Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplantıda, küresel bir sağlık krizine dönüşen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını başta olmak üzere gündemlerindeki dış politika, güvenlik ve diğer başlıklara ilişkin değerlendirmeler yaptıklarını söyledi.
Türkiye'nin, dünyada salgın sürecini tüm boyutlarıyla başarıyla yürüten ülkelerin ilk sıralarında yer aldığını belirten Erdoğan, etkili ve yerinde tedbirler sayesinde pek çok ülkeden olumlu yönde ayrıştıklarını vurguladı.
Erdoğan, "Dünyanın pek çok yerinde testler ücrete tabi iken biz salgının başından beri vatandaşlarımıza ücretsiz test hizmeti sunduk. Aynı şekilde aşı hizmetlerini de diğer ülkeler gibi ücretsiz olarak vatandaşımıza veriyoruz. Buradan tüm vatandaşlarımıza, artık 18 yaşın üzerindeki herkese açılmış olan aşı randevularını bir an önce alarak, kendilerini ve sevdiklerini bu musibetten korumaları çağrısında bulunuyorum. Çünkü şu anda dünyada bu hastalığa karşı aşı dışında kullanılabilecek, işe yaradığı bilinen başka bir tedbir yoktur. Aşı konusunda yürütülen olumsuz kampanyaların hiçbirinin de ilmi ve akli temele dayanmadığının altını tekrar çizmek istiyorum." diye konuştu.
"TEDBİRLERE UYMAYA DEVAM ETMELİYİZ"
Sağlık Bakanlığının hazırladığı salgın yönetimi ve çalışma rehberlerine uygun çalışma ortamının sağlanmasına yönelik denetimlerin süreceğine dikkati çeken Erdoğan, "Toplumsal bağışıklık elde edilene kadar hep birlikte temizlik, maske, mesafe başta olmak üzere tedbirlere uymaya devam etmeliyiz." ifadesini kullandı.
Sağlık tedbirlerinin yanında, salgın döneminde çeşitli başlıklar altında hayata geçirdikleri uygulamalarla milletin her kesimine destek olduklarını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu çerçevede bütçeden ve çeşitli fonlardan sunduğumuz doğrudan desteklerin tutarı 150 milyar lirayı aşmış durumdadır. Yıl sonuna kadar bu tutarın 196 milyar liraya, yani milli gelirimizin yüzde 3,5'ine ulaşmasını bekliyoruz. Kullandırılan ve tüm ertelenen krediler ile vergi ve sosyal güvenlik primleri yoluyla da 524 milyar liralık, yani milli gelirin yüzde 9,3'ü kadar bir kaynağı harekete geçirdik. Bu sayede ihtiyaç sahibi vatandaşımızdan çalışanımıza, üreticimize, yatırımcımıza kadar kimseyi yalnız bırakmadık. Tarım desteklerinde de bu yıl toplam desteğin yüzde 63'ünü, yani 15 milyar lirasını en fazla finansmana ihtiyaç duyulan ilk 6 ayda, üreticilerimizin hesaplarına yatırdık. Uyguladığımız etkin müdahale alımları ile hem alım yaptığımız ürünlerin kapsamını genişlettik, hem de çiftçimizin yüzünü güldürecek fiyatları açıkladık."
"HUBUBAT İLE ET, SÜT, YEM FİYATLARINI AŞIRI ŞEKİLDE YÜKSELTMEYE ÇALIŞANLARA İZİN VERMEYECEĞİZ"
Tarımda yaşanan kuraklık sebebiyle ortaya çıkacak muhtemel sıkıntılara karşı tedbirleri aldıklarına işaret eden Erdoğan, şunları paylaştı:
"Toprak Mahsulleri Ofisi, hasat nedeniyle haziran ayında ara verdiği uygun fiyatlı arpa ve buğday gibi yem ham maddesi satışına temmuzda devam edecektir. Gelecek yılki hasat dönemine kadar sürecek bu uygulamadan yetiştirici, besici ve yem üreticilerinin tamamı faydalanacaktır. Besicilerimiz, yem ham maddesi almak için hayvan kayıt sistemine kayıtlı hayvan sayısı kadar Toprak Mahsulleri Ofisine başvurabilir. Yine hayvancılık sektörünün kaba yem ihtiyacını karşılamak amacıyla yem bitkileri desteğimiz de devam ediyor. Sadece bu yılın ilk 6 ayında yem bitkisi üretimi için 821 milyon lira destek ödemesi yaptık. Bu destekler sayesinde ülkemizde yem bitkileri ekim alanı 758 bin hektardan 2,5 milyon hektara yükseldi. Salgın ve kuraklık nedeniyle ortaya çıkan durumu istismar ederek, hububat ile et, süt, yem fiyatlarını aşırı şekilde yükseltmeye çalışanlara da izin vermeyeceğiz."
