BB Erzurumspor, İstanbulspor’dan aldığı üç puanın kredisini cebine koyarak gitti, Eskişehir deplasmanına…
Zorlu deplasmanda en azından Dadaş’ın ‘Es’mesine beklemiyorsak da, ‘Gürler’ diye düşünüyorduk.
Maçın 77’inci dakikasına kadar da sahada her şey Erzurum’un lehine ve istediği şekilde gidiyordu.
***
Mesai arkadaşlarım Onur Sağsöz ve Muhammet Tarhan ile ekran başında, maç boyunca adeta kan süzdük dersem yeridir.
O kadar heyecanlı bir maç izliyorduk ki, canlı olarak statta müsabaka izlesek her halde bu kadar heyecanlanmazdık.
Üstelik maçı Muhammet’i ‘at yarışı’ izler gibi seyretmesi, az kalsın bizi kalpten götürecekti.
Neyse ki, bazen esprileri ile Genel Yayın Yönetmenimiz Salih Tekin, bizim heyecanımızı dindiren isim oldu.
***
Mücadelenin aslında kırılma anları vardı. Örneğin, maçta 74 dakika Teknik Patron Osman Özköylü’nün nasıl sahada sabrettiği Haris Harba’nın tek olumlu hareketinde o direkte patlayan topu gol olsa belki maçın seyri başka olacaktı, olmadı…
Hay aksilik bu ya!...
Sezon başından beri bir türlü sağ bek bulamadığımız için mecburen sağ bek oynattığımız Stephane Acka’nın sağdaki aksaklıkları nedeni ile ev sahibi Eskişehirspor ilk yarıda en tehlikeli ataklarını Dadaşlar’ın sağ kanadından geliştirdi.
Allah’tan defansta Jasmin Trtovac gibi bir tehlike savar vardı da, ilk yarıyı Kaan Kanak’ın golü ile 1-0 yenik kapattık.
***
Belli ki, devre arasında Teknik Patron Osman Özköylü’nün fırçası işe yaramış ki, adeta ikinci yarıya golle başladık.
Burhan Eşer’in tam da vaktinde yani 52. Dakikada gelen beraberlik golünü atması bizleri ümitlendirdi.
Maçı yerinde izleyen Anadolu Ajans’ından Muharrem Aksakallı’nın ‘gol’ anında bizi müjdelemesi ayrı bir heyecan ve sevinç kaymağımız olmuştu, ekran başında…
***
Tam maç isteğimiz gibi giderken Eskişehir Dorukhan Toküz’ün şutunda, hem Lokman’a hem de kaleci Hakan’a çarpan top ağlara gidince, umutlarımız suya düştü.
Osman Özköylü’nün, o ana kadar sahanın adeta en iyilerinden biri olan ve sol kanatta hem defansta hem de ofansta günün en faydalı ismi olan Hakan Arslan’ı oyundan almasının hem kendi başına, hem de koca bir camianın başına nasıl çorap ördüğünü hep birlikte gördük.
85. dakikada…
Osman Hoca ‘Maçta puanı kurtarayım’ derken, maç boyuncu Erzurum vermediği gol pozisyonu sayısını 85’ten sonra vermeye başladı.
Hem o dakikada skor 3-1 oldu.
Hem de Bruno Mezenga ve Ofoedu ile kaçan yüzde yüzlük goller kaçırdı Es-Es…
***
Osman Hoca’nın Mert Nobre’yi oyuna alarak forveti ikilemesi aslında doğru bir işti, ama strateji hatası yaptı.
Mesela Hakan oyunda kalmaya devam edeydi, Jasmin Scuk’un yerine birini çekerek, bu oyuncuya alabilirdi oyundan.
Scuk’un doğrusu ben sahada ne iş yaptığını anlamadım.
Lokman Gör, uzun bir sakatlık döneminden çıkmıştı, Osman hoca her halde bunu hesaba katamadı ki, Lokman’ın savunduğu sol kanat son 15 dakikada ‘yol geçen hanına’ döndü, adeta…
Eskişehirspor Akademisinden yetişen Dorukhan Toköz, cirit attı, Dadaş’ın sol kulvarında…
Dorukhan gol attı, Erkan Zengin ile birlikte kendi sağ kanadında, Erzurum’un sol kulvarında şov yaptı adeta…
***
Sonuç itibari ile belki de Üç puana daha çok ihtiyacı olan Eskişehir, maçı kazandı.
Teknik Patron Yücel İldiz’in hamleleri zaferi getirdi.
Ben hiçbir zaman skora bakan gazeteci olmadım.
Osman Hoca’nın 70’e kadarki, oyun felsefesini beğendim.
Rakibi öncelikle oynatmama ve boş alanları da iyi değerlendirme hamlesi güzeldi.
Ama maceraya atılmasına anlam veremedim.
Deplasmanda yenemiyorsan, yenilmeyeceksin, Hocam, günümüz futbolunda mantık bu…
***
Neyse biz artık önümüzdeki maçlara bakacağız.
Ama her türlü kötü sonuca rağmen ve takımın dipte bulunmasına rağmen tribünleri doldurarak, doksan dakika boyunca bir saniye susmayan Eskişehir taraftarı kanımca galibiyetin baş mimarı oldu.
Es-Es taraftarı, herkese taraftarlık dersi verdi, Vallahi…
Osman Hoca ise dün iyi niyetle yaptığı yanlışlar sonucu, adeta intihar etti.