Avrupa’nın ileri gelen ülkelerine bakın stadyumları ful doludur.
İngiltere, İspanya ve Almanya gibi ülkelerde kasaba takımları bile önemli bir taraftar kitlesine sahiptir.
Takımı en üst ligde de olsa, amatör kümede de mücadele etse fark etmez onlar için, giyerler takımlarının formalarını koşarlar tribüne…
Tabi onların durumu biraz da farklı çünkü onlar futbolu ya da sporu bir sosyal etkinlik olarak görüyorlar.
Onlar için stadyuma gitmek, ya da basketbol maçını izlemek bir hobi…
***
Boş zamanlarını ya da hafta sonlarını iyi değerlendirmek için bulunmaz bir fırsattır, Avrupa’da spor müsabakaları…
***
Bizde durum Avrupa’dan farklı, taraftarlar bilinci ve spor kültürü yeni yeni oturmaya başlıyor.
Sponsorluk anlayışı da sıfır diyebiliriz ülkemizde..
Neyse bu sponsorluk işi başlı başına bir konu.
Biz devam edelim taraftarlık kültürüne…
Türkiye’de özellikle şehir takımlarının taraftarları kulüplerin başarısına endeksli.
Bazı kentlerin takımlarının taraftarı vardır ki, takımı bir alt ligde kafaya oynasın doldurur tribünleri, takımı bir üst ligde kötü durumda olsun ilk terk eden taraftar olur.
Oysa, dört büyüklerin dışında, mesela Adana Demir taraftarı, Göztepe, Kocaeli ve Eskişehir taraftarına her zaman ayrı bir parantez açmak lazım.
Bugün bu kulüpler ayakta ise inanın taraftarının gücü ile ayaktalar.
***
Son yıllarda Erzurum taraftarı da hakikaten ülke gündeminde…
“O, deplasman senin, bu deplasman benim” Erzurum taraftarı her yerde…
İç sahada tribünleri dolduran Erzurumlular, hatırı sayılır sayıdaki taraftar topluluğu ile deplasmanlarda da takımlarına destek veriyorlar.
Bu takdirlik bir durum…
Bakın Büyükşehir Belediye Erzurumspor BAL’da bile oynarken, binlerce taraftar deplasman maçına gidiyordu.
Bugün BB Erzurumspor Süper Ligde ise bunda ‘12’inci adam’ taraftarın katkısı hakikaten takdire şayan…
Dadaşlar Grubu öncülüğündeki Erzurum taraftarı yurdun dört bir yanını karış karış gezdi.
Öyle taraftar var ki, bu şehrin takımın peşinden daha önce gittiği kentlere bir çok kez gitti.
Fedakarlık yapıyor, bu şehrin taraftarı…
Spor Güvenlik Yasası gereği toplu halde maçlara giden taraftarlar, gittikleri şehre daha girmeden Polis gözetiminde stadyuma gidiyorlar.
Maçını izleyip, aynı şekilde polis gözetiminde bulundukları şehri terk ederek, memleketine dönüyorlar.
Yani kimse yanlış anlamısın, bu insanlar deplasmanlara giderken, gönüllerince şehirleri gezemiyorlar.
Ellerini kollarını sallayarak dolaşamıyorlar.
Eğer münferit gitmişsen deplasman maçına, gönlünce gezip dolaşabiliyorsun, kimse de bir şey demiyor.
Ancak toplu halde gidersen deplasmana dediğim gibi, Polis eşliğinde gitmek zorundasın stada…
***
İşte o yaz kış demeden Erzurumspor’un peşinden koşan Dadaşlar var ya! o insanlar sadece forma aşkından ve Erzurum tutkusundan dolayı gidiyorlar deplasmanlara…
Toplu halde deplasmana giden bir taraftara, en basit o gittikleri kentte bir yer ismi söyle bilemezler.
Çünkü göremiyorlar ki, caddeyi sokağı…
İşte o, Dadaşlar grubu sosyal medya üzerinden, gittikleri statlarda rakip takılmaların taraftarları ile dostluk kardeşlik kuruyorlar.
Tabi o, taraftarın misafirleri de oluyor. Gün geliyor ceplerinden yedirip, içiriyorlar misafir taraftarlara…
Bu büyük bir fedakarlık…
Evet!...Taraftar her yerde taraftar işte…
Onun için varsa yoksa bir takımı bir de arması vardır.
Gerisi hikaye…
Taraftarlık gerçekten zor iş bu dönemde…
Bir çoğunun çıkarı hesabı vardır. Ancak Erzurum taraftarı şehrinin takımını çıkarsız, menfaatsiz sever.
Bugüne kadar şehrinin takımının başarısında önemli payı olan taraftara, Cumartesi günü de büyük sorumluluk düşüyor.
Onlar tribünleri dolduracak.
Takım Antalyaspor karşısında galibiyeti kovalayacak.
Haydi bakalım, rastgele…
