“Toplumsal Barış” siyasilerin sıklıkla kullandıkları bir söz grubu!
Veya bir temenni!
Zannedersem; insanların daha huzurlu, güvende olmaları, barış içinde olmaları amaçlanarak bu söz grubunu kullanılıyorlar!
Ya da amaçları bu değil!
Amacı “toplumsal barış” olan devlet yöneticilerinden bu topal, Türkçeye uymayan deyimi öylesine söylenen bir sözmüş gibi anlıyorum!
“Toplumsal barış”ın alt yapısı, şartları, olmazsa olmazları ve elbette düşmanlarının olduğu bir muhakkak!
İnsanların ayrı kökenlerden, ayrı milletlerden olduğunu bir kere bile telaffuz etmek; insanları ayrıştırır, toplum barışı daha başlamadan iş kavmiyetçilik boyuna iner!
Kavmiyet boyutuna indi mi; özerklik teraneleri başlar!
İnsanlar artık genel millet ve milli kavramlardan ziyade kendi kavmiyetinin menfaatlerini isterler.
Bu emperyalist güçlerin istedikleri ve kullandıkları bir durumdur.
Adalet denen ve artık kimsenin itimadı kalmayan kurum yeniden canlanmalı, hayata geçmelidir!
İnsan hayatına kıyanları affetmek; toplumsal barışın altındaki en büyük dinamittir.
İnsan öldürmenin cezası, tecavüzcünün cezası, teröristin bile artık cezası yok.
Hırsızlık, gasp, tehdit ise adi vakaların bile altındadır.
İnsanımız artık tehdit duymak istemiyor. Devleti ve milleti tehdit edenler ne yazık ki TBMM çatısı altında olanlardan gelmesi alışkanlık haline gelmiştir.
Devlet vatandaşla eski hesapları karıştırıp, on yıl hatta kırk yıl önceki hesaplardan vatandaşa para cezası kesip; faiz yüklüyor! Vatandaş mahkemeye verip kazansa bile aradaki zamanda elbet mutsuz olup; devleti karşısında görmeğe başlıyor!
Devletin geliri trafik cezaları olunca; cezalar yağmur gibi yağmaya başlıyor!
İnsanlar nasıl mutlu olacaklar, toplumsal barış nasıl olacak?
Hayati meselelerin halı altına süpürülmesi; toplumsal barışın oluşmaması için yeterli bir sebep değil midir?
Ve ekonomi; parası olmayan, asgari ücretle veya asgari ücrete yakın bir parayla geçinmeye mahkûm insanlardan toplumsal barış beklenebilir mi? Bir tarafta rantla geçim seviyesi en üst seviyede olanlar, bir yanda karın doyurmak için çaba harcayanlar!
İnsanlarını zekâta ve kurbana muhtaç etmiş ve bunu resmi kurumlarının dillendirdiği bir ülkede toplumsal barışı beklemek, hayalden öteye geçemeyeceği açıktır!