Son 19 yılda hayata geçirdikleri 227 milyar liralık yatırımla 45 milyar metreküp suyun depolanmasının, kuraklığa karşı en büyük kozları olduğunu vurgulayan Erdoğan, bugün de toplantı öncesi Ankara için çok önemli olan arıtma ve atık su toplama kollektörleri ile Gerede Sistemi, Kırıkkale Sulakyurt Sulaması ve Çankırı Dereçatı Barajı'nı hizmete açtıklarını hatırlatarak, yaklaşık 1,5 milyar liralık bu yatırımların hayırlı olmasını diledi.
Her alanda aynı tutarlı ve kararlı yaklaşımı sergilediklerini belirten Erdoğan, "Sahip olduğumuz bu bütüncül yaklaşım sayesinde dünya küçülürken, Avrupa Birliği ülkeleri küçülürken, biz 2020 yılını büyüme ile kapattık." değerlendirmesinde bulundu.
Sanayi üretiminde de olumlu gelişmelerin yaşandığını söyleyen Erdoğan, açıklanan son verilerde, bir önceki yılın aynı dönemine göre üretimde yüzde 66, ciroda yüzde 97'lik bir artış olduğunu kaydetti.
Erdoğan, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7'lik bir büyüme performansı yakalandığına dikkati çekerek, "Bu tablonun bizleri sevindiren tarafı, büyümeye, yatırımların, özellikle de makine-teçhizat yatırımlarının katkısının artıyor olmasıdır. Ayrıca büyümede dış talep ile iç talep arasında arzuladığımız dengeleme de başlamıştır. İkinci çeyreğe ilişkin öncü göstergeler, baz etkisinin de devreye girmesiyle yıllık yüzde 20 civarında bir büyümeye işaret ediyor. Yılın tamamını ise Orta Vadeli Program hedefimiz olan yüzde 5,8'in üzerinde bir büyümeyle kapatacağımız anlaşılıyor." sözlerini sarf etti.
İhracat rakamlarına ilişkin Erdoğan, "İlk 6 ayda geçtiğimiz yıla göre yüzde 40'lık ihracat artışı gerçekleşti. Yıl sonunda tarihimizde ilk defa 200 milyar doların üzerinde bir ihracata imza atacağız." dedi.
ERDOĞAN'DAN EMEKLİLERE MÜJDE
Erdoğan, "İlk 6 ayda geçtiğimiz yıla göre yüzde 40'lık bir ihracat artışı gerçekleşti. Bu gidişle yıl sonunda tarihimizde ilk defa 200 milyar doların üzerinde bir ihracata imza atacağız." ifadesini kullandı.
Güçlü ihracat performansı, düşen altın ithalatı ve turizmdeki toparlanmayla birlikte cari açığın da gerilemesinin beklendiğini dile getiren Erdoğan, böylece dış finansman cephesinde rahatlama olacağını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aldığımız tedbirler ve ekonomik faaliyetlerdeki canlanma sayesinde istihdam kayıplarımızı telafi ederek 2020 Nisanı'ndan bu yana 2 milyon 887 bin istihdam artışı sağladık." dedi.
Genç nüfusu yüksek Türkiye için bu rakamın yeterli olmadığını altını çizen Erdoğan, kadın ve genç istihdamı başta olmak üzere iş gücü piyasalarının canlandırılmasının en temel öncelik olacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Emeklilerimize bir müjde vermek istiyorum. Emeklilerimizin temmuz ayı emekli aylıkları ile bayram ikramiyelerini Kurban Bayramı öncesinde ödeyeceğiz. Yine emeklilerimizin aylıklarında Ocak-Temmuz dönemi TÜFE oranını dikkate alarak yüzde 8,45 oranında artış yapıyoruz. Böylece 12,7 milyon vatandaşımıza 12,3 milyar lirası Kurban Bayramı ikramiyesi olmak üzere toplamda 38 milyar liralık bir ödeme gerçekleştireceğiz. Diğer yandan İller Bankamız, Avrupa Birliği, Dünya Bankası ve Fransız Kalkınma Ajansı ile 15 belediyemizi kapsayan toplamı 5,8 milyar lirayı bulan bir hibe ve kredi anlaşması imzaladı. Bu kaynakla 18 milyon vatandaşımıza ve 2,3 milyon sığınmacıya daha iyi altyapı hizmeti verilmesi sağlanacaktır."
