Hava bugünlerde soğuk ya...
Başladık feryada!
Sanki yeni farkına varıyoruz Erzurum'un soğuğunun.
***
Oysa bu memleketin iklimi, Allah bilir ya, dünya kurulduğundan ber böyle, yani sert!
***
Ünlü Seyyah Evliya Çelebi, 1630-1681 yılları arasında bi tarihte Erzurum'a da gelmiş.
Ne kadar buralarda kalmış, bilmiyorum.
Ama yazdıkları, benzetmeleri ortada:
"Erzurum'da kışın kedi damdan dama atlarken, havada dondu!"
"Erzurum'da 11 ay 29 gün kaldım. Vatandaş sabırla yaz gelecek diye bekliyordu!"
***
Tabi teşbih bunlar.
Ama kışın soğuğunu anlatması adına da asırlardan beri söylenegelen sözler.
***
Soğuk, kar, kış bizim için hiç sürpriz değil anlayacağınız.
***
Sonuçta Erzurum kış memleketi.
Kış memleketine de kar yağar, soğuk olur, çiğ düşer, kırağı oluşur.
Kastamonulu'nun dediği gibi...
"Herbişe olabilü!"
Bunlar mevsimin ruhunda var olan gerçekler.
***
Yaşadıklarımıza bir başka açıdan bakıp, yorum getirmek gerekirse...
***
Bal, tatlıdır, biber acı, limon ekşi.
Süt beyazdır, kömür kara, bayrak kırmızı.
***
Siz hiç kubbesinden buzulların sarktığı hamam gördü, fırında "buzlu ekmek" piştiğini duydunuz mu?
***
Olacak şey değil bunlar.
***
Bu nedenle, Erzurum'da, Kars'ta, Ardahan'da hava sıcaklığının sıfırın altında bilmem nerelere kadar yuvarlandığını duyurmak, anlatmak, hayrete düşercesine yorumlamak...
Abesle iştigalden başka bişey değildir!
***
Asıl hayret edilmesi gereken şey nedir, biliyor musunuz?
Batı'nın sıcak illerine oranla hayli soğuk ve şartları çetin olan bu bölgelerde yaşayan insanlar olarak, bişeyler yapmıyor, yapamıyor oluşumuzdur.
***
Doğu'nun soğuğu, kışının sert geçişi kaderdir, Allah'ın taktiridir, değiştiremezsiniz.
***
Ama doğalgazın, kömürün, elektriğin fiyatının bilmem kaç para oluşu...
Giyeceğin, yiyeceğin fitatının yüksekliği...
Vergi dilimlerinin kalkınmış iller ile eşit tutulması asla kader değil, olsa olsa biçareliğin acı bir göstergesidir.
***
Kendisinden hizmet beklediğiniz bir belediye düşünün ki, bütçeden aldığı paranın çoğunu karla mücadele çalışmalarına harcasın!
O belediyeden siz sağlıklı bir hizmet yapmasını bekleyebilir misiniz?
***
Doğu Anadolu Bölgesi'nde çetin bir kış yaşandığı ortada.
Ancak, bu "çetinliğin ve zorluğun" ötesinde bişey!
Yaşadıklarımız bence bir afet, bir doğal afet hem de!
***
Biz bugünlerde bölge insanları olarak o afeti diş dişe vurarak, zangır zangır titreyerek, yolda kalarak, nakliye sıkıntısı çekerek, hastaları sağlık kuruluşlarına vaktinde ulaştıramayarak fazlasıyla yaşıyoruz.
***
Rabbim beterinden saklasın!
***
Yaşadıklarımızın daha beteri vardır mutlaka.
***
Misal, ısı sıfırın altında 50 dereceye düşebilir, kar 2 metre kalınlığa ulaşabilir filan.
***
Ama bu olumsuzlukların hiç biri, umursamazlığımız ve vurdumduymazlığımız kadar örselemez bizi!
***
Dışarıda hava buz gibi.
Evlerde su sayaçları donuyor, kapının önünde arabalar çalışmıyor, süreki yanan, aynı zamanda da cüzdanı yakan doğalgaz yeterince ısıtmıyor!
***
Ve bu olumsuzlukları sanki kimse de görmüyor!
***
Sormak gerekmez mi?
Nerde bu şehrin sivil kitle örgütleri, nerede iktidar partisinin vekil ve yöneticileri, nerede muhalefet, nerede bürokrasi ve diğerleri.
***
Maddi durumu iyi olanlar açısından, gelen külfetin çok da önemi yok.
Ama ya olmayan ne yapsın, nere gitsin, hangi taşa başını vursun?
***
Yaşadığımız bölge, ülkenin "en geri kalmış" bölgesi.
Bundan dolayı geçmişte özel kalkınma reçeteleri hazırlanmış, tedbirler alınmış.
Ancak bunlar bir işe yaramamış olmalı ki, göç önlenememiş, bölgeden kaçış, artarak devam etmiş.
***
Denilebilir ki; "Giden gitsin, kaçan kaçsın, kalan sağlar bizimdir!"
***
Kimse kusura bakmasın ama, bu gidişle bölgede sağ ve sağlam kinse kalmayacak!
***
Bu nedenle; göçü önlemeden ziyade, bu topraklarda her şeye rağmen inatla yaşam mücadelesi veren insanlara rahat nefes aldırmak gerek.
***
Bireysel girişimlerden belki sonuç alınamayabilir.
Ama bölgesel dayanışma sonuç getirebilir.
***
Geçen günkü yazımda belirtmiştim. Tekrar edeyim:
"Sorunlarımız belki dağ gibi, ama çözülemeyecek cinten değil!
Önce bize bir lider, bir önder gerekiyor."
***
Bizde Doğu Anadolu Belediyeler Birliği diye bir oluşum var ve başında da bildiğim kadarıyla Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen bulunuyor.
***
Derim ki, alın size bir doğal lider!
***
Cumhurbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a hayli yakın olan, yerel yönetim konusunda deneyimli, halk desteğinin önemli kısmını yanında tutmayı başarmış bir Mehmet Sekmen, bölgesel sorunların hem tespitinde ve hem de çözümünde etkin rol üstlenebilir.
***
Bölgede, bölücü hainlere gönül bağı ile bağlı olan yerel yönetimler, oluşacak böylesi bir birliktelik karşısında zafiyete de düşebilirler ki, dayanışmanın ikinci ve de önemli bir getirisi de bu olur!
***
Yani her yönüyle avantajlı bir durum sözkonusu.
***
Tek sorun; Sağlanacak avantajlardan haketmeyen diğer illerin, "biz de istiyoruz" diyerek kazan kaldırmaları.
Kalkınmada öncelikli iller yasası, sırf bu yüzden delinmedi mi?
***
Artık tecrübeliyiz.
Hakkımızı kaptırmamanın yolu belli:
Rakım 1800!
***
Bu sınır ve üstünde kalan her yer, iliyle, ilçesiyle doğal afet kapsamına alınabilir, kalkınmada öncelikli yöre olarak ilan edilebilir.
Dolayısıyla siyasette ağırlığı olan iller, ortada bir sınır çizgisi olduğundan, "biz de doğal afet kapsamına alınalım" diyemez.
***
Yeter ki, o bölgesel dayanışma sağlansın.
Bunun için sadece bi çağrıya ihtiyaç var!
***
Öyleyse, haydi Sayın Sekmen, sesine kuvvet!