papalık tarafından 1559-1952 yılları arasında okunması yasaklanan listede yer alan bazı yazar ve eserlerinin adlarını paylaşmak istedim.
Yasaklı olan yazar ve eserlerin adlarını incelemeye 1559 yılından başlarsak karşımıza şunlar çıkmaktadır:
Petri Abelard’ın (d.1079-ö.1142) Opera Omnia’sı ( tüm eserleri ),
Giovanni Boccaccio’nın (d.1313- ö.1375) II Decomeron’u ki bu kitap Sadi Irmak tarafından Türkçeye kazandırıldı.
İonnis Calvini’in Opera Omnia’sı ( tüm eserleri ),
Dante Alighieri’nın (d.1265- ö.1321) monarşi üzerine kaleme aldığı De Monarchia’sı,
Dessiderıus Erasmus’un (d. 1466-ö.1536) Opera Omnia’sı (tüm eserleri ) 1559’da yasaklandı.
“Kitabı Mukaddes kendi dilinden başka dillere tercüme edilemez” anlayışına karşı çıkan Alman Martin Luter’in (d.1483-ö.1546), 1642 yılında Almancaya tercüme ettiği Kitabı Mukaddesi yasaklandı.
“Düşünüyorum, öyleyse varım” diyen, metotlu şüpheyi felsefesine temel yapan Batı aydınlanmasının köşe taşı Fransız filozofu René Descartes’in (d.1596- ö.1650) Seçilmiş eserleri 1633 yılında yasaklandı.
Yine kaderin cilvesine bak ki, modern çağın başlangıcını belirleyen Descartes’in 1641’de kaleme aldığı Meditationes de Prima Philosophia (İlk Felsefe Üzerine Düşünceler ) eseri 20 yüzyılın ortasında yeniden 1948’de yasaklar listesinde yerini aldı.
1645’de İngiliz düşünür Sir Thomas Browne’nin (d.1605-ö.1682) kaleme aldığı Religio Medici (Hekim Dini) ile Fransız filozof Michael de Montaigne’in (d.1533-ö. 1592) Esasis adlı eseri 1645’de yasaklandı. Bu eser Türkçemize “Denemeler” adıyla tercüme edildi.
Bilimin temeline deneyi, siyasetin temeline özgürlüğü koyan İngiliz filozofu John Locke’n (d.1632-ö. 1704) Essay on Human Understanding adlı eseri 1700’de yasaklandı. Bu eser “Türkçemize İnsan Anlığı” Üzerine Deneme adıyla tercüme edildi.
Fransız şair ve yazar Jean de La Fontaine’nin (d.1621- ö.1695) büyük oranda şark klasik eserlerinden alıntılar yaparak kaleme aldığı Contes Nouvelles adlı eseri 1703’de yasaklandı. Bu eser Türkçeye La “Fontaine Masalları” olarak tercüme edildi.
Mirasını akıl hastalarına bağışlaması sonucu akıl hastanesinin kurulmasına vesile olan İrlandalı şair ve yazar Jonathan Swift’in (d.1667-ö.1745) Tale of a Tub (Bir Fıçı Öyküsü) adlı eseri 1734’de okunması yasaklandı.
İsveçli bilim insanı, filozof, Hıristiyan mistiği, din bilimcisi ve önemli ölçüde de Isaac Newton, Platon, Gottfried Leibniz, Aristotales, René Descartes, Augustinus, ve Plotinus gibi filozof ve bilim insanlarından etkilenen Emanuel Swedwnburg’un (d.1688-ö. 1772) Latince kaleme aldığı Prencipia adlı eseri 1738’da yasaklandı. Eser İngilizceye “Philosophical and Mineralogical Works yani Felsefe ve Mineralojik İşler” adıyla tercüme edildi.