Türkiye ekonomisinin en sağlam alanlarından birisinin kamu maliyesi olduğunu aktaran Erdoğan, ocak-mayıs döneminde güçlü bir bütçe performansı gösterildiğini bildirdi.
Geçen senenin ilk 5 ayında bütçe açığının 90,1 milyar lira olduğunu, bunun 2021'in aynı döneminde 7,5 milyar liraya gerilediğini bildiren Erdoğan, 2021 yılı bütçe açığı hedefinin aşağı yönlü revize edilerek milli gelirin yüzde 3,5'ine çekildiğini, bu şekilde oluşturacak mali alanın vatandaşların ihtiyaçları için kullanılacağını belirtti.
Erdoğan, vergi politikalarında gelir ihtiyacı ile vergi yükleri arasındaki hassas dengeyi korumaya özen gösterdiklerini vurguladı.
Ekonomik kararlara olumsuz etki edecek, yatırımları ve girişimciliği engelleyebilecek mahiyette ağır bir vergi yükünün ortaya çıkmasının istenmediğinin altını çizen Erdoğan, hükümetleri döneminde giyimde, ilaç ve tedavi hizmetlerinde, eğitimde, yeme içme, turizm ile zirai faaliyetlerde KDV indirimleri yapıldığını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca eğitim kurumlarına kuruluşlarından itibaren 5 yıl süreyle gelir ve kurumlar vergisi istisnası sağlandığını aktardı.
Asgari geçim indirimi uygulamasını getirerek çalışanın vergi yükünü düşürdüklerini söyleyen Erdoğan, üç çocuklu asgari ücretlinin aylık vergi yükünü sıfıra kadar indirdiklerini bildirdi.
"ÇOK ÖNEMLİ DÜZENLEMELERİ HAYATA GEÇİRDİK"
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ekonomi Reform Programımız kapsamında basit usulde vergilendirilen esnafımızın tüm kazançlarını vergi dışı bırakıyoruz. Vatandaşlarımızın kendi evlerinde el emekleriyle imal ettikleri ürünlerin internet üzerinden satışını esnaf muaflığı kapsamına aldık. İstihdamın desteklenmesi ve iş gücü maliyetlerinin azaltılması amacıyla çok önemli düzenlemeleri hayata geçirdik. Bu amaçla yıl sonuna kadar işe alınacak her bir işçi için asgari ücret üzerinden ödenmesi gereken tüm SGK primleri ve vergileri 12 ay boyunca karşılıyoruz. Aynı şekilde istihdam maliyetinin yaklaşık yüzde 36'sına tekabül eden 1556 lirayı devlet olarak biz ödüyoruz. Bu desteği kadın, genç ve engelli istihdamında 18 ay olarak uyguluyoruz."
Başta organize sanayi bölgeleri, küçük sanayi siteleri, endüstri bölgeleri ve serbest bölgeler olmak üzere her alanda yatırımı, katma değerli üretimi, istihdamı, araştırma ile geliştirmeyi, tasarımı ve yenilikçiliği destekleyen düzenlemeler yaptıklarını anlatan Erdoğan, gelir politikalarını da enflasyonla mücadeleye destek olacak şekilde uyguladıklarını, uygulamaya devam ettiklerini belirtti.
Erdoğan, döviz kurundaki dalgalanmaların vatandaşlara yansımasını en aza indirmek için gerekli tedbirleri aldıklarını ifade etti.
"Eşel Mobil Sistemi" ile akaryakıt ürünleri üzerinden alınan maktu ÖTV tutarlarında indirimler yaparak fiyatların yükselmesini engellediklerini aktaran Erdoğan, mazotta 2 lira, benzinde 2,5 lira ÖTV alınması gerekirken mazotta 71 kuruş, benzinde 83 kuruş ÖTV alındığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her bir akaryakıt alımından vatandaşları litrede en az 2 lira desteklediklerini dile getirdi.
Evlerde ve sanayide kullanılan tüplerde de "Eşel Mobil Uygulaması" sayesinde ÖTV almadıklarına işaret eden Erdoğan, aynı sistemle bu yıl toplam 46 milyar liralık KDV ve ÖTV gelirinden feragat ettiklerini aktardı.
"Avrupa'da benzinin ve motorinin hem en ucuz olduğu hem de en az vergilendirildiği ülke biziz." diyen Erdoğan, eskiden yurt dışından gelenlerin arabalarının depolarını doldurup öyle sınırlardan içeri girdiğini, şimdi ise işin tersine döndüğünü, araçların depolarının doldurulup sınır dışına çıkıldığını söyledi.
