Yurdum insanının ve Erzurum halkının en çok okuduğu ama en az anladığı kitabın Kur’an-ı Kerim olduğunu, dindarlık araştırmasına göre Erzurum’un da bulunduğu Kuzeydoğu Anadolu bölgesinin ise ülkemizin en dindar bölgesi olduğunu biliyor muydunuz..?
Nahl suresi 89. ayette ‘’Bu kitabı sana her şey için bir açıklama, hidayet rahmet kaynağı ve müjde olarak indirdik’’ der yaradan. Hayatın kitabı Kur’an-ı Kerim, emir ve yasakları, ahlaki buyrukları, toplumlardan haberleri, dünya hayatının gerçeklerini ve ölüm sonrasını az sözle bilgi veren bir kitaptır.
Bu kitabı ilk defa okuyan birisi dağınık bir kitap olduğunu düşünebilir ama mucize özelliklerinden birisi anlatım tarzıdır. Günümüzde film, dizi ve tartışma programlarında da Kuran’daki anlatım tarzı kullanılır. Şöyle ki, uzun süre tek bir karaktere yer verilmez. Araya başka kişi ya da eylemler eklenir. Bunun sebebi izleyicinin dikkatini en üst seviyede tutmaktır. Tıpkı Kurandaki gibi…
Allah Kuran’da, yeryüzüne, gökyüzüne, dağlara, canlılara bak der. İnsanların akıllarını kullanmasını, kullanmadıkları zaman pisliğin üzerlerine yağacağını söyler. Ama Erzurumlu binlerce hatim indirir, dirileri uyaran Yasin suresini ölülerine okur ve ne dediğine bakmaz. Bakmadığı içinde anlamaz.
Ramazan ayını idrak ettiğimiz şu günlerde, Kamer suresi 17. ayetteki ’’Kuran’ı hatırlatıcı olarak kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mu?’’ uyarısına kulak vermenin şimdi tam zamanı. Mısırlı İslam alimi Muhammed Gazali’nin muhteşem sözüyle bitiriyorum.
‘’Dünyanın her yerinde insanlar bir şeyler öğrenmek için okurlar. Müslümanlar ise Kuran’ı sadece okumak için öğrenirler’’.