Bir tarafta, ‘’Bayrak inecekse, ezan dinecekse, git de gelme oğul’’ denilerek gönderilen Çanakkale, diğer tarafta, ‘’Türk çocuğu öksüz kalır ama yurtsuz kalmaz’’ diyerek, kundaktaki bebeğini bırakıp, cepheye koşan Nene Hatun’un şehri Erzurum. Çanakkale ve Erzurum Türk insanın vatan sevgisinin sadece iki örneği. Birisi ülkenin batısında küçük bir kent, diğeri ülkenin doğusunun merkezi. Çanakkale tam anlamıyla bir harp müzesi, bir milli park, Aziziye tabyaları ise, ne yazık ki, tinercilerin mekanı..!
Yapılan direnişle Moskof askerine büyük zayiatlar verilen Aziziye ve Mecidiye tabyaları, nam-ı diğer Nene Hatun milli parkı, sahipsizlik ve ilgisizliği yaşıyor. Önceki yıllarda Milli park olarak ilan edilen ve milyonlarca para harcanarak sözümona elden geçirilen tabyalar, şu günlerde tinercilere ev sahipliği yapıyor..! Çanakkale’deki milli park kadar olmasa da şehir insanın ve şehir dışından kente gelenlerin görmek istediği mekanlar arasında yer alan tabyalar, gezginlerin ürpermesine, soğuk terler atmasına neden oluyor.
Aziziye ve Mecidiye tabyaları birkaç yıl önce Erzurum’un iş bitiren vekilleri (!) tarafından Harp müzesi yapılacağı duyurulmuş ve Çanakkale gibi insanların akın akın geleceği bir yer olacağı duyurulmuştu. Ancak aradan yıllar geçmesine rağmen bırakın Harp müzesi olmayı güvenlik görevlisi bile olmayan bir mekan oldu.
Kahramalık destanlarının yazıldığı Aziziye ve Mecidiye tabyalarının bulunduğu kentin bir turizm kenti olması ise, işin en ilginç tarafı. Ve daha da ilginç olanı içerisinde barındırdığı tarihi ve kültürel özellikleriyle Erzurum’un Kış olimpiyatlarına aday olmaya hazırlanması.
İşgal altındaki tabyalara sahip çıkılmazsa, yakında tinerciler tabyalara yerleşecek…
Haberiniz olsun…