"GELİR VERGİSİ TARİFESİNE YENİ BİR DİLİM EKLEDİK"
Erdoğan, beyaz eşya, mobilya, motorlu taşıtlar ve inşaat sektörlerine yönelik geçici veya kalıcı nitelikte ÖTV, KDV, harç indirimleri yaparak enflasyonla mücadeleyi ve ekonomide canlanmayı desteklediklerini vurguladı.
Vergisini düzenli olarak ödeyen mükelleflere yüzde 5 gelir ve kurumlar vergisi indirimi getirdiklerini anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi almak amacıyla gelir vergisi tarifesine yeni bir dilim ekledik. Vergi alanında vatandaşlarımıza, çiftçimize, esnafımıza, sanayicimize, ihracatçılarımıza, özetle A'dan Z'ye her kesime yönelik yaptığımız düzenlemeleri saymakla bitiremeyiz. Böylesine büyük maliyetlere katlanmamızın tek gayesi, vatandaşlarımızın, üreticilerimizin, çiftçilerimizin yükünü azaltarak insanımızın refahını artırmaktır."
Erdoğan, mahalli idare gelirleri ve sosyal güvenlik primleri dahil dolaysız vergi gelirlerinin, toplam vergi gelirlerine oranını yüzde 53'ten yüzde 61'e çıkardıklarını belirterek, "Aynı dönemde dolaylı vergilerin payını yüzde 47'den yüzde 39'a düşürdük. Yunanistan, Macaristan, Portekiz, Estonya ve Şili gibi ülkelerde dolaylı vergi geliri oranları çok daha yüksektir." dedi.
"Dünyanın en yüksek vergilerini uyguladıkları, buna rağmen vergi geliri üretemediklerine" ilişkin eleştiriler yapıldığına işaret eden Erdoğan, Türkiye'de uygulanan vergi oranlarının OECD ülkelerindekilerle kıyaslandığında bu eleştirilerin de doğru olmadığının görüleceğini söyledi.
Erdoğan, daha önce gelir vergisine ilişkin en düşük vergi oranının yüzde 22 olarak uygulandığını hatırlatarak, "Biz bu oranı yüzde 15'e düşürdük. Gelir vergisine ilişkin en yüksek vergi oranını da yüzde 49,5'ten yüzde 40'a indirdik. Böylece gelir vergileri açısından OECD ortalamalarına epeyce yaklaştık. Salgının etkilerini azaltmak amacıyla aldığımız önlemler kapsamında kurumlar vergisini bu yıl yüzde 25, gelecek yıl yüzde 23 olarak uygulayacağız. Bu oranlar da OECD ortalamalarına yakındır. Kurumlar vergisi oranını 2023'ten itibaren de yüzde 20 seviyesine indiriyoruz." diye konuştu.
Göreve geldiklerinde kurumlar vergisi oranının yüzde 33 olduğunu anımsatan Erdoğan, "Kaldı ki bugün ülkemizdeki belli bölgelerde üretimi desteklemek amacıyla yatırımcılarımızın kurumlar vergisi oranı yüzde 2'ye, imalat faaliyetlerinde ise 0'a kadar iniyor." bilgisini paylaştı.
Erdoğan, Katma Değer Vergisi (KDV) oranlarına da değinerek, "Tüm işlemlerde KDV oranının yüzde 18 olduğunu varsaydığımızda, OECD ülkeleri arasında KDV oranı en düşük ikinci ülkeyiz. Hepinizin de bildiği gibi biz sosyal amaçlarla yüzde 8 ve yüzde 1 şeklinde iki indirimli oran daha uyguluyoruz. Bunları da dikkate alırsak ortalama KDV oranımız yüzde 14'e geriliyor. Bu durumda KDV oranları açısından OECD ülkeleri arasında en düşük orana sahip ülke oluyoruz." ifadelerini kullandı.
"KAMU GELİRLERİNİN YAKLAŞIK YÜZDE 84'Ü VERGİ GELİRLERİNDEN TOPLANIYOR"
"Türkiye'nin vergi geliri üretemediğini" söyleyenleri eleştiren Erdoğan, "Bu ülkede kamu gelirlerinin yaklaşık yüzde 84'ü vergi gelirlerinden toplanıyor." dedi.
Erdoğan, bütçeyi 2021'de 922 milyar lira vergi toplamak üzere hazırladıklarını ifade ederek, Hazine ve Maliye Bakanlığınca yıl sonunda vergi gelirlerinin 1 trilyon 51 milyona çıkacağının hesaplandığını kaydetti.
