En son deplasmanda Gençlerbirliği, Erzurumspor maçını izledim.
Herkesin malumu Başkentin iki büyük kulübünden biri Gençlerbirliği...
Tribünlerde 1000 ya da 1500 dolayında Gençlerbirliği taraftarı vardı.
Tribün ambiyansı üst düzeyde olunca sanki 10 bin taraftar vardı tribünde...
Ama en önemlisi neydi biliyor musunuz?
Stada gelen tüm taraftarın üzerinde Kırmızı-Siyah Gençlerbirliği forması vardı.
Hepsi Kulübe katkı olsun diye forma almışlar.
Hem kulübe katkı yapmışlar hem de gönül verdikleri takımın formasıyla maça gelmişler.
*
Tabi bu ortamı gittiğim her şehirde gördüm.
Biz ise stada nasıl beleş gireriz onun hesaplarını yapıyoruz.
Bunu ben değil bizzat onursal başkan Mehmet Sekmen söyledi.
Hiç gerçek taraftar beleş stada girer mi?
Zaten taraftar demekte biletini alan ve destek verdiği takımın arkasından koşan değil m?
*
Organize bir taraftarlık ruhu yok.
Kongre oluyor aynı insanlar kongre salonunda...
Maç oluyor aynı insanlar tribünde...
Ya bu insanlar zaten Erzurumspor'u seviyor peşinden koşuyor.
Önemli olan sosyal medyada kimseye kül bırakmayanlar.
Bizim esas sözümüz onlara..
Bilet almazsınız.
Kulübün ürünlerine beleş sahip olmak istersiniz...
Sahi bu mu taraftarlık.
Sonra çıkıp Erzurumspor'dan Real Madrid, Barcelona ya da Liverpool, Manchester City olmasını bekleriz.
Olduysa mübarek ola...
*
Erzurumspor’un transfer tahtasını açmak için Mehmet Sekmen kadar bu şehrin nimetlerinden faydalan insanlardan, Erzurum kimliği taşıyıp da batı illerinde ikamet tüm insanlara herkese büyük sorumluluk düşmektedir.
Ancak el birliğiyle bu iş çözülür.
Çözülmeyecek bir konu da değil.
Yeter ki istesin.
Yeter ki isteyelim.
Erzurumspor'u sevmenin yolu destekten ve taraftarlıktan geçer.
Onun için sözde değil özde taraftar olmak lazım.