“Ramazan Şenlikleri” demiştik, dün.
Bu meseleden ne de çok bihuzur olan varmışta, bizim haberimiz yokmuş meğer.
Hatırlatma babından olsun; ne demiştik?
Demiştik ki;
- Ramazan etkinlikleri, yine Ramazan ayının manevi iklimine ve ruhuna uygun olsun.
Gün içerisinde eş-dost olsun görüştüğümüz herkes, Ramazan ayında düzenlenen etkinlikler konusunda çok daha dikkatli olunmasını salık verdi hep.
Haksız da değillerdi hani.
Şimdi!
Bir kere şunu özellikle ifade edelim:
Erzurum’da Ramazan etkinliği düzenleyen belediyelerin hiçbirisinin, elbette ki vatandaşı rahatsız etmek ya da Ramazan ayının manevi iklimine gölge düşürmek gibi bir gayesi yok.
Üstüne üstlük buna bir mecburiyetleri de yok.
Onlar da istiyorlar ki; Ramazan dolayısıyla bir farklılık yaşansın Erzurum’da. Şehir cıvıl cıvıl ve rengârenk olsun.
İyi niyet, anlayacağınız.
Kaldı ki, buna bizim de sözümüz yok zaten. Bizim ve dahi ahalinin asıl itirazı, yapılan işin şekline yöneliktir, o kadar.
Buna şöyle de denilebilir aslında: Tokadı, testi kırılmadan önce atmak. Dolayısıyla görelim bakalım ki; bizim testinin başına bu Ramazan neler gelecek.
Bekleyelim ve görelim.
VE PALANDÖKEN BELEDİYESİ…
Mevzu madem Ramazan ve belediyelerden açıldı, Palandöken Belediyesi ile devam edelim bari.
Palandöken Belediyesi, her yıl Ramazan ayı öncesinde bir seferberlik başlatır camiler için. Bahçeleri ve çevre düzenlemeleri bir yana, camilerin her yıl bir de içi-dışı temizletilir.
İlaveten Palandöken Belediyesi’nin Ramazan Şenlikleri de, bir düzen ve intizam içindedir. İçeriğinde ne bir abartı, ne de “desinlere kaçış” vardır.
Sade, seçkin ve nezihtir.
Doğrusunu isterseniz, Palandöken Belediyesi, 20 gün sonra vuslatına ereceğimiz ayların sultanı için nasıl bir plan ve program yaptı, çok merak ediyoruz.
Ne dersiniz, yoksa siz merak etmiyor musunuz?
*****************
HAŞILEFENDİ AÇIK OTOPARKI
Haşılefendi Caddesi.
Bilinen bir başka tarifiyle; Palen Doğalgaz’ın bulunduğu güzergâh. Belki de, trafik keşmekeşi bakımından Erzurum’un en sorunlu bölgesi.
Burada daha sabahın erken saatlerinde başlar karmaşa. Birbiri ardına dizilen araçlar, bırakın caddeyi ve sokağı, yaya kaldırımlarınıbile yürünemez hale getirir.
Sonra öğle saatleri...
Sağlı-sollu park yapılmıştır ya caddeye; çift sıra parklar başlar bu kez de. Gelir vatandaş, önünü-ardını düşünmeden bırakır aracını ve çeker gider bu güzergâhta.
Yol mu kapanmış, araçlar mı çıkamamış, kimin umurunda!
Sen bırak arabayı, işin görülmüş olsun ve çek git!
Olmuyor!
Olmuyor işte!
Ne bir trafik ekibi geliyor, ne de zabıta müdahale ediyor bu çirkinliğe.
Ne diyoruz, biliyor musunuz?
Buradan çekilse bir-iki araç veyahut şöyle okkalı bir-kaç ceza yazılsa, öyle sanıyoruz ki kendiliğinden çözülüverir bu sorun. Aksi halde Haşılefendi Caddesi resmen açık otoparka dönüşecek.
Haaa!
Diyebilirsiniz ki;
- İyi de kardeşim, bu iş cezayla olmaz. Belediye gereken tedbirleri alsın, olsun ve bitsin.
El hak, doğrudur…
Doğrudur doğru olmasına da, nerede o tedbirleri alacak belediye ki?
Var mıdır?
Biz göremiyoruz, peki ya siz?
*****************
MESELE SADECE PİKNİK DEĞİL
Uzundere.
Erzurum’un doğal güzelliklerle çevrili yemyeşil yüzüdür.
Dikkatinizi çekmiştir; havalar azıcık ısınadursun, hafta sonlarında yükünü tutan Uzundere’de alır soluğu.
Bir yanda şelalenin o doyumsuz güzelliği, diğer yanda tabiatın o eşsiz çekiciliği.
Say, say bitmez…
Misal, Büyükşehir Belediyesi.
Hafta sonunda çok güzel bir iş çıkarmış. Erzurum şehir merkezinden toplamış ahaliyi ve kafileler halinde Uzundere’ye taşımış.
Fevkalade güzel bir fikir.
Şehir halkını Uzundere ile tanıştırmak ve buluşturmak her kimin aklına gelmişse, rahmet geçmişlerine.
İşitir gibi oluyoruz sanki.
Bazılarınız diyor ki:
- Ardı arası bir piknik etkinliği, ne var bunda bu kadar büyütecek?
Doğru.
Hepi topu bir piknik, evet.
Ama bu, aynı zamanda şu demek:
Uzundere, nasıl ki şehir merkezinde yaşayanlar için bir çekim merkeziyse, şehir dışında yaşayanlar için de bir çekim merkezi olabilir.
Öyle ya!
Rafting deseniz, var.
Kano deseniz var.
Doğa tutkunlarının peşinde koştuğu tırmanma ve trecking parkurları deseniz, var.
Kuş gözlemciliği deseniz, var.
Botanik turizmi deseniz, var.
Çadır ve yayla turizmi deseniz, var.
İnanç turizmi deseniz, var.
Pansiyon turizmi deseniz, o da var.
Ne yok ki!
Var da, var…
O halde, nedir?
Erzurum olarak Uzundere’yi artık ciddi ciddi gündeme almanın vakti gelmişte, geçiyor demektir.
Yani!
Yanisi şu: Uzundere’de mesele sadece basit bir piknikten ibaret değildir, o kadar.