Bütçe harcamalarının yüzde 72'sini vergi gelirlerinden karşıladıklarını aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:
"Gördüğünüz gibi ülkemiz çalışıyor, üretiyor, istihdam ediyor, ihracat yapıyor ve büyüyor. Sağladığımız istisna ve muafiyetlere rağmen vergi gelirlerimizi de sürekli artırıyoruz. Kayıt dışılığın azaltılması ve vatandaşlarımıza vergiyle ilgili hizmetlerin daha hızlı ulaştırılabilmesi için çok önemli reformları hayata geçirdik. Bu kapsamda Gelir İdaresi Başkanlığımızı 2005 yılında yeniden yapılandırdık. Bugün 81 ilde 1050 vergi dairesinde hizmet sunan Gelir İdaresi Başkanlığı işlemlerinin neredeyse tamamını elektronik ortamda yapıyor."
"DİJİTAL VERGİ ASİSTAN SİSTEMİNİ DEVREYE ALIYORUZ"
Erdoğan, kurdukları elektronik beyanname sistemi sayesinde yılda 150 milyon beyannamenin elektronik ortamda işlem gördüğünü dile getirerek, "Birçok gelişmiş ülkenin vergi idarelerinde dahi böyle bir performans yoktur. Bakanlıklar, bankalar ve Sosyal Güvenlik Kurumu gibi sayısı 100'ü aşan farklı kaynaktan bilgi alan Gelir İdaremiz bu verileri işleyerek vergi inceleme çalışmalarında kullanıyor. Reform programımız kapsamında elektronik tebligat, elektronik inceleme, elektronik tutanak ve elektronik raporu da içeren dijital vergi denetimi sistemini geliştirerek vergi inceleme sürelerini kısaltacağız. Mükellef memnuniyeti ve hizmet kalitemizi artırmak adına yapay zeka kullanımını içeren dijital vergi asistan sistemini de devreye alıyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yandan vatandaşa her türlü avantajı sunarken diğer yandan kamu gelirleri için sağlıklı ve sürdürülebilir bir zemin oluşturduklarını dile getirdi.
"BİR ANDA ORTAYA ÇIKABİLEN ARZ SIKINTILARINA HIZLI ŞEKİLDE MÜDAHALE EDİLMESİ ŞART"
Önlerindeki en önemli sorunlardan birinin yüksek enflasyon olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Geçmişte hem enflasyonu aşağıya çekmeyi hem de büyümeyi aynı anda gerçekleştirme başarısını gösterdik. Şimdi çok daha iyisini yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Yüksek enflasyonla mücadele takım oyununu gerektiriyor. Merkez Bankamız bu sorunu çözmekte kararlı bir yaklaşıma sahiptir. Sadece Merkez Bankasının gayretiyle bu mücadele kazanılamaz. Enflasyona yol açan yapısal sorunların çözümüne de güçlü bir şekilde odaklanmamız gerekiyor. Bu anlayışla enflasyon ataletini ortadan kaldırmak ve arz şoklarını daha etkili yönetmek için Fiyat İstikrarı Komitesini hayata geçirdik. Salgın dönemi de göstermiştir ki bir anda ortaya çıkabilen arz sıkıntılarına hızlı şekilde müdahale edilmesi şarttır. Aksi takdirde ülkede yaşayan her bir insanın mağduriyetine yol açan tablolarla karşılaşmamız kaçınılmaz hale gelmektedir. Bu komite vasıtasıyla fiyat istikrarını etkileyen yapısal sorunlara hızlı, etkin ve sonuç odaklı çözümler geliştirmeyi planlıyoruz."
"TÜRK LİRASINI DESTEKLEMEK AMACIYLA İLGİLİ KURUMLARIMIZ GEREKLİ ADIMLARI ATIYOR"
Erdoğan, Türkiye'nin bir diğer önemli avantajının, bankacılık sektörünün güçlü ve sağlam görünümünü korumaya devam etmesi olduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türk lirasını desteklemek amacıyla ilgili kurumlarımız gerekli adımları atıyor. Reel sektörümüz de döviz açık pozisyonunu azaltıyor. Geçtiğimiz yıl döviz tevdiat hesaplarında görülen artış trendi yılbaşından itibaren çözülme yönlü değişti. Bu süreci desteklemek için Türk lirası cinsi varlıkların cazibesini artıracak uygulamalar geliştiriyoruz. Şu gerçeğin unutulmaması şarttır: Güçlü bir ekonomi için bankacılık sektörü kaynakları, doğru projelere yatırım olarak aktarılmalıdır. Bu da ancak kredi tahsis süreçlerinin yatırım odaklı hale getirilmesi ile mümkündür. Finansman sağlarken üretilecek katma değer, kazanılacak rekabet avantajı ve oluşacak istihdam kapasitesi mutlaka dikkate alınmalıdır. Yalnızca teminata bakılarak verilen kredilerin ekonomimize istenen katkıyı sağlamadığını görüyoruz. Tüketimi teşvik eden, cari açığı artıran ve tasarruf düzeyini düşüren finansman faaliyetlerinin azaltılması gerekiyor. Bu kapsamda gereken önlemleri aldık, almaya devam ediyoruz."
