Önceki gün Kars’ın Yeni Türkiye için büyük önem taşıyan TANAP’ın temel atma törenine ev sahipliği yaptığını belirten Prof. Dr. Karagöl, “Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Gürcistan Cumhurbaşkanı Giorgi Marguelaşvili ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in katılımıyla gerçekleşen törenle birlikte TANAP Projesi’nin Türkiye’deki inşa süreci başlamış oldu.
Şah Deniz sahasından çıkarılacak doğalgazın, 2018 yılında bitirilecek TANAP’la birlikte Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması planlanıyor. İlk etapta 6 milyar metreküp doğalgazın Türkiye’ye, 10 milyar metreküp doğalgazın Avrupa’ya olmak üzere toplamda 16 milyar metreküp doğalgazın transferini içeren projeyle birlikte, son aşamada 31 milyar metreküp doğalgaz geçişi sağlanacak.
Sahip olduğu enerji potansiyeli, Azerbaycan ve Türkiye’nin siyasi kararlılığı ve Türkiye’nin enerji politikaları sayesinde TANAP, Güney Gaz Koridoru olarak bilinen enerji koridorunun birincil kolu haline gelmiştir. Güney Gaz Koridoru’na eklenecek diğer kaynak ülkeler de dikkate alındığında, bu koridorun Türkiye için yalnızca bir enerji projesi anlamına gelmediği açıktır” dedi.
TANAP, TÜRKİYE’NİN KÜRESEL ARENADA PRESTİJİNİ YÜKSELTECEK
Türkiye ekonomisinde 2002’den sonra başlayan iyileşmenin önündeki en büyük engellerden birinin enerji ihtiyacı ve maliyet olduğunu dile getiren Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl, daha sonra şunları kaydetti; “Özellikle üretimdeki enerji girdi fiyatları, ekonominin yapısal problemi olan cari açığı sürekli besledi. İstikrarlı bir şekilde büyümeye devam eden Türkiye ekonomisi için, enerji alanında her pozitif gelişme üretimi destekleyen bir işleve sahip. TANAP ise, Türkiye’nin enerji ihtiyacına cevap vermesi ve enerji tedariğinde çeşitlilik sağlaması bakımından öne çıkıyor. Türkiye’nin 2002’den sonra siyasi, sosyal ve ekonomik alanda gösterdiği performans, TANAP başta olmak üzere yürüttüğü ve hayata geçirdiği projelerle somutlaşmıştır. Bu nedenle TANAP, bir anlamda Türkiye’deki siyasi ve ekonomik istikrarın zarar görmeden ilerlediğinin kanıtı durumundadır. Ayrıca TANAP gibi her bakımdan büyük bir projeyi uygulayacak aktörlerden biri olmak, bu projenin başarıyla ilerlemesi ve sonuçlanması için gereken kararlığı ortaya koymak, Yeni Türkiye’nin vizyonunu göstermektedir. Çünkü TANAP Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılayarak, geçtiği illerde sağlayacağı ekonomik canlılıkla kentsel ve bölgesel istihdamı artırarak Türkiye’nin ulusal ekonomisinde büyük rol oynayacağı gibi, Türkiye’nin uluslararası arenada siyasi ve ekonomik prestijine de katkı yapacaktır.
Dünya devletlerinin ve toplumlarının 2000’li yıllarda ekonomik ve siyasi gündemini de kaderini de enerji belirleyecek. Şiddet ve çatışmanın eksik olmadığı enerji alanında Türkiye ise farklı bir misyonla hareket ediyor.
Bu misyon, bölgede barış köprüsünün enerjiyle kurulacağını ve bunda Türkiye’nin lider ülke olacağını içeriyor. Tam da bu sebeple, Türkiye’deki siyasi ve ekonomik istikrarı zayıflatmaya çalışmak Türkiye’nin bu misyonunu engellemeye hizmet etmektedir.
17 ARALIK’IN GÜCÜ, YENİ TÜRKİYE’NİN ENERJİSİNE YETMEDİ
Türkiye’nin enerji alanında aktif rol alması ve enerji siyasetini belirleyen aktörler arasına girmesiyle birçok dinamiğin yerinden oynayacağı açıktır. Bu bağlamda, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik istikrarını hedef alan 17 Aralık darbe girişiminin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın TANAP için Azerbaycan’da bulunmasıyla aynı güne denk gelmesi, bir tesadüften daha fazlasına karşılık geliyor. Taner Yıldız’ın “17 Aralık başarılı olsaydı, bugün TANAP’tan bahsedemeyecektik” açıklaması, 17 Aralık girişiminin asıl amacının Yeni Türkiye’nin yapı taşlarından olan enerjiyi durdurmak olduğunu ortaya koyuyor.
Türkiye’nin enerji politikalarından rahatsızlık duyan kesim, TANAP da olduğu gibi, Kuzey Irak Bölgesi’ndeki Kürt petrolünün uluslararası pazara taşınmasında Türkiye’nin etkinliğini azaltmaya çalışmış, bu süreçte başlıca rol oynayan Bakan Yıldız hedefe konulmuştur. TANAP’ın yoluna devam etmesi, Kuzey Irak petrolünde Türkiye’nin rolünün artması ve Türk Akımı’nın konuşulmaya başlanması, 17 Aralık girişiminin başarısızlığını ilan etmektedir. Geldiğimiz noktada, 17 Aralık’ın gücü, Yeni Türkiye’nin enerjisini durdurmaya yetmemiştir ve Yeni Türkiye yoluna hız kesmeden devam etmektedir.”
Editör