Vefatından bir müddet önce.
27 Mayıs ihtilali ile birlikte hukukçular Menderes ve ekibinin yargılanması için bildiri
yayınlıyorlar ve hocanın da imzasına müracaat ediyorlar.
Hoca “tarihin hükmünden korkarım” diyor, reddediyor…
Tarihin hükmünden korkmak !..
Ne büyük bir mesuliyet hissi.
Daha da ötesi, büyük bir insanlık örneği.
Niye böyle bir girizgah yaptım.
Başlıktan da anlaşılacağı gibi, seçim yüzeyine girdik artık.
Aday adayları yavaş yavaş gün yüzüne, yüzeye çıkmaya başladılar.
Ve aday adaylarının en çok ziyaret ettikleri yerler medya kuruluşları.
Yani bizler…
Bize düşen aday adaylarını sizlere, halka tanıtmak.
İşte tam da burada bizim sorumluluğumuz devreye giriyor.
Ağır bir mesuliyet yüklüyor medya mensubunun omuzlarına.
“Tarihin hükmünden korkmak…”
Yani, tanıtacağın aday adayının kıymet-i harbiyesi ni ölçmek, tartmak.
Bir memleketin mesuliyetini omuzlarında taşıyabilecek “karat”ta olup olmadığına bakmak.
Ona göre tanıtmak, tanınmasına vesile olmak.
Yani “tarihin hükmünden korkmak.”
Bu hükümden korkarak hareket etmek.
Tarihin yargılamasından beraat etmek…
Dedik ya; aday adaylarının isimleri, seçim konu olduğunda zikredilmeye başlandı…
İsmi zikretmeye değer bir isim dikkatimi çekti.
Turgut Turhan…
Başkan Sekmen’in danışmanlığını yapıyor şimdi.
2011 seçimlerinde de aday adayıydı, olmadı.
Yine aday adayı.
Hayırlı olsun…
“Tarihin hükmünden korkarak” diyorum.
Yine yazacağız.
Yine isimlerlerden bahsedeceğiz.
İnşaallah…