Erdoğan, banka kredilerinin yanı sıra sermaye piyasası araçlarının da şirketler tarafından tercih edilmeleriyle ilgili gerekli altyapıyı hazırladıklarını söyledi.
Erdoğan, şirketlerin bilançolarını öz kaynak finansmanıyla güçlendirmesine önem verdiklerini vurgulayarak, bu yılın ilk 6 ayında 23 şirketin halka arz olduğunu, şirketlerin bu yöndeki ilgisinin, halka arzların süreceğine işaret ettiğini belirtti.
Halkın, halka arz yoluyla finansmanlarını güçlendirmeye yönelen bu şirketlere sahip çıkacağına inancını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sermaye piyasalarımız açısından iki önemli çalışmayı hayata geçiriyoruz. Birincisi tüm dünyada büyük ilgi gören ve her geçen gün büyüyen yeşil borçlanma aracı ihraçlarının ülkemizde de yaygınlaşması için yeşil tahvil ve sukuk rehberini hazırlaması ve buna hazırlanmasıdır. İkincisi de tahvil garanti fonu kurulmasıdır. Oluşturacağımız garanti mekanizmasıyla reel sektörün tahvil piyasasından daha çok faydalanmasını ve sermaye piyasalarının banka kredilerine önemli bir alternatif haline gelmesini hedefliyoruz."
"İLK YARI İÇİN ÖN GÖRDÜĞÜMÜZ EYLEMLERİ BAŞARIYLA TAMAMLADIK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle kamuoyu ile 12 Mart'ta paylaşılan Ekonomi Reform Programı'nı, tüm paydaşların sıkı iş birliği içerisinde çalışmasıyla hayata geçirdiklerini belirterek, programda yer alan 154 eylemin yüzde 78'inin bu sene tamamlanacağını bildirdi.
Haziran ayı sonunda tamamlanma süresi konulan 35 eylem başlığından 31'inin de bitmiş durumda olduğunu aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Geriye kalan 4 eylemden 2'sinin teknik çalışmalarına nihai halini verirken kanunla hayata geçirilecek 2 eylem için de Meclisimizin takdiri bekleniyor. Dolayısıyla ilk yarı için ön gördüğümüz eylemleri başarıyla tamamladık. Bu çerçevede, bütçe ve kamu mali yönetiminde şeffaflık ilkelerimizden taviz vermediğimizi bir kez daha göstererek Kamu Maliyesi Raporu'nun ilkini yayımladık. Ayrıca 200'den fazla kurumun hesaplarını tek hazine kurumlar hesabına aktardık. Kamuda taşıt alımı ve kiralanması, temsil ve ağırlama gibi harcama alanlarına katı sınırlamalar getiren tasarruf genelgemizi yayımladık. Cumhurbaşkanlığı, yürütmenin tüm iş ve işlemleri gibi bu konunun da asli sahibidir."
Kredi Garanti Fonu teminatıyla 5'inci ve 6'ncı bölgelerde, imalata dayalı ve ihracatı önceleyen yatırımlara uzun vadeli kredi desteği sağlanmasını mümkün kıldıklarını belirten Erdoğan, mikro ve küçük ölçekli firmalara sağladıkları ilave istihdam için finansman giderlerine kolaylık sağlamaya başlayacaklarını söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeşil üretim için gerekli teknolojilerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla AR-GE çalışmalarını destekliyoruz. Sebze ve meyve zayiatının azaltılması için soğuk zincir ve soğuk hava ünitesi destek mekanizmasını oluşturduk. Nüfusumuzun yüzde 25'ini oluşturan 18 yaş altındaki çocuklarımızın bireysel emeklilik sistemine girebilmesinin önündeki engelleri kaldırdık. Kamu yönetimini güçlendirmek için Ekonomi Koordinasyon Kurulunu ve Finansal İstikrar Komitesini ve Fiyat İstikrarı Komitesini kurduk. Türkiye İstatistik Kurumunu ilişkili kuruluş yapısına dönüştürdük. Görüldüğü gibi 'Durmak yok yola devam' diyerek ülkemizi hedeflerine adım adım yaklaştırmak için kesintisiz çalışıyoruz."
