Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ramazan ayının ilk iftarını Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde şehit yakınlarıyla birlikte yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iftar sonrası yaptığı konuşmada, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan mübarek ramazan ayında, rahmet sofralarından bir tanesinde bulunduğunu belirterek, katılımcıları selamladı.
Erdoğan, "Bizleri ramazan ayının bu ilk iftarına ulaştıran Rabb'ime hamdediyorum ve nasıl ki Rabb'im bizleri Ramazan-ı Şerife ulaştırdıysa duamız, temennimiz Ramazan Bayramı'na da inşallah bu şekilde ulaştırsın. Bizleri bu iftar sofrası etrafında buluşmamıza vesile olanlara teşekkür ediyorum." dedi.
Terörle mücadelede ve 15 Temmuz darbe girişiminde verilen tüm şehitlere Allah'tan rahmet ve yakınlarına sabır dileyen Erdoğan, gazilere de sıhhat ve afiyet temenni etti.
"Şehitlik ve gazilik bizim inancımızda ve kültürümüzde çok önemli kavramlar." ifadesini kullanan Erdoğan, bir insanın kendi canını millet, ezan, bayrak ve vatan gibi ulvi değerler için feda etmeyi göze alması, bu uğurda mücadele etmesi, yaralanması ve ölmesi karşısında ancak saygı duyulabileceğini kaydetti.
Kuran-ı Kerim'de "Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Onlar diridirler ancak siz bilemezsiniz, siz anlamazsınız." buyurduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu kadar açık ve net. Şu anda şehitlerimiz bizi izliyor, dinliyor ve siz şehit yakınlarını Rabb'im inşallah cennetinde onlarla haşru cem eylesin. Ve ben şunu özellikle hatırlatmak isterim, sakın üzülmeyin. Çünkü şehit yakını olmak üzülmeyi değil tam aksine Hazreti Ebubekir Sıddık'ın dediği gibi beni bir kez daha, bir kez daha, bir kez daha şehadete kavuştur, tekrar dirilt, tekrar şehadet bana lütfeyle. Şimdi biz de olaylara böyle bakacağız. Çünkü onlar sıradan bir ölü değil. Onların durumu çok daha farklı."
Türk milletinin tarih boyunca şehit ve gazilerinin açtığı yolda ilerleyerek coğrafyalar fethettiğini, devletler kurduğunu, en zor dönemlerinde bile ayakta kalmayı başardığını anlatan Erdoğan, Sultan Alparslan'ın 1071'de ebedi vatan olmak üzere kapılarını ardına kadar açtığı Anadolu'dan Avrupa'nın derinliklerine kadar süren yolculuğun önünün bir asır önce tamamen kesilmek istendiğini ifade etti.
Erdoğan, önce Çanakkale'de ardından Kurtuluş Savaşı'nda bu saldırının püskürtüldüğünü vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
Mehmet Akif Ersoy'un, Çanakkale harbini anlattığı, "Sarılır, indirilir mevki müstahkemler, Beşerin azmini tevkif edemez suni beşer, Bir göğüslerse Huda'nın edebi serhaddi, 'O benim suni bediim, onu çiğnetme' dedi, Asım'ın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek, İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek."
Erdoğan, "Evet bu millet namusunu Çanakkale'de çiğnetmediği gibi, adeta küllerinden yeniden inşa ettiği yeni devletini kurmak için de kolları sıvadı." diye konuştu.
İstiklal Marşı'nın bu mücadelenin amacını, "Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı, Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı, Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı, Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı." şeklinde anlattığına işaret eden Erdoğan, "Ecdadın bu çağrısına uygun şekilde dünyaları alsak da vermeyeceğimiz bu cennet vatanı şehitlerimizle, gazilerimizle, kahramanlarımızla ebediyete kadar korumayı sürdüreceğiz." dedi.
"İSTİKLALE VE İSTİKBALE YÖNELİK EN SON SALDIRI"
15 Temmuz darbe girişiminin istiklale ve istikbale yönelik en son saldırı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hamdolsun milletçe tek yürek, tek yumruk olarak Feto ihanet çetesinin bu alçak girişimini başarısızlığa uğrattık. Türk milleti 15 Temmuz'da tarih sayfalarında kaldığı sanılan dirayetini, cesaretini, imanını bugün de en güçlü şekilde muhafaza ettiğini göstermiştir. Rabb'im o gece ülkesi ve milleti için kıyama duran, bu uğurda hayatını kaybeden, yaralanan herkesten razı olsun." ifadelerini kullandı.
