SİYASETE KADIN ELİ GEREK

Özellikle bulunduğumuz coğrafyada erkeklerin egemen olduğu siyaset, bakış açısına göre "doğru" veya "yanlış" olabilir. Aslında bunun doğruluğunu ya da yanlışlığını tartışmak yerine, toplum olarak siyaset alanında kadına daha fazla yer açmanın yollarını aramalıyız.

Yerel seçimlerin yaklaştığı şu günlerde bırakın kadın başkan adaylarını, belediye meclislerindeki üyeliklerde bile her partide yok sayılacak kadar az kadın ismi var.

Oysa bizim çok güzel bir sözümüz var!

"Yuvayı dişi kuş yapar!"

Yani, kadındır ailedeki birliği ve dirliği sağlayan.

Narin ve kırılgan yapılarının altında hem cesur bir yürek taşırlar, hem de sanıldıklarından daha da güçlüdürler. Bunu en azından analarımızdan biliriz!

Kadın adildir.

Kadın vicdanlıdır.

Kadın, sorunları çatışmayla değil, konuşmayla çözer.

Kadınların sevgisi erkeklere göre daha sağlam ve yücedir.

Ve kadınlar değişim ve gelişimin içindeki en önemli elemanlardır.

Hal böyleyken, hayatın her alanında dayatmayla sağlanan erkek egemenliği, ne yazık ki siyasette de ezici bir şekilde kendini göstermekte.

Genel seçimlerde ikinci kez AK Parti'den milletvekili seçilen Sayın Zehra Taşkesenlioğlu buna güzel bir örnektir.

Peki, diğer partiler yerel seçimlerde bunu gerçekleştiremez mi?

Hangi partiden olursa olsun, Erzurum'un birkaç ilçesinde kadın belediye başkan adayının sesini duymak o kadar da zor olmamalı, diye düşünenlerdenim.

Öngörülerinde ve duygularında kolay kolay yanılmayan kadınların, en azından yerel yönetimlerde yönetici pozisyonunda bulunmalarının, bulundukları topluma daha iyi ve adil bir hizmet getiremeyeceklerini, kim iddia edebilir ki!

Sevgiden, barıştan, birlikten yana olan kadın yapısını görmemezlikten gelmek ve onlara siyaset alanında hak ettikleri yeri vermemek en azından erkek egoistliğidir.

Kaldı ki kadın adayların toplumda sağladığı iletişim ve kendi düşüncelerini ifade etmesi büyük oranda hemcinsleri tarafından karşılık bulacaktır.

Aydın'ın "Topuklu Efe'si" Özlem Çerçioğlu buna güzel bir örnektir. Başka partilere mensup olan ve gönül veren Aydınlı kadınlar, yerel seçimlerde Özlem Çerçioğlu'na oy vererek başkan yapmışlar! Şimdi ise ne kadar doğru yaptıklarını görmekteler.

Yok, bu yazıdan kimse, "bütün kadınlar kardeştir, erkeklerin çoğu kalleştir," sloganını çıkarmasın.

Demek istediğimiz, kadınların siyasette yönetici sıfatıyla çok az yer aldığıdır! Ki bu da haksızlıktır! Bu haksızlığın giderilmesini erkeklere bırakmak ise saflıktır. Yani iş yine kadınlara düşüyor!

..

Son günlerde bazı ilçelerde seçmen sayılarında değişiklikler oluyormuş.

Bu kanıtlandı.

İyi de nasıl oluyor bu, sorusunu sorduğumuzda, öykücü yanımız kaşındı ve hayal ettik.

/Canı sıkkın olan ilçe başkanı, genel merkezden gelen, "bu kez kazanmamız gerek," cümlesinde bulunan gizli emri iyi algılamış olmalı ki, rakip parti ile aralarındaki üç yüz oyu nasıl kapatacağını ve nasıl kazanacağını kara kara düşünürken son bir umutla elini masasındaki telefona uzattı.

Aynı partiden olan falanca ilçe başkanını aradı.

"Alo, başkanım, nasılsınız!"

Sıkıntılı bu sese, karşıdan çok rahat bir ses cevap verdi.

"Çok şükür başkanım, yerel seçimlere hazırlanıyoruz işte!"

"Biz de hazırlanmaya çalışıyoruz ama işimiz zor biraz!" Dedikten sonra lafı fazla uzatmadan konuya girdi."Bana seçmen lazım! Bir nisana kadar en az üç yüz seçmen lazım. Sende fazla vardır başkanım, bir iyilik yap işte!"

Karşıdaki ilçe başkanı üzüntülü bir ses tonuyla, "Allah seni inandırsın başkanım, benim de seksen eksiğim vardı, garanti olsun diye falanca ilçeden yüz istedim. Sağ olsun, fazlası vardı, kırmadı beni. Ben de fazla olsa seni kırmam. Seçmen kurban olsun partimize, olsa esirger miyim hiç!"

Eksik seçmenli ilçe başkanının canı sıkılsa da teşekkür etti ve başka bir ilçeyi aradı ve aynı istekte bulundu.

Fazla seçmeni olan başkan, arkadaşını kırmadı.

"Tamam," dedi. " Söz konusu partimiz ise, gerisi teferruattır. Sana on otobüs seçmen gönderirim, kayıtlarıyla ilgilen; ama en geç nisanın ikisinde geri isterim. Taksit taksit ya da eksik falan değil ha! Verdiğim gibi alırım!"/

Sanırım böyle oluyordur!

Abarttım mı?

Olsun, bu yalan dünyanın yalan siyasetinde öyküler gerçeğe uygun olacak değil ya!

Her bireyin bir hikâyesi olduğu gibi, her toplumun da bir hikâyesi vardır.

Kendi hemcinslerimizden çok hikâye dinledik, biraz da kadınların hikâyesini dinleyelim, dersek ihanet etmiş sayılmayız, değil mi yani!