SINIRLI DEVLET

“Kralların sarayları, yıktıkları mutluluk köşklerinin harabeleri üzerine inşa edilmiştir.”

Thomas Paine

Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Felsefe Grubu Öğretmenliği Bölümü Öğretim Üyesi meslektaşım ve mesai arkadaşım Doç. Dr. Zafer Yılmaz’ın “Thomas Paine Düşüncesinde Sınırlı Devlet“ adlı eserinden alıntılar yapacağım. Başlığımız kitabın adından mülhemdir.

Thomas Paine 1737-1809 tarihinde yaşamış İngiliz düşünürüdür. Çok eser bırakmıştır. Akıl Çağı, İnsan Hakları ve Sağduyu gibi eserleri Türkçeye tercüme edilmiştir.

Zafer Yılmaz hocamız eserinde Paine’nin siyaset felsefesini ve devlet üzerine düşüncelerini 117 sayfada güzel bir üslupla özetlemiştir. Eser 2019 tarihinde Pegem Akademi tarafından yayınlanmış. Devlet üzerine düşünmek isteyenlerin bir solukta okuyacağı ve zengin bilgilere ulaşacağı bir eserdir.

Öncelikle Paine düşüncesinde; Devletin Kökeni, Kuruluş Ve İşleyiş Zemini Anayasa, Devletin Meşruiyeti, Amaçları Ve Görevleri sorularına cevap aranmıştır.

Sonra da Yönetim Biçimlerinden Monarşi, Aristokrasi, Karma Yönetim, Doğrudan Demokrasi Ve Temsili Sistem Üzerine başlılıkları altında Paine’nin düşüncelerini irdelemiştir.

Devletin ne olduğundan daha çok ne olması gerektiği sorusu kitabın ana konusu olmuş.

Pain’e göre “Devlet en büyük kötülük kaynağıdır.” Ancak hak ve hürriyetlerin korunması ve geliştirilmesi için devlet zorunludur. Yine devlet anayasa ile kişilerin keyfi kararlarına göre yönetmesine engel olur. Dahası insanın vahşi güdülerini kısıtlaması ve belirli düzene sokulması anayasa ile olur. Anayasa ile aklımız, adalet duygumuz, vicdanımız, eşit hak ve özgürlüklerin herkes için geçerli olması gerekir. İnsan insanın düşmanı değil, ancak sahte bir yönetim sistemi insanları düşman haline getirir.

Devlet, insanın elinde düşünce ve ifade hürriyetini, din ve vicdan hürriyetini, basın, seyahat, seçme ve seçilme hürriyetini, mal edinme, eğitim, vergi, adaleti sağlama, yoksulluğu ortadan kaldırmayı kendine amaç edinmelidir.

Bunlara engel olmaya kalkanlara engel olmalıdır. Kendisi de bu hakları ihlal eden ya da insanın elinden alan olamamalıdır.

İftihar edilecek devlet hangisidir?

Seçim ve temsil yoluyla yönetim akıl üzerine, vesayet yönetimi ise cehalet üzere inşa edilmiştir. O halde akıl üzerine inşa edilen devlet iftihar edilecek devlettir.

Paine, bir kişiye sınırsız yetki verilirse bu kişinin, çevresinde her türlü yozlaşmanın türediği ve biçimlendiği bir merkez haline geleceğini vurgular. Tahtın ihtişamı denen şey aslında devletin yozlaşmasından başka bir şey değildir. Bu durumda devlet artık halktan toplanan vergilerle şaşaalı bir tembellik içinde yaşayan az bir asalak grup ya da çevreden ibarettir.

Burada şunu hatırlamamız lazım, Türkler ne zaman otağı saraya çevirdi, monarşi kökleşti. Otağıyla övünen, itibar sahibi olduğunu söyleyen Türk Bilge Kaanları yoktur. Aç milleti doyurdum, çıplak milleti giydirdim diyen zihniyet egemendi.

Monarşi ve aristokraside insan aklının aşağılaması ve büyük oranda insanların sefalet içerisinde bırakılması amaçtır. İnsan bir tür hayvandır. Aklını kullanma, sadece itaat et anlayışı telkin edilir. Bu devlet biçimi ete batan bir dikene benzer. Sistem zulüm, adaletsizlik üretmektedir. Kişileri değil, sistemi erdemli ve adaletli yapmak gerekir.

Karma yönetimde Paine şu tespiti yapar: Temsil hakkını kullanıp seçimle iş başına gelen kabine, kral gibi görev ve sorumluluğuyla hareket eder. Parlamento üyeleri sorumluluğu kabineye yükler.

Kim sorumludur? dendiğinde orta yerde sorumlu yoktur.

Doğrudan demokrasi özünde taşıdığı ilkeler yüzünden değil, uygulamalardaki haksızlıklardan dolayı Paine’den eleştiri almıştır. Bu yönetim biçimi monarşi ve tiranlığa dönüştürülmektedir.

Temsili sistemde devlet, sözleşme ürünüdür ve halkın iradesine dayanır. Yönetim hakkı emaneten verilir, geri alınır.

Sonuç olarak: Doğal hak ve hürriyetlere sahip olan devlet değil, fertlerdir. Devletin sınırı; doğal insan ve sahip olduğu hak ve özgürlüklere göre belirlenmelidir. Devlet anayasaya uygun sınırlar içerisinde hareket ettiği sürece, birey de devlete bu sınırlar içerisinde itaat eder, aldığı kararlara rıza gösterir.