Erzurum, “dilenci istilası”ndan kurtuluyor. Vali Mustafa Çiftçi, Palandöken’in ve sokağın sesine kayıtsız kalmadı.
Şimdi hizmet zamanı
Dilenci sorunu, elbette ki en gelişmiş ülkelerde bile var. Ancak bu dilenci sorunu, son zamanlarda Erzurum’da öyle bir noktaya gelmişti ki, sanırsınız şehir dilenci istilasına uğramış! Kim oldukları ve nereden geldikleri hatta maksatlarının ne olduğu bilinmeyen bu dilenciler, artık şehirden uzaklaştırılmaya başlandı.
Yeni valimiz Mustafa Çiftçi Erzurum’a atandığından beri yakından takip ediyorum.
Görebildiğim kadarıyla dinamik ve coşkulu bir yapıya sahip…
Ne zaman o saçma sapan “hoş geldin” ziyaretlerinden vakit bulduysa anında kendisini sokağa ve halkın, esnafın, köylünün arasına attı.
Adeta, “Yahu bir bırakın da hizmet edeceğim şehri ve bu şehrin insanını tanıyayım” dedi.
Ne de iyi yaptı.
Kıymetli okurlarımız hatırlayacaktır.
Bir müddet evvel tabiri caizse Erzurum’u istila eden dilenci meselesini yazmış, hatta bu dilenci istilasının zamirinde FETÖ terör örgütünün bir dahli olup olmadığına dikkati çekmiştim.
Yeminli Tayyip düşmanlarını ve ağzıyla kuş bile tutsa AK Parti’yi sevmeyen kimi iflah olmaz muhterisleri saymazsanız; o yazı hem kamuoyunda hem de devlet nezdinde hedefine ulaştı; maksat hasıl oldu.
Öyle olmasaydı hiç yeni valimiz Mustafa Çiftçi kati bir emirle “Erzurum dilenci sorunundan kurtulacak” der ve operasyon emri verir miydi?
Çünkü o yazı, sosyal medyada birkaç gün boyunca en çok konuşulan konuların başında oldu.
Gelen yorumlara baktım, tamamını olmasa da bir kısmını okumaya çalıştım.
Birkaç zıp çıktı hariç, aklıselim sahibi herkes bu dilenci meselesinden muzdarip…
Çokbilmiş bir FETÖ sevicisi yazmıştı:
“Gökte bulut olsa FETÖ yüzünden oldu, diyorsun.”
Yok; öyle bir şey hiçbir zaman demedim.
Zira, FETÖ’nün, gökyüzünde bulut olmasında ya da olmamasında gücü de çapı da yetmez…
O, sadece ve sadece kandırdığı alçaklarla vatana ve millete ihanet etmekle sınırlı bir tetikçi…
Neyse…
Vali Mustafa Çiftçi, çok yerinde bir kararla bu dilenci sorununa neşter vurmakla, bundan böyle yapacağı çalışmaların da ipuçlarını verdi aslında…
-Sokakta olacağım, halkın arasına gireceğim, sorunları da talepleri de yerinde ve birinci elden dinleyeceğim.
(Okay Memiş de aynı çizgideydi)
Tabii ki Erzurum’un sorunları yalnızca dilenci istilasından ibaret değil.
Erzurum’un, hem merkezi hükümet hem de yerel yönetimler eliyle acil çözülmesi gereken onlarca sorunu var.
İşte bu yüzden Vali Mustafa Çiftçi’nin hakikaten kaybedecek bir dakikası bile yok.
Erzurum güzellikleri ve artıları olduğu kadar eksileri ve noksanları da olan bir şehir…
Her şeyden önce çetin kış şartlarına maruz kalan bir yer…
Erzurum’un valisi protokol valisi değil, hizmet insanı olmalı.
Mustafa Çiftçi’de o kumaş var.
“Ben oturmaya gelmedim, çalışmaya geldim. Gelin hep birlikte çalışalım” diyor.
Zaten Çorum’da da bu minval üzere hizmet etmiş.
Erzurum halkının bir asla unutmadığı valileri bir de adını dahi anmak istemediği (neyse ki çok değil) valileri vardır.
Besbelli ki Mustafa Çiftçi adını, birinci kısma yazdırma azmi ve samimi çabası içerisinde…