Sayın Sekmen, Palandöken sizin on yıllık çabanızın sonucunda artık bir dünya markası; tamam…
Ama bu marka, bırakın dünyayı ( hava ulaşımında yaşanan sorunlardan ötürü ) kendi insanımıza bile hitap edemiyorsa, neye yarar?
Erzurum’u dünya ölçeğinde kayak merkezi yapmaya hazır Palandöken, sırf bilet fiyatları ve az olan uça seferleri yüzünden rakiplerinin gerisine düşüyor! Erzurum, turizm lobilerinin oyununa mı feda ediliyor?
Önceki gün Palandöken’de kayak sezonu muhteşem bir şölenle açıldı.
Kar kalınlığı fena değil.
Tesisler, oteller ve etkinlikler çok güzel.
Yediden yetmişe herkese hitap eden bir yapıya sahip…
İster yerli isterse yabancı olsun hiçbir misafir, “Palandöken’de canım sıkıldı” diyemez. Çünkü birbirinden renkli seçenekler mevcut.
Palandöken, şu son on yılda öyle ciddi bir merhale katetti ki, hakikaten de Başkan Sekmen’in dediği gibi:
“Dünya çapında bir marka oldu.”
Allah vergisi yüksekliği, uzun pistleri, kar kalitesi ve ulaşım kolaylığı Palandöken’i onlarca yüzlerce kayak merkezinden farklı yani avantajlı kılıyor.
Ve fakat her kış mevsiminde Palandöken’in önüne dikilen ciddi bir handikap var:
Uçak bilet fiyatları, daha da önemlisi yetersiz uçak seferleri!
Son beş altı yıldan beri bu sorun bir türlü çözülemediği gibi katlanarak da artıyor.
Kış tatilini Palandöken’de geçirmeye can atan yüz binlerce insan var bu ülkede…
Yıllar önce bir turizmci söylemişti:
“Bir milyon yaz turistine karşı yüz bin kış turisti”
Malum kış sporları da kayak da pahalı bir etkinlik…
Avrupa’da cebine bin avro koyup gelen biri misal; Antalya’da iki üç hafta tatil yapabiliyor. Ama bin avro ile kimse Palandöken gibi iyi bir kayak merkezinde aynı sürede tatil yapamaz.
Kayak, büsbütün zengin işi olmasa bile dar gelirli bir turistin meşgalesi de değil ne yazık ki…
Palandöken ve Konaklı, Büyükşehir Belediyesi’nin uhdesine geçmesiyle birlikte, turizmcilerin de kabul ettiği gibi bambaşka bir çehreye büründü ve albenisi arttı.
Size uçuk kaçık bir bakış açısı gelebilir.
Bendeniz, Türkiye’de bir gizli (aslında bilinen) lobinin sanki Palandöken başını alıp gitmesin, bir dünya markası olmasın diye türlü engeller çıkarıp türlü dalavere üretiyor.
Uçak meselesi de bunlardan biri mi?
Türkiye’nin dört bir yanından insanlar, bir haftalığına da olsa Palandöken’e gelmek istiyor.
İstiyor da…
Ya uygun fiyata uçak bileti bulamıyor ya da istediği tarihlerde uçak seferi…
Başkan Sekmen’in de milletvekillerinin de bu hususta ciddi bir gayret sarf ettiklerine şahidiz.
Ama olmuyor işte…
Kış gelince aynı sorun, katmerli bir halde yeniden tekrarlanıyor!
Nasıl ki Batı’da, “Bu Türkler artık çok olmaya başladı” şeklinde düşünen bir yönetim anlayışı hakimse…
Türkiye’de de birileri, “Bu Palandöken’i durmanın vakti geldi de geçiyor bile” diyor!
Ticaretin olmazsa olmaz kuruladır:
Şayet, iyi bir pazarlama ekibiniz yoksa dünyanın en kaliteli ürününü imal etmeniz sizi şampiyon yapmaz.
Günümüz insanı, zaman fukarasıdır.
İstiyor ki, bir günün içerisine üç gün sığdırsın!
Kimse, Erzurum’a kayak yapmaya gelmek için günlerce uçak beklemeyeceği gibi geldikten sonra dönerken de, şu ya da bu sebeple burada mahsur kalmayı asla göze almaz.
Şair Ahmet Kutsi Tecer diyor ki:
Orda bir köy var, uzakta
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.
Şairin, Anadolu’nun gizli güzelliklerini anlatmasına saygı duyuyorum tabii ki…
Lakin çağımızda gidip gelemediğin yer sana kırgın, sana yabancıdır.
Bundan mütevellit…
Uçak sorunu illa ki çözülmelidir.
Anlaşılan o ki, Mehmet Sekmen’in üçüncü dönemi Mart’ta başlayacak.
Yani tam da kayak sezonunun en hareketli dönemi…
Bu sefer de uçaklar seferleri Erzurum’a ırak kalırsa, bütün emekler ziyan olur.
Uzaya turistik seferlerin yapıldığı bu zamanda, nasıl olur da bir şehre (üstelik talep patlaması olmasına rağmen) kafi sayıda uçak kaldırılmaz?
Palandöken’in parlayan yıldızı mı birilerini korkutuyor yahut da Erzurum’un başı mı çok büyük?