Haziran sıcağında hemen sınırlarımızın ötesinde komşumuz Rusya’da bugünlerde futbol topu Dünya Kupası için dönüyor.
Gerçi Anadolu’nun zirvesi Erzurum’da daha yeni yeni güneş görüyoruz.
Yeni sırtımızı ısınmaya başladı dersek abartmayız.
***
Evet!...2018 Dünya Kupası’na Rusya ev sahipliği yapıyor.
Darısı 2024 Avrupa Şampiyonası ülkemizin başına…
Dünyanın beş kıtasından toplam 32 ülke milli takımı ter döküyor, şu an Rusya’nın çeşitli şehirlerindeki görkemli statlarda…
***
Tam bir şölen havasında başladı Dünya Kupası…
Müthiş bir görsel şölenin ardından gol yağmuru ile karşımıza çıktı dünya kupası…
Rusya Suudi Arabistan’ı 5’leyince; bu Suudi Arabistan Dünya Kupası’nda ise Türkiye niye yok? diye hayıf biçtik, kendi kendimize…
***
Bir tek Fas-İran maçını 27 bin taraftar izledi, sadece bu maçta tribünlerde biraz boş koltuklar göze çarptı, ama onun dışında oynanan tüm ilk müsabakalarda tribünler doluydu.
Zaten Dünya Kupası’nın en büyük rengi de tribünler oluyor.
Dünyanın beş kıtasından Rusya’ya gelen futbol severler tribünleri renk cümbüşüne döndürüyor.
***
Brezilyalısı samba, Arjantinlisi Tango yapıyor.
Afrikalısı ayrı bir renk oluşturuyor Rusya tribünlerinde…
İzlandalısı Balina çağırıyor.
Nijeryalısı dans ediyor tribünde…
Hakikaten güzel görsellere tanıklık ediyor Rusya’daki Stadyumlar.
***
Daha önceden sosyal medya hesabımdan Türkiye ve İtalya milli takımlarının Dünya Kupası’na gidememesini büyük bir talihsizlik olarak nitelendirmiştim.
Dünya Kupası’nın gediklilerinden Gök mavililerin Rusya’da olmaması Çizme futbolu adına büyük kayıp…
Türkiye’nin dünya kupasında olmaması ise bizim adımıza büyük talihsizlik.
Bazı takımları orada görünce bizim dünya kupasına katılamamamız büyük bir kayıp…
***
Ama Dünya Kupası’nda şunu gördük ki, kadro istikrarı ve tecrübe çok önemli…
Bakın, Hırvatistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra hem Avrupa Şampiyonalarında hem de Dünya Kupalarında var.
Niçin, kadro istikrarını koruduğu için…
***
Adamlar bir vesile ile tecrübeli yıldızlarını bir arada oynatabiliyorlar.
Hırvatistan bunu geçmişte de yaptı, bugünde yapıyor.
Yani Hırvatistan’ın bugün dünya kupasında sahaya sürdüğü isimlerle biz Türkiye olarak yıllardır sahada rakibiz.
Adamlar 20 yaşında ilk milli maçlarına çıktıysalar bugün 30 yaşındalar, yani 10 yıldır Hırvatistan Milli takımlar düzeyinde hemen hemen aynı kadro ile mücadele ediyorlar. Demek ki, adamlar kadro istikrarını koruyor.
Aynı şeyi ülke olarak sadece Erzurum Şehir Merkezi nüfusundan daha az İzlanda da içinde söylemek lazım.
Bu iki ülke Türkiye’nin bulunduğu gruptan Dünya kupasına gittikleri için örnek verdim, yoksa diğer bir çok ülkenin de Hırvatistan ve İzlanda’dan farkı yok.
Tecrübe ve kadro istikrarının başarıyı getirdiği kesin.
Biz ülke olarak A Milli Takımı yapboz tahtasına çevirdik.
Her yıl ayrı bir takım, ayrı isimle biz kadro istikrarını yakalayamazsak, sistemimizi oturtamaz isek, daha çok uzaktan bakarız şampiyonalara…
Ekranlarda sadece diğer ülkelerin kendi aralarında yaptıkları maçları izlemeye devam ederiz.
Biz bunu başaramazsak gider Lucescu… Gelir başka biri, değişen bir şey olmaz.
Biz Milli takımın başında teknik direktör eskitmekten başka bir şey yapmıyoruz.
Oysa 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası ve 2022 Dünya Kupası için bugünden düğmeye basmalıyız, Türkiye olarak.
Sayın Mircea Lucescu da bu bilinçle oluşturmalı kadro istikrarını…
Evet!... Şu an büyük bir heyecanla Dünya Kupası Maçlarını TRT ekranlarında izliyoruz, ama inanın Türkiye’siz dünya kupasının tadı yok.