Sosyal medya dünya futbolunu baltalıyor.
Bu sadece Erzurum ya da Erzurumspor’a has bir olay değil!..
Dünyanın bir çok ülkesinde sosyal medya futbola ve kulüplere ciddi zararlar veriyor.
***
Kulüplerin kendi sosyal medya hesaplarına bile fütursuzca eleştiriler can sıkıyor.
***
Acımasız eleştiriler, belden aşağı vurmalar ve hakaretler kulüpleri ve şehirleri zor durumda bırakıyor.
Sırf sosyal medyadan kaynaklı transferler bozulabiliyor.
El sıkışılan futbolcuların transferleri gerçekleşmiyor.
Hatta ve hatta daha ileri gideyim, sosyal medyada futbolculara, yöneticilere ve teknik adamlara yönelik yapılan olumsuz eleştiriler nedeniyle futbolcu, hoca ve yönetici bulmak zorlaştı günümüzde…
***
Bakın! Erzurumspor Süper Ligden düşmüş olmanın sendromunu yaşıyor.
Sıkıntılı bir kongre ve transfer döneminin ardından sıfırdan bir takım kuruldu.
Son günde transfer tahtası açıldı.
Gençleri bir kenara koyarsak geçen sezonki kadrodan sadece Jakub Szumski, Arvydas Novikovas, Gökhan Kardeş, Özgür Sert ve Oltan Karakullukçu yer alıyor.
Takımın geri kalan kısmı yeni isimlerden oluşuşor.
…Ve halen daha da Erzurumspor transfer yapıyor.
Dün Süleyman Koç ve Mikhail Rosvehuvel geldi.
Bugün yarın bir yabancı oyuncu daha gelecek.
***
Ya! Sosyal medyadan yorum yapan futbolseverlere sesleniyorum.
Lütfen şu ‘Çöp’ lafını kullanmayın.
Hatta ekmeğini futboldan kazanan ve çoluğunun çocuğunun rızkını futboldan evine götüren futbolculara ‘Çöp’ yakıştırması yapanları da kınıyorum.
Sizin O çöp dediğini isimler önce mahallede, sonra okulda, ardından amatör takımlarda top koşturduktan sonra profesyonel oluyorlar.
Yöneticiler, antrenörler hiç durduk yere ‘Çöp’ü profesyonel yaparlar mı?
***
Futbolunda kendine has özellikleri var. Sağ bekten ayrı taktik istenir, on numaradan ayrı…
Yani herkes golcü olursa, herkes on numara olursa, kim kaleci, kim stoper olacak.
Onun için bir kez daha söylüyorum ‘Çöp’ kelimesini unutun.
Ya! Bu futbol doku uyuşmazlığı olabilir.
Bir futbolcu önceki kulübünde çok başarılı olabilir, gittiği bir başka kulüpte aynı performansı gösteremeyebilir.
Bunlar futbolun doğal argümanları…
***
Bakın “Erzurumspor yıldız getirsin” diyoruz, ama para yok…
Para veren de yok!..
Geçen yıl kulüp stadyum reklamları için 90 firmadan reklam alınmış.
Bugün bu rakam 40’a düşmüş…
***
İki yıl aranın ardından takım taraftarları ile buluşmuş.
Ancak 23 bin 700 koltuk kapasiteli Kazım Karabekir Stadı’nda sadece 900 taraftar vardı.
Ne acı gerçek değil mi?
Oysa biz neyle övünüyoruz taraftarımızla…
Yani daha ilk gün taraftarları bile terk etmiş Erzurumspor’u…
Diyeceksiniz ki, bir çok taraftar Kovid-19 aşısı sürecini tamamlayamadığı için maça gelmedi.
Evet! Olabilir bu mantıklı bir savunma…
Ama en azından Pazartesi günü Bursa maçında 5-6 bin taraftar olabilirdi tribünlerde…
Şimdi sırada Bandırma maçı var. Bakalım ki, o karşılaşmada tribünlere kaç kişi gelecek.
***
Bakın, sosyal medyadan eleştiri yapanların yarısı tribünlere gelse Erzurum taraftar rekoru kırar.
Tabi bunun yanında hasılat rekoru da…
***
Eğer Erzurum, takımından şampiyonluk bekliyorsa, zirveye oynamasını istiyorsa Kovid-19 sürecinde o tribünlerde en az 10 bin taraftar olmalı.
Herkes az çok demeden karınca kararınca kulübe maddi destek te vermeli.
‘Ben Erzurumsporluyum’ diyen herkes taraftar kartını çıkarırsa kulübe ciddi bir maddi kaynak sağlanır.
***
Kuru kuruya taraftarlık ve Erzurumlu olunmuyor.
Taraftarlık ve Erzurumluluk zor günlerde belli olur.
Bakıyoruz da kulübe bir kuruş maddi yardım yok.
Ama eleştiren çok.
Bu böyle olmamalı.