Yığınla belirsizliği beraberinde getirerek sonuçlandı.
***
Ülkede bundan sonra ne olur, kim kiminle ortaklık kurar, kurar mı, kuramaz mı?..
Yoksa kırk beş gün sonra yeniden seçime mi gideriz, bilemem.
Bunu zaman gösterecek.
***
Bildiğim, Erzurum'un karizmasını çizdiğidir.
***
Bir şehir düşünün ki, yıllarca Türk Milliyetçileri'nin kalesi olmuş...
Genlerinde hep vatan sevgisini, bayrak aşkını var etmiş...
Ruhunu maneviyatın verdiği dinginlikle diri tutmuş Mevla'ya emanet bu şehrin vekillerinden biri artık bebek katilinin temsilcisiyse...
Bu, karizmanın çizilmesinin ötesinde çok büyük bir ayıp, çok büyük bir utanç vesilesi ve çok büyük bir vebaldir.
***
Bundan fazla değil 8 - 10 yıl evvel kim diyebilirdi ki Türk Milliyetçileri'nin Kalesi Erzurum, PKK mahreçli bir vekili Meclis'e gönderecek!
***
Böyle bir iddiayı zaten kimse ortaya atamazdı, atanın da ya aklından şüphe edilir, ya da alnı karışlanırdı.
Ama ne hazindir, bugün Erzurum'un, Erzurumlu'nun alnı karışlanıyor.
Hem de adını, sanını, kim olduğunu bilmediğimiz, yüzünü dahi görmediğimiz bir kadın tarafından.
***
Diyorum ki, bu bir ayıpsa, bu ayıbın sorumlusu ya da sorumluları olmalıdır!
***
Sahi kimindir o sorumlular?
Acaba, önümüze bir garip aday listesi sunan ve "alın bunları seçin" diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli...
Ve o listenin "kaptan köşkü"nde yer alan Profesör Doktor Kamil Aydın ya da her ikisi birden olabilir mi?
***
Kamil Aydın seçilmiştir, hayırlı olsun.
Ama bu, kesinlikle alkışlanacak bir başarı değildir.
Çünkü MHP, en sıkıntılı dönemlerde bile Erzurum'da milletvekili çıkartmış bir partidir.
Bu nedenle bir'den fazla milletvekilinin çıkartılma ihtimalinin bulunduğu bir dönemde, sadece Kamil Aydın'ın seçilmiş olması sorgulanması gereken ciddi bir başarısızlık örneğidir.
***
Erzurum'da, daha fazla milletvekili çıkartma ihtimalinin yüksek olduğu şu seçimde MHP'nin "bir" ile yetinmiş olmasının başka izahı olamaz.
***
Şayet MHP Erzurum'da beklentileri boşa çıkartmamış olsaydı, HDP'li hanımefendinin yerinde illa ki bir MHP'li vekil olacak' şehitlerimizin de kemikleri sızlamayacaktı.
***
Olmadı.
Olmazdı da!
Çünkü MHP'nin ilk iki sırasında yer alan adayları, sadece seçimden seçime ortaya çıkan, hiç bir memleket meselesinde olmayan, politika üretemeyen, halktan kopuk isimlerdi.
***
Ben, ne Kamil Aydın'ın, ne de Ertürk Çimen'in şehrin sorunlarıyla ilgili konularda geçmişte açıklama yaptığını, basın toplantıları düzenlediğini, kamuoyu oluşturma adına gayret gösterdiğini, en ucuz şekliyle "havamız kirli, suyumuz pis" dediğini bile hatırlamıyorum.
***
Kimse kusura bakmasın ama, kartvizit bastırıp, önüne gelenin elini sıkma kolaycılığıyla seçim kazanılmıyor.
Önce samimi olmak, partiye yıllarca hizmet etmiş olanların haklarını gasp etmeden ve belki siyaseten daha liyakatlı olanların önüne set olmadan haraket etmek gerekiyor.
Yoksa listenin üst sırasında yer kapıp seçilmek, kazanmak anlamına gelmiyor.
Siyasetin çöplüğünde o tiplerden çok var.
Asıl bunu görmek gerekiyor.