Şehit yakınlığı ve gazilik unvanlarının en büyük şereflerden ve iftihar vesilelerinden olduğunu kaydeden Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Biz bununla kalmıyor şehit yakınlarımıza ve gazilerimize, milletimizin vefasını göstermek için, her alanda çok önemli imkanlar sağlıyoruz. Şehitlerimizin geride bıraktıkları emanetlerinin ve gazilerimizin eğitimden istihdama, sağlıktan iaşelerine kadar hiçbir konuda mağdur olmamaları için gereken her türlü tedbiri alıyoruz. Ancak şehit yakınlarımıza ve gazilerimize bu sıfatın yüklediği çok önemli bir sorumluluk olduğunu da hatırlatmak istiyorum. Sizlerin bu sıfatın vakarına uygun hareket etmesi, hem şehitlerimize olan minnetimiz hem de gazilik sıfatına olan saygımız sebebiyle çok önemlidir. Unutmayınız şehit yakını ve gaziler olarak sizler bu ülkenin en ulvi değerlerinin sembollerini temsil ediyorsunuz. Bu sıfatla yapacağınız her hata, sergileyeceğiniz her olumsuz davranış temsilcisi olduğunuz değerlere zarar verecektir. Şehitlerimizin aziz ruhlarını muazzep etmeye, gazilik onurunu zedelemeye hiçbirimizin hakkı yoktur."
15 Temmuz'da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin çevresinde 29 vatandaşın şehit düştüğünü, 36 vatandaşın yaralandığını anımsatan Erdoğan, "Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarımızda toplam 126 Mehmetçik'imiz şehit oldu. Terörle mücadelede eskisine göre fevkalede azalmış olmasına rağmen hala zaman zaman verdiğimiz şehitlerimiz var. Afrin'de 4456 teröristi etkisiz hale getirdik. Kuzey Irak'ta 403 teröristi etkisiz hale getirdik. Yurt içinde son dönemde 345 teröristi etkisiz hale getirdik." dedi.
Bölücü terör örgütüyle 34 yıldır kesintisiz mücadele yürütüldüğüne değinen Erdoğan, DEAŞ başta olmak üzere diğer terör örgütleriyle mücadelede elde edilen başarı yanında şehitlerin de verilebildiğini kaydetti.
Şehit yakınlığı ve gazilik sıfatlarının bu ülkede hep olduğunu bundan sonra da olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bin yıllık kutlu nöbetin bugünkü temsilcileri olan sizlerden bayrağı kendinizden sonrakilere teslim edene kadar taşıdığınız sıfatın hakkını özellikle vermenizi bekliyoruz. Buradaki her bir kardeşimin, hayatının her anını bu şuurla tanzim ettiğine inanıyorum." değerlendirmesini yaptı.
Özgürlüğün, vatanın, bu uğurda mücadele etmenin kıymetini en iyi Türk milletinin bildiğini anlatan Erdoğan, çok sayıda şehit ve gazi bulunmasının bu mücadelenin ne derece çetin ve kararlı yürüdüğünün göstergesi olduğunu bildirdi.
"AMERİKA'NIN KUDÜS KARARI İSRAİL YÖNETİMİNİ ADETA AZDIRMIŞTIR"
Filistin'de tek suçları binlerce yıldır üzerinde yaşadıkları topraklardaki haklarını savunmak olan masum insanlara yönelik büyük bir insanlık suçuyla karşı karşıya kalındığını belirten Erdoğan, Filistin'de 65 şehit, 3 bini aşkın yaralı bulunduğunu belirtti.
İsrail'in hak, hukuk, adalet, insanlık tanımayan saldırıları sebebiyle yarım asrı aşkın süredir huzur yüzü görmeyen Filistinlilerin bir kez daha zulme maruz kaldığına işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Amerika'nın büyükelçiliğini Birleşmiş Milletler ve uluslararası kurumların kararlarını hiçe sayarcasına Kudüs'e taşıması İsrail yönetimini adeta azdırmıştır. İsrail askerleri, topraklarını savunmak dışında hiçbir amaçları olmayan, asla silaha, şiddete, zorbalığa başvurmayan masum Filistinlileri, çocuk, engelli, yaşlı, kadın demeden katlediyor. Dünyanın bir başka yerinde yaşansa tüm uluslararası kurumların, tüm devletlerin ayağa kalkacağı bu saldırı, İsrail tarafından Filistinlilere uygulandığında maalesef büyük bir aymazlıkla karşılanmıştır. Türkiye'nin girişimleri, İslam coğrafyasındaki mazlum halkların yürek yakan isyanları ve kimi vicdanlı Batılıların itirazları dışında bu trajediye sadece seyirci kalınmıştır."