Fransız inkılâbı ve aydınlanmasına büyük katkısı olan, hayatının son döneminde mason locasına giren, mahlası Voltaire olarak bilinen birçok kitabı Türkçeye tercüme edilen Fransız yazar ve filozof François Marie Arouet’un (d.1694-ö.1778) Felsefi Mektuplar’I 1752’de yasaklandı.
İngiliz yazar ve yayıncı Samuel Richardos’un (d.1689-ö.1761) Pamela or Virtue Rewarded “Pamela veya Faziletli Ödül” adıyla kaleme aldığı eserinin 1755’de okunması menedildi.
1713 ile 1784 yılları arasında yaşayan, Fransız aydınlanmasının en etkili isimlerinde olan Denis Diderot’un yaklaşık 15 yıl editörlüğünü yaparak bitirdiği L’Encyclopédie “Ansiklopedi” eseri 1759’da yasaklandı.
“İyi yasalar daha iyisini getirirler; kötü olanlarsa daha kötülerini” diyen Cenevreli filozof, yazar, Fransız inkılâbının etkileyicisi Jean Jacques Rousseau’nun (d.1712—ö.1778) eğitim üzerine yazdığı “Emile” adlı eseri 1763’de yasaklandı. Yine Onun “Julie”adlı eseri de 1806’da toplatıldı.
İngiliz tarihçi ve siyasetçi Edward Gibbon’un (d.1737- ö.1794) Türkçeye “Roma İmparatorluğu'nun Gerileyişi ve Çöküşü” adıyla 5 cilt olarak çevrilen eseri 1783 yılında yasaklılar listesinde yerini aldı.
“Tanrı’ya inanalar ne kaybetti, peki Tanrı’ya inanmayanlar ne kazandı” sorusunu düşüncesine temel yapan, ölüm döşeğinde “Tanrı’nın beni asla terk etmemesi dileğiyle,” son sözleriyle hayatını tamamlayan Fransız matematikçi, fizikçi, mucit olmasının yanında kendini bir filozoftan daha çok ilahiyatçı olarak gören Blaise Pascal’ın ( d.1623 –ö.1662) kaleme aldığı Lettres Provinciales “Eyalet Mektupları” adlı eseri 1789’da yasaklandı.
Fransız aristokrat ve felsefe yazarı Marquis de Sale’nin (d. 1740-ö. 1814) “Justine, Juliette” eseri 1791’de yasaklandı. Bu eser Sigmund Freud’un psikanalizde ana konusu olan cinsellik ve şiddet dürtüsünün incelemesinde öncü olarak görülür.
Düşünceleriyle Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nı ve Fransız İnkılâbı’nı etkilemiş ABD'li siyasetçi, yazar, siyaset kuramcısı ve filozof Thomas Paine’nin (d.1737- ö.1809) kaleme aldığı Right of Man, Türkçeye da “İnsan Hakları” adıyla tercüme edilen kitabı raflardan 1792 yılında kaldırıldı.
İrlandalı romancı ve Anglikan din adamı Laurence Sterne’nin (d.1713 –ö. 1768) The Life and Opinions of Tristram Shandy, Gentleman and A Sentimental Journey Through France and Italy “Tristram Shandy'nin Hayatı ve Görüşleri, Nazik ve Fransa'ya ve İtalya'ya Karşı Duygusal Yolculuk” adlı siyasi romanı 1819’da yasaklılar listesine eklendi.
Pakistanlı düşünür Muhammed İkbal’in Alman milletine Tanrı’nın bir armağanı olarak övgüyle bahsettiği Alman filozofu Immanuel Kant’ın (d.1724-ö.1804) Almanca 1781’de Kritik der Reinen Vernunft adıyla kaleme aldığı ve Türkçeye “Saf Aklın Eleştirisi” olarak çevrilen eseri 1827 yılında yasaklandı.
Ünlü bir maceracı, yazar ve çapkın olan Giovanni Giacomo Casanova’nın (d.1725-ö.1798) “Memories” adlı eseri 1834’de yasaklandı.
