Sosyalleşme Kutsaldır!

Genelde eskilerden söz eder ve eskilerin özlemini çekeriz. Eskiye özlemin altında yeni hayatlarımızdan çok mutlu olmadığımız, hatta yaşanan olaylardan açıkçası memnun olmadığımızı ifade etmiş oluruz! Bir kısmımız da çocukluğundan hiç söz etmez; çünkü değerli bir hatırası yoktur! Bunun sebebi nedir; birçok akrabam ve arkadaşımla bu konuda konuştum!

Şiddetli bir toplum hastalığı olan asosyallik artıyor! Kısacası sıkıntılar, insanın yalnızlığı buradan doğuyor.

İnsanlar asosyalleşiyorlar.

Asosyalleşen insan değirmen taşı gibi kendi ekseninde dönerek bütün ömrünü karanlığa çalan bir ruh fonu üzerinde mahpusluğun bitmesini bekliyor.

Sıfır altı yaşın kişilik gelişiminde ve sosyalliğin boyutları hakkında fikir verdiğini uzmanlar söylüyor.

Asıl meseleye 1890 yıllarında Alfred Adler basıyor! Eğer bir anne çocuğuna meme verirken, çocuğunu etraftakilere tanıştırarak konuşursa o çocuk hayatında başarılı olur, sosyal bir insan olur! Çocuğa meme verirken annesi; bak bu senin halan, bu senin amcan, bu dayın bu komşumuz falan diye tanıtmak, değer verdiğini gösteren bir tanıştırmadır. Bunun tersi ise gelişme çağında insanlardan çocuğunu insanlardan uzak tutmak veya insanlar hakkında olumsuz veya yalan beyanlarda bulunmaktır.

Birinci çocuk sosyal olup, merhametli, insanlara yakın, iyiliksever, başarılı olurken ikinci şartlarda yetişen çocuk asosyal, insanlardan kaçan, insanlara güvenemeyen, mutsuz ve genelde başarı çizgisine çok yaklaşamayan insanlar olurlar.

Hayatı değerlendirme ve normal yaşamak için yardımlaşma ve akıl kullanmalarda birinci çocuk sosyal davrandığı için başkalarının aklını da kullanarak hayatını kendisine ve başkasına kolaylaştırabilir. İkinci ortamda yetişen çocuk ise kendi dünyasında ve kendi dertleri ile baş başadır.

Eski özlemlerin içinde muhakkak ki geniş ailelerimiz, çok yakın veya daha yakınlarımızla dostlarımız, arkadaşlarımız, sosyal çevrelerimiz vardı! Özlemimiz bunadır.

Asosyal bir insanın eskiden ve çocukluğundaki asosyal dar ve yalnız çevre hayatı boyunca kendi yalnızlığının garantisi olacaktır. İlişkileri daha çok menfaate dayalı, günü bir ve yüzeyseldir, samimi değildir.

Siyasi tartışmalar, kısır çekişmeler bir taraflılık durumlarında birinci insan daha geniş, daha hoş görülü daha fikirleri dinleyebilen, kabullenebilen, düşünebilen olurken, ikinci grupta yetişenler daha alıngan daha kızgın daha agresif olabilirler.

İlaç; anne sütü döneminde başlayarak insanlarımıza diğer insanları hayvanları ve doğayı sevdirebilmektir!

Çocuklarımıza pahalı hediyeler alarak onların gözünde dünyayı değersizleştirmek yerine onlara yakın uzak akraba, dost, ahbap sevgisi, saygısı ve elimizdeki sosyal çevrelerimizin değerini öğreterek hayat boyu bir hediye vermiş oluruz!

Kimse yalnızlığın psikolojisini kaldırabilecek kadar güçlü değildir.

Ve hayat insanlar ve hayvanlarla paylaştıkça daha güzel, daha yaşanılabilir ve daha değerlidir.