"FİLİSTİNLİLERLE DAYANIŞMA İÇİNDE OLMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ"
Erdoğan, Türkiye'nin Filistinlilerin yanında olduğunu, dünya gözünü yumsa da Türkiye'nin İsrail zulmüne rıza göstermeyeceğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Filistinli kardeşlerimizin sadece kalbimizde değil tüm imkanlarımızla yanlarında olmayı sürdüreceğiz. Kudüs'ün, İsrail tarafından gasbedilmesine asla izin vermeyeceğiz. Uzun zamandır işgal altındaki Filistin topraklarının, özgür Filistin Devleti'nin sınırları içinde huzura ve güvene kavuşacağı günlere kadar kardeşlerimizin mücadelesini destekleyeceğiz. Yanlarında kim olursa olsun İsrail yönetiminin uyguladığı teröre, döktüğü kana, yaptığı haksızlıklara karşı mücadele eden Filistinlilerle dayanışma içinde olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz." diye konuştu.
Son hadisede olaylar başlamadan önce sağduyulu davranması konusunda İsrail yönetimini ikaz ettiklerini, buna rağmen katliam başlayınca, tüm uluslararası ve insani mekanizmaları harekete geçirdiklerini belirten Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun bu konuyu özel olarak ele alması için girişimde bulunduklarını kaydetti. Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyelerini de daha etkili şekilde harekete geçirmeye çalıştıklarını söyledi.
Filistin'deki son gelişmelerle ilgili bazı ülke liderleriyle gerçekleştirdiği telefon görüşmelerine ilişkin bilgi veren Erdoğan, bu telefon diplomasisini bu gece ve yarın da sürdüreceğini aktardı. Erdoğan, bu temasların gelecek günlerde de devam edeceğini kaydetti.
İslam İşbirliği Teşkilatı'nı cuma günü İstanbul'da olağanüstü toplayacaklarını belirten Erdoğan, bu zirveden önce Yenikapı Meydanı'nda dev bir miting gerçekleştirileceğini, buradan dünyayı Filistin'deki olaylara daha duyarlı olmaya davet edeceklerini anlattı.
"FİLİSTİN MESELESİ SADECE BİR TOPLUMUN TOPRAKLARINI KORUMA MÜCADELESİ DEĞİLDİR"
Erdoğan, pazar günü de Diyarbakır'da miting düzenleneceğini, çeşitli şehirlerde bu katliamı kınamaya yönelik mitinglerin başladığını ve devam edeceğini söyledi.
Filistinlilerle dayanışma ve şühedaya saygı amacıyla 3 gün ülke genelinde yas ilan edildiğini hatırlatan Erdoğan, yaralıların tahliyesi için Genelkurmay Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, AFAD Başkanlığının yoğun çaba gösterdiğine işaret etti. Erdoğan, İsrail'in engellemelerine rağmen bu çabalardan vazgeçilmediğini söyledi.
ABD ve İsrail'deki büyükelçilerin istişare için Ankara'ya çağrıldığını dile getiren Erdoğan, İsrail'in Ankara Büyükelçisi'ne de ülkesine gitmesinin tavsiye edildiğini ve büyükelçinin gittiğini kaydetti.
Erdoğan, ramazan boyunca Filistinli mülteciler için İslam ülkelerini kapsayan büyük bir yardım kampanyası yürütüleceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Filistin meselesi sadece bir toplumun topraklarını ve izzetini koruma mücadelesi değildir. Bu mesele aynı zamanda tüm insanlık ve onları temsil eden uluslararası kurumlar için bir imtihandır. Maalesef şu ana kadar bu imtihan çok kötü geçmiştir." dedi.
