Siyaset, önce kendi vesayetinden kurtulmalı, sonra siyaset, kendi anlamı üzerinden işleyebilmelidir. T. Gülseven
Siyaset; devlet işlerini yürütmek, çözmek sanatı olarak lügatte tanımlanmış.
Neymiş? Devlet işlerini yürütmek ve çözmek sanatı; siyaset yapmak!
Politika lügatte Yunancada da, devletin etkinliklerini amaç, yöntem ve içerik olarak düzenleme ve gerçekleştirme esaslarının bütünü olarak geçmekte!
O zaman şunu anlıyorum; siyasetçiyim diyen kişi; devletin işlerini planlamak, yürütmek sorumluluğunu üstlenmiş kişi olduğunu söylüyor.
Siyaset yapmak bizde daha farklı anlamlara kaymak üzere! Siyaset yapıyorum diyen insanın sözüne daha az güvenilmeye başlandı. Zira siyasetçiyim diyen kişi literatür tarifiyle artık uyuşmuyor!
Siyaset yapmak, devlet ve milletin işlerini yürütmek anlamından, parti veya şahsi işleri yürütmek ve yönetmek anlamına kaydı.
Partinin siyaseti de siyasinin siyaseti de devletin işlerinin yürütülmesi olmalıyken; artık siyasetler partinin menfaatleri ya da kişilerin kendi menfaatleri ön plana alınarak işlem yapılıyor. Devletin yüksek menfaatleri görmezler zindanında kayboldu.
Operasyonlar devlet işlerinin yürütülmesi anlamından çok partilerin veya kişilerin çıkarına hizmet ediyor!
Bu durumda siyasetçiye güven kalmadığı gibi, plan, başarı veya vaat anlamında konuştukları da değer taşımıyor.
Siyasetçinin asıl değeri; devletin bekası ve işlerinin yürütülmesi, devletin iç ve dış tehlikelerden korunması için üretilen siyasetlerle doğru orantılıdır. O zaman bilgi, akıl, tecrübe yüklü siyaset üretebilen siyaset adamları öne çıkmalıdırlar.
Bilgili, akıllı, tecrübeli, dürüst (aslında dürüstlük bir kriter olmamalı, dürüstlük olmazsa olmazdır, kendiliğinde var olmalıdır) ve üretme yeteneği olan kişiler vatandaş tarafından tercih edilebilmelidir. (Bu da oldukça zor ve karmaşık görünmektedir).
Vatandaşın üst düzeyde siyaset üretebilen insanları tercih etmesinde elbette ki halkın eğitimi söz konusudur ve asıl etkendir.
Doğru siyasilerle buluşan devlet; sistemini doğru ray üzerine oturttuğunda; artık sistem devleti düşünen, akıllı, bilgili, çalışkan ve güvenilir siyaset (=Siyaset; devlet işlerini yürütmek sanatı) üreten siyasilere kavuşmuştur.
Seçim bittiğinde verilen sözler için “onlar seçim vaatleriydi, şimdi bildiğimizi okuyacağız” demek çok doğru bir karakter ve davranış örneği teşkil etmez ki buna da şahit olduğumuz oldu!
Yarınlarda güvenli, adaletli, konforlu, insanca yaşayabilmek için dünya standartlarında siyasilere sahip olmalıyız.
Siyasi karakterin, normal insan karakterinden daha yüksek olduğunu söyleyemem, ama karakteri normal seviyede olmayan siyasetçilere siyasetin tanımını hatırlatarak karakterlerini bu tanımlamaya göre dizayn etmelerini tavsiye edebilirim.
Bir ülkenin meclisinde sadece dört karakter ve dört siyasi liderin karar ve karakteri etkin olacaksa, 550 milletvekili niye?
Bu durum da başka bir açıdan siyasetin bizde doğru yolda olmadığını göstermektedir.
Siyaset, önce kendi vesayetinden kurtulmalı, sonra siyaset, kendi anlamı üzerinden işleyebilmelidir. (Siyaset adamları öncelikle liderlerin vesayetleri altındadır.) bu yüzden sağlıklı politikalar üretilse bile gün ışığına kavuşamadan ölüme terk edilmektedirler. Mevcut durumda konuşan her siyaset adamı; liderinin siyaset anlayışını kabul ettirmek siyasetini yapmaktadır.
Bir siyaset adamını dinlediğinizde (zaten tartışmak imkânsızdır) sadece liderinin görüşlerini duyabilirsiniz; kendisinin ki zaten önem taşımaz, ifşası kendi siyasi hayatı için büyük bir risktir!
Siyasi bir kişi gördüğümde; devletin işlerini gören, yürüten, devletin vekili ve “devlet adamı” vasfını da üzerinde görmek istemek biz vatandaşların hakkıdır!