"TERÖR ÖRGÜTLERİNE DEVLETİMİZİN TÜM İMKANLARINI KULLANARAK ADETA GÖZ AÇTIRMIYORUZ"
Erdoğan, salgınla uğraşırken yatırımları, ekonomiyi, reformları, dış politikayı ihmal etmedikleri gibi ülkenin ve milletin bekasını tehdit eden güvenlik sorunlarıyla da mücadelelerini kesintisiz sürdürdüklerini söyledi.
Özellikle terör örgütlerine karşı tarihin en başarılı mücadelelerini vererek, önemli neticeler elde ettikleri bir dönemden geçtiklerini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu vesileyle öncelikle 28 yıl önce bugün Başbağlar'da teröristler tarafından alçakça katledilen kardeşlerimizi rahmetle yad ediyorum. Başbağlar'daki vatandaşlarımız başta olmak üzere tüm şehitlerimizin kanlarını yerde bırakmadık, bırakmıyoruz ve bırakmayacağız. PKK, FETÖ, DEAŞ gibi terör örgütlerine devletimizin tüm imkanlarını kullanarak adeta göz açtırmıyoruz. 'Tehdidi kaynağında yok etme' ilkesiyle milli güvenliğimizi tehdit eden yapıların tepesine sınırlarımız içinde olduğu gibi faaliyet gösterdikleri coğrafyalarda da biniyoruz. Milli Savunma Bakanlığımız ile İçişleri Bakanlığımız ile Milli İstihbarat Teşkilatımız ile bu mücadeleyi azim ve kararlılıkla yürütüyoruz."
Erdoğan, genişleyen istihbarat imkanlarıyla terör eylemlerini engellerken, bu yapıları besleyen ana omurgaların yönetim kademelerini, mali ve lojistik damarlarını da felç ettiklerini vurgulayarak, Suriye'deki Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı operasyonları ile Kuzey Irak bölgesindeki Pençe Harekatlarının 'Terörü kaynağında bertaraf etme' stratejisinin ürünleri olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yurt içinde de polisimizle jandarmamızla askerlerimizle güvenlik korucularımızla istihbaratımızla terör örgütlerini her geçen gün biraz daha geriletiyoruz. Milli İstihbarat Teşkilatımız, terör örgütleriyle mücadeleyi sınırlarımızın ötesine de taşımıştır. Yapılan operasyonlar neticesinde, PKK'nın üst kadrosu tarihinde ilk kez Kuzey Irak'ta hareket edemez, toplanamaz ve örgütü yönetemez hale gelmiştir. Teşkilatımızın, ordumuzla birlikte gerçekleştirdiği operasyonlar, PKK için sınır ötesinde hiçbir yerin artık güvenli olmadığını göstermiştir.
Daha önce İsmail Özden, Filiz Duman, Diyar Garip Muhammet, Hacı Kurhan, İsmail Nazlıkul, Eser Irmak, Saliha Kaytar gibi örgütün önemli yöneticileri etkisiz hale getirilmişti. Son 6 ayda ise PKK'nın en üst kademesindeki isimler birer birer aynı akıbete düçar olmuştur. Suriye genel sorumlusu olan ve terörist Murat Karayılan ile birlikte örgüt karargahının 5'li yürütmesinde yer alan 'Sofi Nurettin' kod adlı Halef El Muhammed bunlardan biridir. Interpol tarafından kırmızı bültenle aranan KCK yürütme konseyi üyesi 'Sinan Mirhan' kod adlı Dalokay Şanlı da etkisiz hale getirilmiştir. Örgütün en önemli eleman kaynağı olan Mahmur Kampı genel sorumlusu 'Doktor Hüseyin' kod adlı Selman Bozkır ve Mahmur Kampı KCK sorumlusu 'Salih Cizre' kod adlı Hasan Adır da aynı akıbeti paylaşmışlardır."
Erdoğan, MİT Başkanlığının DEAŞ ile mücadelede de örgüte ait gizli ve hassas dokümanlara ulaşarak çok sayıda örgüt mensubunun yakalanmasını sağladığını vurguladı. Erdoğan yakalananlar arasında 2016'da Sultanahmet'te gerçekleştirilen saldırısıyla bağlantılı DEAŞ mensubu Azzo Halaf, DEAŞ'ın sözde Irak istihbarat divanı üyesi Üsame Recep Hamid, sözde Tarım Emiri Muvaffak Mustafa ve sözde Türkiye sorumlusu Kasım Güler'in de yer aldığını ifade etti.
