Yazıcı, “Siyaseten pek acemi olmasalar da, çiçeği burnunda yeni genel başkanlığı koordine edilmiş, sayın Babacan Erzurum'a teşrif etmiş, maksadını ve hududunu aşan açıklamalar ile liderimiz Devlet Bahçeli beye saldırmayı aklınca politika zannetmiş.” dedi.
“Aslında zatıalileri pekte akılsız sayılmaz” diyen Ahmet Gökhan Yazıcı, “TED Ankara Koleji'ni , ODTÜ Endüstri Mühendisliği Bölümünü birincilikle bitirip, belki de kendilerini bu günlere hazırlayacak, Fulbright bursu kazanarak, ABD'ye gidecek. Chicago'da bulunan Northwestern Üniversitesi Kellogg School of Management'da İşletme dalında yüksek lisans (MBA) yaparak sonra gökden zembille iner gibi siyasete kurgulanan ve 13 yıl ülkenin ekonomisinin dümenini çeviren ve var ise bir sıkıntı müsebbibi ol, sonra ülkenin ve iktidarının en zorlu dönemi ve dönemecinde, inzivaya çekil, sonra uydusu ve taşeronu olduğun uluslararası güçler, rotanı yeniden çizsin, kurt dumanlı havayı sever fırsatçılığı ile pusudan çık, geçmişin vebali sorumluluğu, günahı hiç sizde yokmuş gibi, sütten çıkmış ak kaşık gibi, utanmaktan, arlanmaktan, milliyetçilikten dem vurup, şahsi ve siyasi menfaatlerini ülkesinin ve milletinin menfaatlerine vakfeden, sizler gibi koltuk varsa ben varım, yoksa işim olmaz zihniyetlilere rağmen, zerre menfaat talep etmeyen liderimize sarf ettiğiniz safralarınız ancak sizlerin karın ağrısı ve hazım probleminizin tezahürüdür.” dedi.
Ahmet Gökhan Yazıcı, sözlerine şöyle devam etti: “Erzurum'a gelip her gelene gönlünü ve yüreğini açmasını ve hürmette kusur yapmamayı sosyal ve içtimai hayatında yaşayan hemşerilerimizin bir nebzelik hoşgörü ve ilgisine kapılıp cami duvarına pisleme ile özdeşleştirebilecek bu açıklamalarınız akabinde, Türk Milletinin ve Devletinin en karanlık dönemecinde, istiklalinin ve İstikbalinin, bir nevi kıldan ince kılıçtan keskin sırat köprüsünden geçtiği en buhranlı sürecinde, önce ülkem ve milletim diyerek, her nevi şahsi ve siyasi menfaati elinin tersi ile iten Liderimiz Devlet Bahçelinin hakkını Erzurumlu teslim edecektir, evelallah size de hakettiğiniz cevabı verecektir. Uydusu olduğunuz minvallerin, öngörüsü ve yönlendirmesi ile, Diyarbakır'da bölücülerin sesi, Berberoğlugillerin yanında, uluslararası jurnalci ve ajanların temsilcisi, uluslararası para sipekülatörlerin ekonomi ilyizyonisti olarak, bu milletin mukaddesatının ve Türk devletinin, Devlet olabilme geleneğinin yegane temsilcisi Devlet Beye dil uzatmakla siyaset olmaz. Olsa olsanız, sizin gibi süper zekileri?, verdikleri burslar ve imkanlar ile önce mankurtlaştırıp, sonra dünyadaki bir çok ülkede konumlandıran uluslararası güç ve odakların, ülkemize ve milletimizi ve bu değerlerin ali menfaatlerini gözeten Devlet Beye, karşı hazımsızlıklarının, kinlerinin, hesap ve kitaplarının temsilcisi olabilirsiniz. Bu ülkede bir dönem adaleti, insan haklarını ve demokrasiyi askıya alanların sözcülüğüne soyunmak, bu önemli üç değeri darbeler, ihtilaller, kalkışma ve ayaklanmaları sübvanse eden uluslararası güçlerin ve devletlerin oyuncağı ve maskarası olmak ise asla milliyetçilik değildir. Pandeminin ağır şartları ve ülkemiz üzerinde oynanan dahili ve harici ihanetler neticesinde, hala dimdik ayakta durmanın ve kendi iradesi ile mücadele etmenin yaşandığı süreçte, millet olarak en fazla dayanışma ve yardımlaşmaya olan ihtiyacımızı sembolen başlatılmış askıda ekmek kampanyası üzerinden, sırça köşk ve kolej mantığı ile fakir edebiyatı yapmakta milliyetçilik değildir. Miliyetçilik, Milletinin ve Devletinin İstikbali ve İstiklali adına bırakın askıya ekmek asmayı, gerekirse darağacına asılabilmek, bir gül bahçesinde şehadet gülü olarak açabilmektir. O da sizin harcınız değil, Devlet Bahçeli’nin ve Ülkücülerin şerefidir vesselam.”
Editör