"ULUSLARARASI SİSTEM FİLİSTİN'DEKİ TAVRIYLA ADETA İNTİHAR ETMEKTEDİR"
İsrail'in Gazze'de yaptığı katliama ilişkin Erdoğan, İsrail'in hukuk tanımaz, hak ve adalet bilmez, şımarık, küstah, insanlık dışı uygulamalarına karşı sessiz kalınmasının, çok tehlikeli bir kapının açılması anlamına geleceğini söyledi.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının ağır tahribatının, insanlığı uluslararası kurumlar etrafında birleşerek huzuru ve güvenliği, kurallara dayalı bir düzeyde aramaya yönelttiğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"İsrail'in korsanlıkları, bu düzenin kökten sarsılmasına ve artık son hadiselerle birlikte açıkça yıkılmaya başlamasına yol açmıştır. Daha önce Avrupa'nın göbeğindeki Bosna'da, Afrika'nın pek çok yerinde, Somali'de, yakın zamanda Irak ve Suriye'de kötü imtihanlar veren uluslararası sistem Filistin'deki tavrıyla adeta intihar etmektedir. İşte Birleşmiş Milletler, bütün bu olaylar karşısında bitmiştir, tükenmiştir, çökmüştür. Zira Birleşmiş Milletler adalet tesisi için vardır ama şu anda Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine hukukumuz ileri derecede olmasına rağmen ulaşamıyoruz.
Şayet İsrail zorbalığına daha fazla sessiz kalınırsa dünya hızla haydutluğun hakim olduğu bir kaosa doğru sürüklenecektir. Güçlü olanın istediğini aldığı, mazlum olanın ise hep kaybettiği böyle bir düzen insanlığın sonu demektir. Biz bu kötü gidişe itiraz ediyoruz, bedeli ne olursa olsun. Sonuna kadar hakkın, hakikatin, mazlumun yanında yer alacağız. Bizim için bu tavır konjonktürel değil ilkeseldir. Aynı tavrı Suriye, Irak, Somali, Bosna, Kırım, Karabağ konusunda da gösteriyoruz."
Bugüne kadar mazlumun kimliğine bakmadıklarını ve bakmayacaklarını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin, dünyanın 17'nci büyük ekonomisi olmasına rağmen insani yardımlarda milli gelire oranla dünyada birinci sırada yer almasının nedeninin bu olduğunu belirtti.
"ECDADIMIZ BÖYLE YAPMIŞTI, BİZ DE AYNI YOLDAN İLERLİYORUZ"
Türkiye'nin, canlarını ve namuslarını kurtarmak için ülkeye sığınan 3,5 milyon Suriyeliye yıllardır ev sahipliği yapmasının nedeninin, bu yaklaşım olduğunu ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İstikrarsızlığın ve açlığın pençesinde kıvranan Somali'de yaklaşık 1 milyar dolarlık bir destekle tüm dünyaya örnek olacak bir kalkınma modelini hayata geçirmemizin sebebi işte bu insani davranıştır. Filistinli kardeşlerimizin de aynı sebeple yanındayız. 'Dünya beşten büyüktür.' diyerek aynı sebeple uluslararası sistemi adalete davet ediyoruz. Ecdadımız böyle yapmıştı, biz de aynı yoldan ilerliyoruz. İnşallah kendimizden başlayarak tüm kardeşlerimizin, insanlığın mutluluğu ve refahını sağlayana kadar bu yoldan dönmeyeceğiz. Bölgemizde ve dünyada neler yaşanırsa yaşansın, biz ülkemizle ilgili hedeflerimize kararlılıkla yürümeyi sürdürüyoruz."
"MEVCUT SİSTEMLE SORUNLARIMIZIN ÜSTESİNDEN GELMEK GİDEREK ZORLAŞIYOR"
Türkiye'nin geride kalan 16 yılda tarihinin en önemli demokratik ve ekonomik reformlarına imza attığına işaret eden Erdoğan, her alanda önemli yatırımlar gerçekleştirdiklerini anlattı.
Özellikle son 5 yıldır önlerine çıkan sorunların mahiyeti ve çapının değişmeye başladığına dikkati çeken Erdoğan, "Darbe girişimi dahil, terör örgütlerini kullanmak dahil her türlü alçaklık kullanılarak Türkiye'nin istikrar ve güven ortamı tehdit edildi. Bu yetmedi, ülkemizin güney sınırları boyunca terör koridoru oluşturulmaya çalışıldı. Biz mücadelemizi kesintisiz şekilde yürüttük, yürütüyoruz ancak bu süreçte gördük ki mevcut sistemle sorunlarımızın üstesinden gelmek giderek zorlaşıyor. Bunun üzerine ülkemizin yeni bir yönetim sistemine olan ihtiyacını her geçen gün daha yüksek bir sesle dile getirmeye başladık." değerlendirmesini yaptı.