Fransız şair, oyun, roman ve deneme yazarı, devlet adamı, Victor Marie Hugo’nun ( d.1802- ö.1885) “Notre Dame’ın Kamburu”, “Sefiller” adlı eserleri 1834’de yasaklandı.
Alman şairi Heinrch Heine’nin ( d.1797-ö.1856) kaleme aldığı De L’Allemagne (Almanya’da), Reisebilder “Seyahat Resimleri” adlı eserleri 1836’da yasaklandı.
Fransız yazar, macera türünden romanlarıyla ünlenen Alexandre Dumas’ın (d.1802- ö. 1870) kaleme aldığı tüm romanları 1836’da yasaklandı.
18 eseri Türkçeye çevrilen Fransız yazar Honeré de Balzac’ın (d.1799- ö.1850) o güne kadar kaleme aldığı tüm eserleri 1841’de yasaklandı.
Edebiyat eleştirmenleri tarafından modern romanın kurucusu kabul edilen Fransız romancı Gustave Flaubert’in (d.1821.-ö.1880) kaleme aldığı “Madame Bovary” ve The Loves of Salamboo romanları 1864 ‘de raflardan indirildi.
Fransız romancı, oyun yazarı, gazeteci Emile Zola’nın (d.1840-ö.1902) kaleme aldığı tüm eserleri 1894’de yasaklandı.
“Bir baba, yüz evlada bakar da yüz evlat bir babaya bakamaz,”
diyen 20. yüzyıl başının en üretken ve tartışılan yazarlarından biri olan İtalyan romancı, şair, oyun ve öykü yazarı, gazeteci, asker ve siyasetçi Gabriele D'Annunzio’nun (d. 1863-ö.1938) seçilmiş eserleri 1911’de yasaklandı.
diyen 20. yüzyıl başının en üretken ve tartışılan yazarlarından biri olan İtalyan romancı, şair, oyun ve öykü yazarı, gazeteci, asker ve siyasetçi Gabriele D'Annunzio’nun (d. 1863-ö.1938) seçilmiş eserleri 1911’de yasaklandı.
Edebiyatta sembolizm akımının önde gelen temsilcileri arasında yer alan 1911 Edebiyat Nobel Ödülü sahibi Belçika doğumlu Maurice Maeterlinck’un (d.1862-ö.1949) tüm eserleri 1914’de raflardan indirilerek okurlarına menedildi.
Amerika’nın kahramanı olarak övülen Frances Willard’un (d.1839 – ö.1898) tüm eserleri okurlarından 1922’de menedildi.
Bugün, John Herschel ve Isaac Newton gibi isimlerle beraber Westminster Kilisesi'nde gömülü olan İngiliz biyolog ve doğa tarihçisi Charles Darwin’in (d.1809- ö.1882) bilim çevrelerinde büyük yankı uyandıran Türkçeye “Türlerin Kökeni Üzerine” adıyla çevrilen eseri 1937’de yasaklandı.
Fransız roman, gezi, deneme, biyografi yazarı Marie Henri-Beyle Stendhal’ın (d. 1789-ö. 1842) tüm eserleri 1939’da yasaklandı.
1947 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi roman ve deneme yazarı Fransız André Paul Guillaume Gide’nin /d.1869-ö.1951) kaleme aldığı altmışa yakın eserleri 1952’de okunması yasaklandı.
Bu yasaklı yayınlar genelde ülkemizde okurlarımızın ellerinde serbeste dolaşmaktadır. Birçoğu da klasikler arasında yerini almıştır. Medeniyetimizi ve tarihimizi yeryüzünün lanetlileri görerek bizim dışımızdakilerin ellerini ve yüzlerini yıkama alışkanlığından vazgeçmezsek ne kendimizin ne de bizim dışımızdaki medeniyetlerin felsefe, din, edebiyat ve siyaset tarihlerini daha aklıselim görme şansımız olmaz diye düşünüyorum.
İyi okumalar…