CHP, dışarıdan bakıldığında sanki “parti içi düşünce özgürlüğü” olan bir parti gibi görünse de, esasında tam tersi bir durum vardır.
CHP, tıpkı Katolik nikahına benzer!
Kurtul kurtulabilirsen…
Özgür Özel, günlerdir hatta haftalardır partililerinin saldırısına, linçine ve ağır hücumuna maruz kaldı.
Niye Erdoğan’la görüştü, niye Külliyeye gitti!
Kaostan, krizden ve olağanüstü halden beslenen bir damar var CHP’de…
Rahmetli Ecevit de çok çekmişti o damardan…
Boğuşacak bir şey yoksa parti içi kavga çıkarırlardı, lider arayışına girerlerdi!
Özgür Özel, ezber bozan bir çıkış yaptı:
“Siyasette yumuşama” dedi.
Sen misin bunu diyen, sen misin iktidarlarla konuşmaya kalkan…
CHP’li olmasalar bile ömürleri boyunca CHP’den geçinen ne kadar dinozor varsa tekmili birden ayaklandı.
CHP, adeta bir anda antik kazı alanına döndü!
Özgür Özel’i ham etmek için yeminli şövalyeler kılıç kalkan kuşandı!
Saldırdılar da saldırdılar…
Şayet Özgür Özel, Diyarbakır’da hendeğin, Taksim’de Gezi’nin meftunu olsaydı, hiç kuşkunuz olmasın ki antik CHP’liler onun heykelinin dikilmesini talep ederlerdi.
“O çıkardığın gözlüğü senin gözüne sokarım” diyen CHP’li gazeteciden tutunuz da “Seni Ekrem’e şikayet ediyorum” diyen sözde ağır abiler…
Kaostan ve krizden beslenen o gazetecilerin hiç biri ömürlerinde evlerine alın teriyle kazandıkları bir ekmek götürmediler.
Onlar, devletin tamamen onlardan yana çalıştığı bir devirde, milyonların hakkını gasp ettiler, asla hak etmedikleri ücretlerle devletten maaş aldılar.
Bugün hazmedemedikleri şudur:
Bizim borumuz niye eskisi gibi ötmüyor?
Niye istediğimiz şirketi “dinci” diye yaftalayıp ekonomiden silemiyoruz:
Niye eskiden olduğu gibi uyuşturucu baronlarına olmasa bile ruhsatsız sokak kebapçısına baskın yapamıyoruz?
Atatürk artık geçim kapısı milyonları aşan kazanç olmaktan çıkıyor ya…
Çıldırıyorlar.
Özgür Özel’e de bu sebepten saldırıyorlar.
Diyorlar ki:
“İlla da Atatürk de, illa da laiklik elden gidiyor de, illa da rejim tehlike altında de.”
Çünkü görüyorlar ki kartondan şatoları yıkılıyor.
Yılla yılı bu milleti istismar edenler artık kaybediyor.
İster din adına, isterse Atatürkçülük adına…
Birader; barış, diyalog, hoşgörü niye bize haram…
Özgür Özel, Erdoğan’la görüştü diye CHP’li olmaktan mı caydı?
Özgür Özel, CHP’lidir ve partisinin umdelerine sahip çıkan bir isim…
Demokrat Parti iktidarıydı, İstanbul Belediyesi yıllar yılı halka yasaklanan ne kadar plaj varsa alayını umuma açtı.
Ertesi gün Günaydın gazetesi şu manşetle çıktı:
“Belediye plajları halka açtı, İstanbullu artık denize giremiyor”
Yani “Beyaz Türklerle köleler aynı denizi kullanabilir.”
Egosu ismi olan Ekrem’den daha yüce olan İmamoğlu günün sonunda CHP’yi, batıracak göreceksiniz.
31 Mayıs’ta birinci parti olmayı, Türkiye’nin partisi olmakla karıştıran CHP savruldukça savruluyor.
Duvara toslaması an meselesi…
Özgür’e yazık olacak…
Çünkü o samimiydi ve yeni bir yöntem denemek istemişti…
Tıpkı Ecevit gibi…