"MİLLETİMİZ İRADESİNİ SERBESTÇE SANDIĞA YANSITACAKTIR"
Erdoğan, 15 Temmuz sürecinin, Türkiye'de pek çok mesele gibi siyasetin önceliklerini ve duruşunu da değiştirdiğini vurgulayarak, "Siyasetin ve parlamentonun uzlaşması sayesinde cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçişimizle birlikte hukuki süreci başarıyla sonuçlandırdık." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan 2017'deki halk oylamasının ardından yaşananların, kendilerini 24 Haziran'da yapılacak erken seçimle karşı karşıya bıraktığını belirterek, seçimin ülkeye ve millete hayırlı olmasını diledi.
Seçimin ardından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin tüm kuralları ve kurumlarıyla işlemeye başlayacağını dile getiren Erdoğan, "Milletimiz bugüne kadar olduğu gibi 24 Haziran'da da iradesini serbestçe sandığa yansıtacaktır. Biz milli iradenin üzerinde hiçbir güç tanımadık, tanımıyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin, yeni bir döneme adım atacağı 24 Haziran seçimlerinde milletin yine en doğru kararı vereceğinden şüphesi olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Sizlerden ülkemizin demokrasiden ekonomiye her alandaki umutlarını ifade eden 2023 hedeflerine sahip çıkmanızı özellikle rica ediyorum. Eski Türkiye'nin hastalıklarını hortlatmak için uğraşanlara asla izin vermeyeceğinize inanıyorum. Türkiye'yi yeniden istikrarsızlığa, çekişmenin, kısır kavgaların tuzağına çekmek isteyenlere itibar etmeyeceğinizi biliyorum." mesajını verdi.
"KURU VAATLERLE BU İŞ OLMUYOR"
Yalan yanlış, kuru vaatlerde bulunanlar olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Böyle kuru vaatlerle bu iş olmuyor. Biz yaptık, yaptıklarımızla konuşuyoruz. Eğitimde, sağlıkta, ulaşımda, enerjide neler yaptığımızı biliyorsunuz. Onu söylüyorum. Biz Boğaz'ın altından Marmaray'ı yaptık ve yüz milyonlarca insan oradan geçti. Biz Boğaz'ın altından Avrasya Tüneli'ni yaptık. Yüz binlerce otomobil denizin altından artık geçti, geçiyor. Biz Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptık ve artık büyük kamyonlar, tırlar oradan geçiyor.
Körfez'de Osmangazi Köprüsü'nü yaptık ve eskiden 3,5 saatte ulaşılan Bursa'ya şimdi İstanbul'dan 1 saat 15 dakikada ulaşılıyor. Her şeyiyle modern, lüks ve 'Benim ülkeme de bu yakışır. Benim insanıma da bu yakışır.' dedirten adımları attık. Bu gerçekleri çevrenizdeki herkese anlatarak büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasına yapacağınız katkılar için her birinize ayrı ayrı teşekkür diyorum."
"ÜZÜLMEK YOK"
Erdoğan, Şırnak Bestler-Dereler Kurtdağı üs bölgesine çıkan çatışmada şehit düşen piyade er Sedat Mekan'ı anımsatarak, "Bu vesileyle 15 gün önce bir şehidimiz daha oldu, o kervana katıldı. Bu şehidimiz de Sedat Mekan, Rabb'im mekanını cennet eylesin. Cennetinde de inşallah sizleri kavuştursun. Biliyorsunuz şehitlerimizin mekanı, sevgililer sevgilisi Peygamberimize en yakın mekan. Üzülmek yok, vaid-i ilahi öyle. 'Onlar bana komşu olacak.' diyor. Rabb'im bizlere de o makamı nasip etsin." ifadelerini dile getirdi.
Vatandaşların ramazanını tebrik eden Erdoğan, bu ayda yapılan dualar, ibadetler, hayır ve hasenatların Allah katında kabul olmasını diledi.
Editör