Evet, eğer Erzurum ilk yarıda Erhan ile yakaladığı o pozisyonu gol ile değerlendirmiş olsaydı bugün bambaşka skorun üzerine bir maç yazısı yazıyor olacaktım.
Futbol bu, belli olmaz ama.
İnanıyorum ki zaten Erzurum seyircisinin olağanüstü baskısı karşısında psikolojik olarak ‘ezik’ durumda olan İstanbul takımı o skorun altından kolay kolay kalkamaz ve belki de mavi-beyazlılar farklı bir skorla sahadan ayrılırdı.
Ha bir de, eğer Erzurum o eşitlik golünü ilk yarıda yememiş ve de soyunma odasına devrede galip girmiş olsaydı o İstanbul’un maçı kazanma şansı o kadar az olurdu diye düşünüyorum.
Nihayetinde biz bu Erzurum’u tanıyoruz.
Kesin bu maçta öyle bir skor olmazdı, olamazdı!
***
Mutlaka bu maçın gerçekçi bir analizini yapacak olursak her şeyden önce diyeceğim şudur ki, o- bu değil, bizatihi Fatih Gül’ün eksikliği çok hissedildi.
Fatih Gül orta sahada top çalan, oyunu tutmayı becerebilen, takımına ayar veren bir oyuncudur.
Bence Erzurum onu çok aradı.
O Fatih Gül hiçbir şey yapmazsa en azından kendisine şut alanları bulabiliyor ve rakip kaleye birkaç defa şut atabiliyor.
Skor dezavantajı olmasına rağmen koca ikinci yarıda Eslem’in dışında şut atılmamış olması sanıyorum ne dediğimi çok iyi anlatıyor.
***
Sakatlığından dolayı Mehmet Albayrak’ın ikinci yarının hemen başlarında oyundan çıkması da Erzurum’un gücünü bana göre çok zayıflattı.
Kaptan mı çok istedi bilmiyorum ama keşke biraz daha sahada kalmayı deneseydi diyorum.
Bu takımın belki her şeyi değil ama Mehmet Albayrak çok şeyi!
O çıktıktan sonra hücum gücü zayıflayan Erzurum, garibim Nobre’den medet umdu ama o da bir yere kadar!
Bu maç itibariyle maçın skoruna etki edenler genelde sahada olmayanlardı.
Kırmızı kart cezalısı Ferit de bana göre Erzurumspor’un alınan mağlubiyette etkili olan oyuncularından biriydi!
Katılmayan da varsa saygı duyarım, saygılarımı sunarım!
***
İstanbul’dayken bir anda kendimi Konya’da buldum!
Erzurum’un attığı gol Konya’da 3 puanı getiren golün bir benzeri gibiydi.
Halil İbrahim topu taşıdı, Mehmet Albayrak, Nobre’ye bıraktı, o da vurdu gol oldu.
‘Halil İbo’ bu maça damga vuracak oyuncuların başında geliyordu.
Ama o da top kendi takımında ne kadar fazla durursa oyunda kalan bir oyuncu.
Onun istediği topların sayısının biraz artması gerekiyor.
Biraz da o toplar fazla olmadığı için böyle bir skor ortaya çıktı.
Ben savunmada Doğancan ve Fırat’ı beğeniyorum.
Her maçını en az hata ile oynuyorlar.
Yenilen iki gole bakınca onları yine hatalı bulmuyorum.
Zaman zaman fizik olarak da bana tribünden Muslera’yı anımsatan kaleci Evren çok şaşırtıyor beni.
Yediği o ilk golü nasıl yedi bu saat olmuş halen daha anlamış değilim.
Sinan’ı, Murat’ı, Erdem’i ve Mustafa’yı çok günlerinde görmediğimi söylemeliyim.
Formalarını terlettiler ama bu oyuncuların gerçek kapasiteleri ile oynadıklarını sanmıyorum.
Tamam, nihayetinde karşılarında kendileri gibi aynı siklette güreşen bir rakip var ama daha akılcı olmalıydı, oynamalıydılar.
Erhan Çelenk benim bu takında en beğendiğim oyunculardan biri.
Ama o da tam sahada değil, sanki yarısıyla oynuyor.
Belki de gücü o kadar ama inanıyorum ki iyi bir Erhan her zaman bu sahalarda 90 dakikaları her zaman kaldırır.
İnşallah bu mağlubiyet, Erzurum için yeniden bir serinin de başlangıcı olur.
***
Biz bu maçı bir şampiyonluk maçı görmedik, görmeyiz.
Bu köprün altından daha çok sular geçer.
Bu maçın mağlubiyetle bitmesini aslında mavi-beyazlı takım için hayırlı da buluyorum.
Bu maça çıkarken Erzurum takımı profesyonel liglerde deplasmanda hiç mağlup olmayan tek takım ünvanına sahipti.
Sanırım bu da oyuncular üzerinde stres de oluşturuyordu.
Artık o dertten de kurtuldu, tabiri caizse ‘helas’ oldular!
Bundan sonrası için hava hoş.
Çok da tın!
Sadece liderlik gitti, şampiyonluk değil!
Olur böyle vakalar, dert etmesin hiç.
Yıllar sonra ilk defa böylesine iyi oyunculardan kurulu bir oyuncu gurubunu biraraya getiren Ali Başkanın sezon sonunda rahata ereceğine inanıyorum.
Önemli olan her hafta ligi lider bitirmek değil.
Son haftayı lider bitirmek.
Hele hele İstanbul şu oynamadığı maçı hayırlısıyla bir oynasa da işimize gücümüze baksak!
NOT: Maç öncesi yaşananlar neredeyse maçın önüne geçti. Görünen o ki Erzurum artık kabına sığmıyor, bulunduğu yerden memnun değil. Bu biraz da anlaşılabilir bir durum. Ama Erzurum’un o lige, PTT ligine çıkmasından çok sağduyulu olması çok daha şart! Kaş yapayım derken göz çıkartılır, aman dikkat. Neyin peşindeyiz, onu bilelim. Biraz sakin olalım lütfen..
--