İfratla tefrit dedikleri bu olsa gerek…
Her ikisi de profesör, her ikisi de kendince halkı bilgilendirmek istiyor.
Biri diyor ki, “Bırakın maskeyi filan, bir dilim ekmek için birbirimizin boğazını sıkacak günler yakındır.”
Öteki de diyor ki, “Korkmaya gerek yok en geç üç hafta sonra bu Korona illeti geldiği gibi çekip gidecek.”
Haydi buyurun bilme ve ilme hürmet eden biri olarak, isimlerinin önünde “profesör” yazan bu iki kişiden birine inanın…
İkisi de uçmuş, sanırsınız ki Koronavirüs asıl bunların aklını felç etmiş…
Biri öldürmekten beter ediyor, öteki kelebekler vadisinde coşuyor!
Yahu birader, niye bizi illa da sıtmayla ölüm arasında bir tercihe zorluyorsunuz?
İşte bu yüzden hükümete bir çağrım var, hoş kabul göreceğinden değil ama yine de konuşacağım:
Hani her gün neredeyse günün her saati televizyonların kadrolu sözde bilim insanları var ya, evet; eğer bu ülkede ahalinin huzur ve sükûna ermesini istiyorsanız sözde önce o bilim insanlarının ekran fişini çekin, onları makineye bağlı olmaktan kurtarın…
Meğerse bu ülkede ne kadar çok Korona uzmanı varmış!
Hayır, içlerinden biri bir derde şifa en küçük bir ilaca imza atmış olsa saygıyla dinleyeceğiz ama alayı neredeyse palavracı, Batı devşirmecisi ve internet alimi!
Google’da belli başı siteler var, oradan Latince metinlerden arakladıkları tarifleri, yarım yamalak biçimde Türkçe’ye çevirerek televizyon ekranlarında papağan gibi tekrar edip duruyorlar.
Bu yüzdendir ki işte:
Biri, “öleceksiniz”, öteki de, “bahar çok yakın” diyor…
Artık bu rezalete bir son verme zamanıdır.
Bu ülkede kim öldü, kim kaldı, bu bilgiyi tek elden devlet vermeli, televizyonlarda ahkâm kesen sözde allamelere artık sus demeli…
Nedir bu bilgi kirliliği Allah aşkınıza?
Biliyorum bu dediğim kabul edilmeyecek, ama ben yine de söyleyeceğim…
Gelin şu televizyon alimlerini susturun.
Hayır, hakikaten yeni bir şey söylemiş olsalar başımızın üstüne, ama neredeyse alayı Batı’dan arakladıkları saçma sapan metinleri tekrarlayıp duruyorlar!
Bu yüzden ahali büsbütün bunalmış durumda, belki de bu sebeptendir ki insanlar kendilerini sokaklara vuruyorlar delicesine…
Yahu birader bu nasıl bir ülkedir böyle, sözümona yüzlerce bilim insanı var, ama birinin dediği öbürünü tutmuyor!
Bu yüzden sayın devlet yetkilileri sizden rica ediyoruz, şu televizyon denilen fitne kutusunu kırıp atın…
Madem bu ülkede bir Bilim Kurulu var, o halde o Bilim Kurulu’nun bir sözcüsü her akşam belli saatte televizyona çıkıp ülkede olup bitenleri, ölen kalanı resmi olarak açıklasın…
Böylelikle her kafadan ayrı bir ses çıkmasının önüne geçilmiş olur…
Bazı profesörler var, sabah yedide başlayıp gece yarısına kadar ekranda!
Cidden merak ediyorum, bu zatı muhterem gün içinde hastanesine uğruyor mu ya da bir hastası varsa eğer o hastasına bakıyor mu?
Televizyon ekranları maskaralıktan geçilmiyor.
Koca koca adamlar ergenler gibi kendilerini tanıtma peşinde!
Hayır, bir de kaprisliler ki sormayın gitsin!
Sayın yetkililer…
Takdir edersiniz ki bir gazeteci olarak sansürü savunacak değilim.
Savunmuyorum da zaten…
Lâkin sabahtan gece yarısına kadar ekranları kirleten bu takıntılı adamlar yerine, İnek Şaban filmleri yayınlatsanız emin olun ki ahalinin psikolojisi daha sağlıklı olur.
Hani sokağa çıkma yasağı getirmeyi ciddi ciddi düşünüyorsunuz ya, ben sizin yerinizde olsam bu sapkın profesör salgınına yasak getiririm…
Besbelli ki adamı evde karısı, fakültede öğrencisi bile dinlemiyor, ama buna rağmen o sözüm ona profesör, televizyon ekranında ya kıyamet haberi veriyor ya da herkese cennet sunuyor…
Bu ülkenin Sağlık Bakanlığı her gün zaten resmi açıklamada bulunmuyor mu, her gün ölen kalan bilançosu sunmuyor mu?
Şu halde Batı kaynaklarından arakladıkları bilgileri tekrarlayıp duran şu lüzumsuz adamlar neyin nesi oluyor?
Onlara göre nasılsa evde kalsak da öleceğiz, sokağa çıksak da!
Sayın yetkililer belki farkındasınız belki değil…
İnanınız ki toplum sağlığı bozulmak üzere…
Sırf bu profesörler yüzünden eğer toplumsal bir kaos meydana gelirse hiç şaşırmayın…
Yahu bu adamlar hangi ara profesör olmuşlar, bu kadar işsiz güçsüz geveze adamdan ilim insanı mı olur?
Sayın yetkililer, ben size bir şey diyeyim mi?
Günün sonunda Türkiye, Koronavirüs’ten kırılmasa bile sırf bu lüzumsuz adamların şöhret olma merakı yüzünden televizyon izlemekten yitip gider…
Hayırdır hocam Şaban’ı mı sollamak istiyorsun!?
Nedir bu medya maymunu olma özentin?
Sayın yetkililer, er ya da geç biz bu illeten kurtulacağız Allah’ın izniyle…
Lakin bu ülkede eğer bu kadar bilmediği konunun alimi hoca varsa inanınız ki asıl felaketimiz bu olacaktır.
Onlardan nasıl kurtulacağız?
Hayır virüs değiller ki aşısını bulalım...