Allah rahmet eylesin, bir kunduracı vardı bizim mahallede ve derdi ki hep:
“Hayat beledir oğul, kimine rehmet, kimine zehmet olur!” diye…
Hakikaten de öyle…
Bazıları için sıradan ya da rutin olan bir durum, bir başkası için ulaşılması çok güç bir hale dönüşebiliyor…
Misal, Erzurumspor…
Süper Lig serüvenini saymazsak; önceki üç sezonda da payına hep zahmet düştü… Nitekim Süper Lig’e çıkış maçı da öyle oldu…
Hatırlayın lütfen!
Erzurumspor’un Süper Lig’e çıkışı; öldü diye neredeyse morga kaldırılmaya hazırlanan bir mevtanın yeniden canlanması gibiydi…
Ve bugün…
Pazar günü oynayacağımız Altay maçında yine hop oturup-hop kalkacak ve mavi beyazlı ekibin kazanmasını dileyeceğiz bir kez daha…
Peki, kazanır mıyız?
Evet, kazanırız…
Zoru sürekli başarmış olan bu takım, Allah’ın izniyle bu virajı da hasarsız geçecek ve göreceksiniz, bu şehre Süper Lig atmosferini yeniden yaşatacak…
Tabi gönlümüz elbette bu sancıları çekmeyelim isterdi, ama olmadı işte… Erzurumspor’a her zaman olduğu gibi işin yine “zahmet” kısmı düştü vesselam!
Ne diyelim…
Sonu selamet olsun inşallah…
Amin…
*
Geçenlerde de yazmıştık…
“Bu takım Süper Lig’e çıkarsa, o lige Erzurum da çıkmış olacak” demiştik… Fakat görüyoruz ki, meseleye bu yönüyle bakmayanlar halen daha çoğunlukta…
Diyor ki adam:
“Yazıktır, Erzurumspor için ödenen paralarla fabrika kurulurdu…”
Şimdi!
Erzurumspor’un bu şehir için bir fabrikadan çok daha öte bir anlam taşıyor, bu biiir!
Erzurumspor Süper Lig’e çıkar ve o ligde kalmaya devam ederse; bunun ekmeğini Erzurum yer, Erzurumlu yer ve Erzurum’un evladı yer, ikiii!
Üçüncüsü de…
Erzurum bu şehrin kulübüdür, bu şehrin yükselen bir değeridir… Bu yüzden kimse bu güzide takımı kendi kişisel çıkar ve hırslarına alet etmeye kalkışmasın!
Hele hele futbol sicili kokuşmuş derecede bozuk olan kimi eski futbolcu ve güya hoca bozuntuları ise, hiç konuşmasın!
Zira bülbül güle, karga çöplüğe götürürmüş her zaman…