Erdoğan, ülkeye yönelik 15 Temmuz darbe girişimi başta olmak üzere pek çok ihanetin sorumlusu olan FETÖ'yü kökünden kazıma çalışmalarına kararlılıkla devam ettiklerini bildirdi.
İstihbaratın ve güvenlik güçlerinin yoğun çalışmaları sayesinde yurt içinde saklanan kripto FETÖ'cülerin önemli bir kısmını belirleyerek kamudan ve toplum bünyesinden temizlediklerini ifade eden Erdoğan, "Örgütün stratejik kurumlardaki tüm mahrem yapılanmalarını ve arşivlerini tek tek ortaya çıkardık. Bu mücadelenin uzun soluklu olduğunun bilinciyle FETÖ'yü çözme ve ortadan kaldırma çalışmalarına devam edeceğiz." diye konuştu.
Erdoğan, FETÖ'nün yurt dışındaki faaliyetlerinin akamete uğratılması için de yoğun gayret içinde olduklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Bu operasyonlardan alınan neticelerin çoğunu işin tabiatı gereği kamuoyu ile paylaşamıyoruz ancak yurt dışındaki örgüt mensuplarına yönelik çalışmalar kapsamında bugüne kadar pek çok ülkeden 100'ün üzerinde kişinin Türkiye'ye getirildiğini söyleyebiliriz. Sadece bu yıl içerisinde örgüt elebaşısının yeğeni Selahattin Gülen, örgütün emniyet personelinden sorumlu mahrem imamlarından Ahmet Yiğit, Türk Silahlı Kuvvetleri mahrem yapılanmasından İsmail Okkalı, FETÖ'nün PKK ile ilişkisini sağlayan Gürbüz Sevilay ülkemize getirilen isimlerden bazılarıdır.
Milli İstihbarat Teşkilatımız son olarak yürüttüğü özgün ve sabırlı çalışmalar neticesinde FETÖ'nün Orta Asya genel sorumlusu Orhan İnandı'yı ülkemize getirerek adalete teslim etmiştir. Bu kişi, Türkiye'de bulunduğu dönemde örgütün gizli yapılanması içerisinde yer almıştır. Daha sonra örgütün en üst düzey yöneticileri arasına katılan bu şahıs, yürüttüğü faaliyetlerle FETÖ'nün kirli parasını Orta Asya'da işletmiş, zehirlediği beyinleri örgütün karanlık ajandasına alet etmiştir.
Son dönemde üst üste yakalanan isimler, FETÖ'ye dünyada hiçbir yerin kendisi için güvenli olmadığı gerçeğini bir kez daha göstermiştir. Örgüt, mensupları arasındaki panik havasını yatıştırmak için yurt dışındaki destek arayışlarını ve ülkemiz aleyhtarı kampanyaları artırmıştır. Diğer tüm terör örgütleri gibi FETÖ ile mücadelemiz de kesintisiz sürecektir. Bu devlete ve bu millete ihanet eden, pusu kuran, kan döken, maddi manevi herhangi bir zarar veren hiçbir yapının varlığını sürdürmesine izin vermeyeceğiz."
"GÜMRÜKLERİMİZDE YAKALANAN UYUŞTURUCU MİKTARI 7 TONU AŞMIŞTIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadele yanında en az onun kadar tehlikeli gördükleri uyuşturucuyla mücadelede de emniyet ve gümrük teşkilatlarının yoğun gayretleri sayesinde son 2-3 haftada çok önemli başarılar elde edildiğini belirterek, "Sadece son 6 ayda dün Gürbulak'ta ele geçirilen 462 kilogramlık likit eroinle birlikte gümrüklerimizde yakalanan uyuşturucu miktarı 7 tonu aşmıştır. Bu tablo, Türkiye'nin kendi vatandaşları ile birlikte Avrupa başta olmak üzere bölgesindeki tüm ülkelerin gençlerinin uyuşturucudan korunmasında da önemli bir misyon üstlendiğini göstermektedir." dedi.
Gençlik ve Spor Bakanlığının ülkedeki gençler için 40 yerde düzenlediği, spordan bilime kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan kamplara da değinen Erdoğan, kamplara başvuru yaşının üst sınırını 22'den 25'e yükselttiklerini bildirdi.
Gençleri hayata hazırladıkları bu kampları yılın 12 ayına yaydıklarını belirten Erdoğan, başvuruları halen devam eden kamplara tüm gençleri beklediklerini sözlerine ekledi.
Editör